‘Zoraki köstebeğin kefaret eylemi’

MUSTAFA ÖZCAN

Afganistan’ın Host kentinde Chapman Üssünde 7 Amerikalı, 1 de Ürdünlü ajanı öldüren veya daha doğrusu kendisiyle birlikte götüren Zerkalı Humam Muhammed Abu Mellal El Belavi’nin Defne Bayrak adlı bir Türk gazeteci bayanla evli olduğunu duyduğumda hemen zihnim Hürriyet ve Şarku’l Avsat gibi gazetelerde yazan Yahudi asıllı Defne Barak’a gitti ve bunun üzerine ‘ne iştir?’ diye kendi kendime sormaya ve teoriler üretmeye başladım. Daha sonra, meğerse birçok kişinin de benim gibi aynı yanlışa düştüğünü görecektim. Ardından bir harf azizliğiyle Defne Bayrak ile Defne Barak’ın karıştırıldığını fark ettim ve haberler netleştikçe hafızam da netleşmeye başladı ve Defne Bayrak’ı bazı yazılarından ve yazdığı bazı kitapların isimlerinden tanıdığımı hatırladım. Daha doğrusu ismine aşina olduğumu fark ettim. Yazıları ve kitapları, kesinlikle Kaide’ye sempati beslediğini ortaya koyuyordu. Zihnimin bir tarafında da nasıl olup da Ürdün’den bu tarz yazılar geçebildiğini de sorguluyor ve merak ediyordum. Ya bir güvenlik boşluğu olmalı ya da aşırı bir cesaret. Ya da kapan için açılan bir alan. Nitekim olayların seyrinden böyle olduğu da anlaşılıyor. Belavi, Ebu Musab ez Zerkavi’nin memleketi olan Zerka’dan. Eşi Defne Bayrak ise Erzurumlu ve 2001’de İstanbul’da evlenmişler ve bilahare ailecek Amman’a taşınmışlar. Olaydan önce Defne Bayrak çocuklarını da yanına alarak İstanbul’a avdet etmiş.

Host’ta 7 CIA ajanının sonunu getiren eylem de, aslında eskilerin tabiriyle bir muzır merak sonucu başlar. Zaten insanlığın atası Hazreti Adem’in de yeryüzüne inmesinin temel nedenlerinden birisi yasak meyve ile alakalı merakıdır. Merak basbayağı hem bilgiye hem de tehlikeye götürüyor insanı. Belavi, sık sık Kaide yanlısı veya sempatizanı sitelerde sörf yapmaktadır. Bu, istihbaratın dikkatinden kaçmaz. Amman’da modern Hüseyin Tıp Merkezi’nin yakınlarında yer alan ve Amerikalılarca dizayn edildiğinden şüphe edilmeyen Ürdün İstihbarat Merkezi, elektronik iletişim araçlarını tarassut etmektedir. Humam Halil Belavi’nin sıklıkla El Kaide yanlısı veya sempatizanı sitelere girdiği tespit ediliyor. İstihbarat bu fırsatı değerlendirmek ister ve Humam Halil Belavi’yi tutuklar ve onu işbirlikçi ve köstebek olmaya zorlar. Aylarca üzerine gelirler ve baskı yaparlar ve işbirliğine zorlarlar. Humam Halil Belavi baskılar sonucu zoraki işbirlikçi olur ve Ürdün İstihbarat Teşkilatının büyük kardeşi daha doğrusu abisi CIA de durumdan haberdar edilir.

¥

İşte bu noktada artık Zerkavi’nin hemşerisi Belavi’nin Amok Koşusu başlamıştır. Razı olmadığı bir işbirliğine zorlanmıştır ve vicdani retçi olarak bunu bir intikam eylemiyle temizlemek istemektedir. Uygun bir ortamını ve fırsatını kollar. Ürdün İstihbaratı ve CIA onu Kaide’nin içlerine sızdırmak ve sondaj yaptırmak istemektedir. Pakistan’da Taliban liderlerinden Hekimullah Mehsud’la birlikte görüntüleri de bu zorlamaların bir ürünü olmalıdır. Muhtemelen bu vicdani retçi köstebeği Ürdünlüler ve Amerikalılar, Ömer Abdurrahman’ın peşine takılan gönüllü ve çifte ajan (Mısır-ABD) İmad Salim gibi vicdanı satılık biri olarak değerlendirmiş olmalılar. Eyleminden sonra bunu Mehsud’un intikamı için yaptığını söylemesi de, belki de kendi yüzünden muhtemel olarak zarar görenlerin hesabına bu eylemi gerçekleştirdiğini gösteriyor. Belavi’nin giriştiği eylem, pişmanlığın ve intikamın eylemidir. Ürdünlülerle birlikte Belavi’yi devşiren Amerikalılar onu eğittikten sonra Kaide cıngılına salarlar. Belavi’nin güvenlerini kazanması ve onu en hassas ve kritik toplantılarına çağırmaları da bir süre kendisinden yararlandıklarını gösteriyor. Lakin Belavi de pekala bütün yaptıklarına kefaret olması açısından, son ve en büyük partide kendisiyle birlikte en büyük avı götürmek istemiş olabilir. Bu bir nevi veda partisidir. Arkada bıraktığı mesaj açıktır ve bu mesaj kesinlikle bir vicdan mesajıdır. Kirli yöntemler ve yollarla insanları devşiren istihbarat örgütlerinin kulağına küpe ve ders olacak tarihi bir veda.

¥

Cemal Sultan isimli Mısırlı yazar, esasında Belavi için çifte ajan veya köstebek tabirini doğru bulmadığını söylüyor, zira böyle bir tabirin ancak istihbaratlar arasındaki devşirmelere özgü olarak kullanılabilineceğini; inanç ikliminde veya inanç eksenli çekişmelerde böyle bir tabirin hoş görülemeyeceğini kaydetmektedir (http://www.almesryoon.com/news.aspx?id=23284). Cemal Sultan, inanç doktrinleriyle istihbaratlar arasındaki savaşlarda kullanılabilecek ifadelerin sadakat veya ihanet olabileceğini ifade ediyor. Eylemde öldürülenlerden bazılarının kimlikleri kısmen de olsa aydınlatıldı. Esasında Belavi’nin eylem yaptığı CIA ekibinin Üsame Bin Ladin’in peşinde oldukları sanılıyor. Lakin bu da pek net değil. En azından öldürülenler arasında CIA’nin taşeron örgütlerinden olan Blackwater mensubu iki elemanın da olduğu anlaşılıyor. Lakin onlar da pekala Bin Ladin timinden olabilirler. Saldırıda hayatını kaybeden bir diğer ajan da ‘ufaklık’ kod adıyla anılan kadın CIA ajanı Elizabeth Hanson. Zoraki işbirliğinin veya beraberliğin sonu, Belavi’nin yaptığı tarzda 7 CIA mensubunu beraberinde götüren bir Amok Koşusuna dönüşebilir.

VAKİT