Zonguldak Sivil Toplum Örgütleri çatısı altında Zonguldak Çağrı-Der, Zonguldak İHH, SAYDER ve AGD gibi bir çok İslami Kuruluşun bir araya geldiği eylemde, Soma’da hayatını kaybeden 301 madenci için gıyabı cenaze namazı kılındı. Yeni cami önünde bir araya gelen grup gıyabi cenaze namazı ardından hayatını kaybeden madenciler için dualar etti. Sivil Toplum Örgütleri üyeleri, yola 70 adet madenci baretini yan yana dizerek kırmızı karanfiller koydular.
Sivil Toplum Örgütleri adına basın açıklaması yapan İlyas Yazıcı, 13 Mayıs’ta Soma’da meydana gelen maden kazası ile yüreklerinin yangın yerine döndüğünü ifade ederek şunları söyledi; “Göklerin, yerin ve tüm kainatın sahibi olan ve kendisinden başka ilah olmayan tek itana; yani yüce Rabbimize zatına ve azametine sonsuz övgüler ve şükürler olsun. İnsanları şirkten tevhide, karanlıktan aydınlığa, zulümlerden adalete tutsaklıktan özgürlüğe kavuşturan ve Allah'a giden yolda rehberimiz olan Efendimiz Muhammed'e, temiz ailesine, seçkin sahabelerine ve kıyamete dek onların takipçisi olan salihlere, alimlere ve şehidlere ve tüm Müslümanlara selamlar olsun. 13 Mayısta Soma'dan gelen, Zonguldaklılar olarak nerede ise her gün duyduğumuz maden kazası haberi ile yüreğimiz yangın yerine döndü. Tüm Türkiye'nin ve hatta dünyanın onanmaz bir acıyla yüreğini yakan maden kazasıyla birlikte yaklaşık 400 maden çalışanının ocağına ateş düşmüştür. Bilinmelidir ki düşen ateş elbette öncelikle aileleri yakmıştır; ancak geçmişte bu acıları sıkça yaşayan bir şehrin ahalisi olarak Somanın Somalının acısı acımız olmuştur. Ailesi ve çoluk çocuğu ile güzel bir hayat yaşamak, ihtiyacı olan parayı kazanmak için yerin yüzlerce metre altında çalışırken ölümün kendilerine ulaştığı madencilere Allah'tan(cc) rahmet, geride kalan ailelerine sabır diliyoruz. Evet ateş düştüğü yeri yakıyor. Geride kalanlar ise ateşin düştüğü yere yakınlık mesafesinden o ateşin ancak sıcaklığını hissediyor. Bizler emekle birlikte tarifsiz acıların da başkenti olan Zonguldak ve Zonguldaklılar; Sivil Toplum Platformu olarak bugün burada toplandık ve yaşanan bu acıyı unutmayacağımızı önemle belirtmek istiyoruz. Çalışmak için yaşayan değil, yaşamak için çalışan bir toplum oluşturma bilinç ve şuuruna ulaşmak için tüm kurumlar ve ortak akıl birlikte hareket etmelidir. Atalarımızın deyimiyle devletin yaşaması insanın yaşatılmasına bağlıdır. Bu elim kaza bir kez daha göstermiştir ki insanımızın can güvenliği noktasında düşünülmesi ve yapılması gerekenler vardır. Bu kaza 2012 yılında çıkartılan İş Sağlığı Güvenliği Kurumu'nun kazaları önlemek için yeterli olmadığını göstermiştir.”
Yazıcı, açıklamasına şöyle devam etti; “Kanunun uygulanması ve bu uygulaması etkin denetimin gerekliliğini tekrar ortaya koymuştur. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasındaki boşlukların ve ertelemelerin bir an önce giderilmesini istiyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın işyerlerini etkin bir şekilde denetlenmesini, en caydırıcı ceza olan işin durdurulması veya işyerinin kapatılması yaptırımlarının uygulaması şartlarının genişletilerek maden ocaklarının azami hassasiyetle teftişini, iş sağlığı ve güvenliği alanında yaşanan ihlaller ile orantılı yaptırımların ivedilikle uygulanmasını istiyoruz. Bu çalışmaların ivedi olarak yapı imasını, başka maden faciaları başımıza gelmeden önce istiyoruz. Kamu kurumlarının denetiminde gösterilen hassasiyeti aynı şekilde özel sektör denetiminde de gösterilmelidir. İş Sağlığı ve Güvenliği patronların kâr hırsına terk edilmeyecek kadar önemli olduğu bir kez daha görülmüştür. İnsanlar öldükten sonra ölü seviciliğini bırakıp hayatta iken madenciye ve diğer çalışanlara sahip çıkmalıyız. Ülkenin kaynaklarının tüm insanlar arasında eşit olarak dağıtılması için mücadele vermeliyiz. Bu insanları patronların aşırı hırsına terk etmemeliyiz. Devlet tüm kurumları ve mekanizmaları ile işyerlerini koordine ve kontrol etmelidir. Çalışanları patronların sömürüsüne terk etmeden insanca yaşayarak asgari ücret belirlenmeli ve bu ücreti çalışanlara verildiğinin denetimi etkin bir şekilde yapılmalıdır. Devlet ülkenin insanlarına hizmet edecek bir mekanizmadır. Allah'a emanetini teslim eden madencilerin acısını paylaşmaya gelen acılı insanların temsilcileri olarak ' Allah öncelikle Soma'dan ocaklarına ateş düşenlere tüm Türkiye'nin gönlüne genişlik versin' diyoruz. Ve çalışanların haklarının takipçisi olacağımızı tekraren vurguluyoruz. Şehit bütün madencilerin acısı acımızdır. Bugün ayrıca üç yıl önce Kilimli Karadon maden ocaklarında kaybettiğimiz 30 madenci şehidimizin de ölüm yıldönümüdür. Bu vesileyle bir kez daha kendilerine rahmet diliyoruz ve emeklerinin yaşatılacağını beyan ediyoruz.”