Tunus'ta gösteriler, Batı yanlısı ve İslam düşmanı diktatör Zeynelabidin Bin Ali'yi zorluyor. Sidi Bouzid'de başlayıp ülkenin diğer kentlerine yayılan işsizlik protestoları devlet başkanı Zeynelabidin Bin Ali'nin bakanlar kabinesinde revizyona gitmesine rağmen sürmeye devam ediyor.
Üniversiteli işsiz gençlere yönelik ciddi istihdam politikası olmayan Tunus'ta Zeynelabidin Bin Ali'nin protesto gösterilerini, basit bir asayiş olayına indirgemesi, yasaklı muhalefeti de harekete geçirdi.
Tunus devlet başkanı Zeynelabidin Bin Ali, Sidi Buzid'de başlayıp ülkenin diğer bölümlerine yayılan gösterilerden sonra bazı bakanlarını değiştirdi. Olaylar sonrasında ağır eleştirilere maruz kalan Ulaştırma bakanı bunların başında geliyor.
Bu değişiklik Tunus devlet başkanının Salı akşamı halka yönelik yaptığı televizyon konuşmasından sonra geldi. Zeynelabidin Bin Ali konuşmasında Sidi Buzid gösterilerine sebep olan şartları 'anladığını' ifade etti ama bu gösterilerin ülkenin imajına zarar verdiğini vurgulamayı da ihmal etmedi. Yurt dışındaki yasaklı muhalefet ise bu girişimi sorumluluktan kaçmak olarak değerlendirdi.
Bu bağlamda Nahda hareketi başkanı Raşid El-Gannuşi devlet başkanının açıklamasını hayal kırıklığı olarak niteledi ve Zeynelabidin Bin Ali'yi göstericilerin taleplerini görmemekle suçladı. Gannuşi, yüz binlerce gencin feryadının bu gösteriler yoluyla devlet başkanına ulaştığını umanların da konuşma sonrası hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi.
Yasaklı partilerden biri olan sosyalist İşçi Partisi Genel Sekreteri Heme El-Hemami, konuşmanın gösterilere yol açan gerçek sebeplere değinmediğini ve sorumluktan kaçmak için yapıldığını dile getirdi.
Devlet başkanının yeni iş imkânlarından ve ekonomik düzenlemelerden bahsettiği konuşmasının yanında Tunus gazetelerinin verdiği haberlere göre bazı şirketler özellikle olayların başladığı Sidi Buzid olmak üzere istihdam imkânları sağlamayı vaat ettiler.
Tunus yönetimi, bölgedeki benzerleri gibi olayların sebebini anlamaya çalışmak yerine 'asayiş' diline sığınarak, aslında sorunsuz ülkelerinde kötü niyetlilerin operasyonlarından bahsediyorlar. Özellikle ülkede yayın yapan gazetelerin büyük çoğunluğuna hakim olan dil bu. Tunus'ta hakim diktatoryal yapı, muhalefet ve düşünce özgürlüğünü demir yumrukla sindirmiş durumda. Sesini yükseltme cesareti gösterenler milli güvenlik siyasetinin sonuçlarını baştan göze almak zorundadırlar.
İstişare meclisinin yaptığı açıklamada olayların sebebi olarak basını suçlaması bu bakışın bir yansıması. Bilindiği gibi başta El-Cezire olmak üzere bazı yayın kuruluşlarının ülkeyi istikrarsızlaştırdığı resmi olarak dile getirilmişti.
Tunus'ta dikkat çeken başka bir durum da peş peşe gelen intihar girişimleri. Özellikle üniversite mezunu işsiz gençler arasında yaygınlaşan intiharlar toplumun yaşadığı travmanın bir işareti olarak gösteriliyor. Tunus gazetelerinde görüşlerine başvurulan doktorlar intiharların önünün alınmaması durumunda daha yaygın hale gelebileceği uyarısını yapıyorlar.
Ülkeyi sarsan gösteriler, 19 Aralıkta şikâyetini belediye yetkililerine ulaştırması engellenen bir seyyar satıcının protesto amacıyla elbiselerini yakmasıyla başlamıştı. Gösteriler daha sonra civar illere sıçradı ve insanlar işsizliği ve ekonomik durumu protesto için sokaklara döküldüler.
Başkent Yunusta yapılan gösterilere dört yüzden fazla sendika katılmış ve Sidi Buzid'deki gösterilere destek vermişti. Burada yatıştığı gözlenen gösteriler ülkenin başka bölgelerinde sürüyor. Kuzey batıdaki Cendube ve güneydeki Cebniyane ve Gabis şehirleri sendikaların çağırdığı gösterilere sahne oldu. Ancak güvenlik güçleri güç kullanarak gösterileri dağıttı.
Tunus Gazeteciler sendikası Çarşamba günü yayınladığı bildiride basına uygulanan karartmayı eleştirerek bunun aslında ülkede söylentilerin hakim olduğu bir ortama yol açacağını ifade etti.
Bu Arada Tunus'taki olaylar komşuları başta olmak üzere bölge ülkelerinde dikkatle izleniyor. Tunus'ta yayın yapan Es-Sabah gazetesinin haberine göre Libya lideri Muammer Kaddafi, ülkesinde bulunan yada gelecek olan Tunuslulara her türlü kolaylığın sağlanması ve kendilerine Libya vatandaşı muamelesi yapılması için yetkililere emir verdi. Bu olayın bölgede yönetimler bazında oluşturduğu hassasiyetin bir işareti.
Olayların nerelere varacağıyla ilgili bir öngörüde bulunmak ve köklü dönüşümleri –şimdilik- getireceğini söylemek çok zor. Ama şu kesinlikle söylenebilir ki; bölge artık diktatörler için dikensiz gül bahçesi değil.
(Kaynak: Dünya Bülteni)