İTTİHADUL ULEMA tarafından bu yıl 7'ncisi düzenlenen Âlimler Buluşması'na katılan Afganistan İslam Emirliği Sözcüsü Mevlevi Zebihullah Mücahid, İLKHA'ya verdiği röportajda, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Afgan halkının cihat ettiğini ve Allah'ın da kendilerine zaferi nasip ettiğini belirten Zebihullah Mücahid, "Bu zafer ve özgürlük sadece Afganların değil, bütün Müslümanların zaferidir." dedi.
İşgalci ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin İslami bir devletin tanınmasını istemediğini ve bunun için kara propaganda yaptığını söyleyen Mücahid, "Dış baskılar bu minvalde devam ediyor. Etrafımızdaki ülkeler de ABD'nin müdahalesiyle Afgan hükümetini tanımaya yanaşmadılar." ifadelerini kullandı.
"Afganistan'da kadınlara hakları verilmiyor, insan haklarına riayet edilmiyor." söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Mücahid, "Hâlbuki kadınlar, çalışmaları gereken bütün kurumlarda çalışıyor ve eğitim görüyorlar. Kadınların olması gereken tüm alanlar tamamıyla kendilerinin elinde. Söylenenlerin hiçbiri doğru değil ve kara propagandadan ibaret." şeklinde konuştu.
Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıların aşılmaya başlandığını belirten Mücahid, "ABD bankalarında olan Afganistan halkı ve hükümetine ait 9 milyar dolarlık para hiçbir neden gösterilmeksizin Amerikan hükümeti tarafından bloke edildi. Güçlü bir devlet olmamızı istemiyorlar. Bu zalimce karardan bir an önce dönülmesini bekliyoruz." dedi.
"Afgan halkı cihat etti Allah da yardımını gönderdi"
Afganistan'ın yaklaşık 40 yıldır kan ve gözyaşına sahne olduğunu, son 20 yılda ise ABD'nin işgali altında bulunduğunu söyleyen Zebihullah Mücahid "Sizin de şahit olduğunuz gibi Afganistan 20 yıldır ABD işgali altındaydı. Afgan halkına istemediği bir savaş dayatılmıştı. Halkımız, sahip olduğu özgürlük ruhu ve inancından dolayı çok kurban verdi. Afgan halkı cihat etti ve Allah da onlara nusretini verdi. Büyük bir zafer kazandılar. Bu zafer ve özgürlük sadece Afganların değil, bütün Müslümanların zaferidir. Çünkü diğer Müslümanlar da bu savaşta Afgan halkının yanındaydılar, dua ettiler, yardımda bulundular. Dolayısıyla bizim asıl sözümüz şudur; Müslümanlar arasındaki çatışmaların son bulması için bir yol bulunmalı ve zayıflamalarının önüne geçilmelidir ki düşmanlarının saldırısına uğramasınlar. İkincisi de zulüm ve mazlumiyetten kurtulmak için Allah'a tevekkül etmek lazım. Bunun çözüm yolunu da âlimlerden sormak gerekir. Ulemanın rehberliği çok çok önemlidir ki biz bunu Afganistan'da tecrübe ettik, denedik. Bizim için güzel bir örnek ve tecrübe oldu." ifadelerini kullandı.
"Halkımız güven içinde yaşayacak"
Ülkede zaman zaman meydana gelen saldırıları önlemede kararlı olduklarını ve halkın huzuru için çalışmayı sürdüreceklerini belirten Mücahid "Çok aşırı ve küçük bir topluluk, bir kaç yıl önce Afganistan'da DAİŞ adı altında ortaya çıktı. Hem işgalci ABD'ye hem de onlara karşı savaştık. Fiziki varlıklarını büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Bazı yerlerde çok gizli bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyorlar. Tekfiri bir düşünceye sahipler ve insanları öldürmekten zevk alıyorlar. Kendilerine bu şekilde emir verilmiş. Kısacası Afganistan'da çok az da olsa tekfirci bir grup var ve hala varlığını sürdürüyor. Saldırıları çok azaldı. Zaman zaman ya bir okula ya da bir mescide saldırı düzenliyorlar. İşledikleri cinayetlere İslam Emirliği cevabını verdi, inşallah vermeye de devam edecek. Onların birçok saldırısını da akim bırakarak engelledik. Lider kadrosundaki isimler tespit edilip yakalandı. Maalesef mescitlerde bazı büyük âlimlerimize karşı saldırılar düzenlendi. Çok önemli bir şahsiyet olan Ubeydullah Zübd, kendi medresesinde saldırıya uğrayarak şehit edildi. Bir müddet önce çok meşhur bir âlim olan Mevlâna Ensari, Herat'ta kendi mescidinde saldırıya uğradı. Mescidin kapısında şehit edildi. Daha önce de dediğim gibi kendi tekfiri düşüncelerini baz alarak bu tür saldırıları yapıyorlar. Afgan halkı son 20 yılda çok zulüm gördü. Halkımız öldürülüyor, insanlar her gün hayatlarından endişe ediyordu. Güvenlikleri yoktu. Şu anda ise bir güvenlik sağlandı. Halk savaştan kurtuldu, mazlumiyetleri sona erdi. Halkımız artık güven içinde yaşayacak. Bütün sorunların üstesinden gelebilecek bir düzen oluşturduk inşallah." şeklinde konuştu.
"Afganistan'ı ve Afgan halkını izole etmeye çalışıyorlar"
İşgalci ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin İslami bir devletin tanınmasını istemediğini ve bunun için kara propaganda yaptığını söyleyen Mücahid, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maalesef bazı ülkeler resmi olarak tanınmamıza engel oluyorlar. Burada Batı'nın eli gözüküyor. İslami bir devletin tanınmasını istemiyorlar ve bunun için çalışıyorlar. Afganistan devletiyle iş birliği yapılmasını engelliyorlar. İslami Emirlik elinden geleni yaptığı halde dış baskılar bu minvalde devam ediyor. Etrafımızdaki ülkeler de ABD'nin müdahalesi neticesinde Afgan hükümetini tanımaya yanaşmadılar. Bunun hiçbir gerekçesi yok. ABD bankalarında olan 9 milyar dolarlık paramız, hiçbir neden gösterilmeksizin Amerikan hükümeti tarafından bloke edildi. Şu anda da o paraları çekmemize izin vermiyorlar. Bu para Afgan halkının öz sermayesidir. Ama onlar bu parayı bloke ettiler. Afganistan'daki bankalara da sıkıntı çıkarıyorlar. Gerek dışarıdan Afganistan'a gerekse Afganistan'dan dışarıya para transferlerinde sorun çıkarmaya devam ediyorlar. Bu, zalimce bir uygulamadır. Buna bir an önce son verilmeli. Kanaatimizce bunların asıl hedefi, Afganistan'ı izole etmek ve güçlü bir hükümete sahip olmasını engellemektir. Afgan hükümeti, 'Diğer ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istiyoruz' diye defalarca açıklama yapmasına rağmen topraklarımızda güvenliğin sağlanmasını, sükûnetin hâkim olmasını istemiyorlar. Afganistan'dan hiçbir ülkeye tehdit söz konusu olmadığı maalesef onlar bu hükümetimizi zayıflatmak istiyorlar. Diğer ülkelerle ticaret yapmamızı engellemeye çalışıyorlar.”
"Afgan halkının hakları garanti altına alınmıştır"
Afganistan'da işgal sona ermeden önce her gün yaklaşık 200 kişinin saldırılar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Mücahid, İslam Emirliğinin yönetime gelmesiyle ülkede "tam bir güvenliğin" sağlandığını söyledi.
Mücahid "Şunu hatırlatayım ki 1-2 yıl önce günde 200 kişi öldürülüyordu. Ama şu anda bir kişi dahi öldürülmüyor. 2 yıl önce binlerce insan işgale karşı çıktığı için zindanlara atılmıştı. Hatta binlercesi sadece 'şüphelidir' diye zindanda tutuluyordu. Aileleri sahipsiz kalmıştı. İnsanlar evlerinde saldırılara, bombalamalara maruz kalıyordu. Başlarında savaş vardı. Kadınlar şehit oluyordu. Şu anda bu söylediklerimden hiçbiri yaşanmıyor. Ülkede tamamı ile güvenlik sağlanmış durumda. Afgan halkı için herhangi bir tehdit söz konusu değil. Afgan halkının hakları garanti altına alınmıştır. İnsanların haklarını koruyabilme adına şehirlerde binlerce mahkeme kuruldu ve davalar görüldü. Hak ve hukuk açısından mağdur olduğunu belirten herkes hemen mahkemeye gidebiliyor, mahkemede hakkını arayabiliyor." dedi.
"İslam Emirliği 'kadın hakları' üzerinden karalanmaya çalışılıyor"
"Afganistan'da kadınlara hakları verilmiyor, insan haklarına riayet edilmiyor." söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Mücahid, "Hâlbuki kadınlar, çalışmaları gereken bütün kurumlarda çalışıyor ve eğitim görüyorlar. Kadınların olması gereken tüm alanlar tamamıyla kendilerinin elinde. Söylenenlerin hiçbiri doğru değil ve kara propagandadan ibaret." şeklinde konuştu.
Mücahid, sözlerine şöyle devam etti:
“İşgalden önce Afganistan'da eğitim oranı yüzde 30 civarındaydı. Sadece büyük merkezlerde eğitim verilebiliyordu. Küçük yerleşim birimlerinde okul ve medrese gibi hiçbir eğitim kurumu yoktu. İslam Emirliğinin yönetime gelmesiyle eğitim yüzde 30'dan yüzde 100'e ulaştı. Bütün il, ilçe ve köylerde eğitim hayata geçirildi. Şu anda ülkenin 41 eyaletinde eğitim kurumları aktif bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Afganistan'da hem çocuklar hem de kadınlar eğitim alabiliyor. Tabii bu eğitim İslami şeriat esaslarına göre veriliyor. Kadınların iffeti ve güvenliği konusunda bazı Afgan ailelerin endişeleri devam ediyor. Her bir ülkenin kendine has adet, gelenek ve görenekleri var. Onlar için de ayrı okullar oluşturuldu. Buna rağmen aleyhimize propaganda yapılıyor. Neymiş efendim 'Afganistan'da kadınlara hakları verilmiyor, insan haklarına riayet edilmiyor.' Bu minvalde yaygara yapmaya başladılar. Hâlbuki kadınlar, çalışmaları gereken bütün kurumlarda çalışıyor, yöneticilerinin kadınlar olduğu üniversitelerde eğitim görüyorlar. Kadınların olması gereken tüm alanlar tamamıyla kadınların elinde. Ayrıca polis teşkilatında görev yapan kadınlar var. Bunun dışında havaalanlarında, bankalarda, pasaport şubelerinde ve benzeri yerlerde kadınlar çalışmalarını sürdürüyor. Buna rağmen bunların hiçbiri görülmüyor ve bize yönelik asılsız ithamlarda bulunuluyor. Bunlar bize karşı haksız bir baskı aracı olarak kullanılıyor. Söylenenlerin hiçbiri doğru değil ve kara propagandadan ibarettir."
İslam Emirliği'nin genel af ilan etmesi
İşgalci ABD'nin Afganistan'dan çıkarılmasından sonra Afganistan İslam Emirliğinin en büyük icraatlarından birinin genel affın ilanı olduğunu söyleyen Mücahid, önceki hükümette çalışan, onlarla iş birliği içinde olanların bile işlemiş oldukları eski suçlar nedeniyle affedildiğini söyledi.
Afganistan İslam Emirliğinin, işgalcilere hizmet etmiş olsalar bile hiç kimseye "intikam" duygularıyla yaklaşmadığını söyleyen Mücahid, buna rağmen kandırılan bazı insanların ülkeyi tek ettiğini belirtti.
Mücahid, "Kimse Afganistan'dan çıkmasın, hiç kimseye herhangi bir zarar verilmeyecektir' diye defalarca ilan edildi ama maalesef Amerikalılar ve Batı ülkeleri, bazı Afganlıları kandırdı. 'Her kim bizimle gelmek istiyorsa uçaklarımız onların hizmetindedir.' dediler. Bundan dolayı bazıları kaçmayı tercih etti. Kendi canlarını korumak ya da güvenliklerinden endişe ettikleri için kaçmadılar. Avrupa'da yaşamak için bunu tercih ettiler. Kısacası haksız bir teşvik yapılmıştı. Onları aldılar, kamplara topladılar ve kendi ülkelerine götürdüler. Amerika'ya gidenler de kendilerine verilen vaatlere kanıp gidenlerdir. Amerika o süreçte kendi ülkesinin kapılarını açacağını, ülkeden kaçanlara sığınma hakkı vereceğini ilan etmişti. Amerika gibi birkaç devlet daha bu şekilde açıklamada bulundu. Aslında Afganistan'da hiç kimse için herhangi bir sıkıntı söz konusu değildi. Zira İslami Emirlik, bir komisyon oluşturdu. Amerika ve diğer Avrupa ülkelerindeki Afganlara, hiçbir endişe ve korkuya kapılmaksızın kendi ülkelerine dönebileceklerine yönelik çağrılar yaptı. Önceki hükümetin yöneticileri Afganistan'a dönüş yaptılar. Bunlar şu anda kendi evlerinde, güvenli bir şekilde günlük hayatlarını idame ettiriyorlar. Yine aynı şekilde önceki hükümete ait asker ve polisler de şu anda Afganistan'da kendi evlerinde hayatlarını sürdürüyorlar. Kendileri için herhangi bir tehlike söz konusu değil. Ülkede eski hükümette çalışanların hayatlarının tehlikede olduğu iddiaları kara propagandadan ibarettir, gerçekliği yoktur." dedi.
"Ekonomik sıkıntılar aşılmaya başlandı"
Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıların aşılmaya başlandığını belirten Mücahid, "ABD bankalarında olan Afganistan halkı ve hükümetine ait 9 milyar dolarlık para, hiçbir neden gösterilmeksizin Amerikan hükümeti tarafından bloke edildi. Güçlü bir devlet olmamızı istemiyorlar. Bu zalimce karardan bir an önce dönülmesini bekliyoruz." dedi.
Mücahid, "Öncelikle şunu söyleyeyim ki yaklaşık son iki yıldır tüm dünya ülkeleri ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Korona virüsün ortaya çıkmasıyla birçok şirket iflas etti, ticaretleri bozuldu. Yani bütün ülkelerde bir pahalılık oluştu. Afganistan daha önce de savaşın içerisinde idi. Yaklaşık olarak 3 senedir Afganistan'da fiili bir savaş vardı. Bir yerde savaş varsa ve kaynak yoksa ekonomi otomatik olarak zayıflar. Bir de Amerika'nın bankalardaki paramızı bloke etmesi ticaretimizi olumsuz etkiledi. Buna rağmen Afganistan İslam Emirliği bütün sıkıntılara göğüs gerebildi. Komşularımıza nazaran Afganistan'da hayat daha ucuz. Ayrıca Afgan parası bu süreçte değer kaybetmedi, değerini korudu. Hatta son günlerde de yükselişe geçti. İslam Emirliği büyük projeler başlattı. Afganistan'ın bütçesi yeniden oluşturuldu. Ayrıca Belh şehrinde büyük bir proje başlatıldı. Sermaye toplama hususunda da belli bir sistem dâhilinde çalışmalarımız sürüyor. İnşallah ilerleyen yıllarda ekonomimiz daha iyi olacaktır. Çünkü şu an için ülkede herhangi bir yolsuzluk yok. Büyük bir şeffaflık var. İnşallah ekonomimiz her geçen gün daha da güçlenecek. Kendi şirketlerimiz çalışmaya başladı. Önümüzdeki yıllarda daha da güçlenecekler. Yabancı şirketler de Afganistan'da çalışmaları için teşvik edildi. Maden, kömür, petrol, ticaret alanında yabancı şirketler teşvik ediliyor. Bunların gelişi ile Afganistan ekonomisi daha iyi olacaktır." ifadelerini kullandı.
Kendilerinden önce ülkedeki yatırımcıların tehlike içerisinde olduğunu, güvenlikleri için silah taşıdıklarını ve zırhlı araçlarla gezdiklerini belirten Mücahid, "Malları çalınıyor, yolları kesiliyor ve gasp ediliyorlardı. Ama İslam Emirliği Afganistan'a hâkim olduktan sonra bu saydıklarımızın hepsi ortadan kalktı, kontrol ve asayiş sağlandı. Hatta hiç kimse şu an Afganistan'da zırhlı araçlarla gezmiyor, koruma orduları gözükmüyor. İş adamlarımız ve tüccarlarımız istedikleri gibi seyahat edebiliyorlar. Kırsal kesimde yapılan üretim kolaylıkla büyük şehirlere gönderilebiliyor. Dolayısıyla biz bütün yatırımcılara sesleniyoruz. Afganistan'a gelip yatırım yapabilirsiniz, size yönelik herhangi bir tehdit söz konusu değil. Herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmayacaksınız. Güvenlik tesis edilecek. Bu şekilde hem siz hem de Afgan halkı kazanacak." şeklinde konuştu.
"İşgalcileri topraklarından kovan ve İslami bir düzen kuran kardeşlerinizi unutmayın"
Konuşmasının sonunda, Müslümanlara seslenen Mücahid, "İşgalcileri topraklarından kovan ve İslami bir düzen kuran kardeşlerinizi unutmayın. Afganistan'a sermaye aktarımında, ticaret ve ekonominin iyileşmesinde, ilerlemesinde ve gelişmesinde yardımcı olun." dedi.
"Birkaç sene önce başımıza bazı musibetler geldi. Afganistan'da depremler oldu ve büyük seller yaşandı. Bu deprem ve seller büyük zararlara sebebiyet verdi." diyen Mücahid, "Birçok insanımız canını ve malını kaybetti. Allah'a şükürler olsun başta Türkiye olmak üzere birçok İslam ülkesi bize yardım elini uzattı. Bu minvalde Türkiye ve dost Kürdistan halkı, bize yardımda bulundular. Bize yardımcı oldular. En kısa zamanda bize yardım ulaştırdılar. Şu an Afganistan'da yetimlerimiz için yetimhane kurdular ve yardımları devam etmekte. Ayrıca halkın istifade etmesi için su kuyuları açtılar. Aynı şekilde Türkiye devleti de bize yardım ulaştırdı. Çok çok teşekkür ediyoruz. Böyle bir dostumuz olduğu için iftihar ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Mücahid, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kardeşimiz olan bütün İslam ülkelerine ve siyasetçilere mesajımız şudur. Afganistan ve Afgan halkı sizin kardeşinizdir. Kendileri mazlum bir haldedirler. Savaştan yeni çıktılar. Pek çok sorunu arkalarında bıraktılar. Ama hala üstesinden gelmeleri gereken sorunlar var. Elinizdeki bütün imkânlarla Afgan halkına yardım etmeye çalışın. Uluslararası alanda kuvvetli olsunlar, güçlü diplomatik ilişkilere sahip olsunlar. Afganistan'a sermaye aktarımında, ticaret ve ekonominin iyileşmesinde, ilerlemesinde ve gelişmesinde yardımcı olun. Fakirlere kendi yardım kuruluşlarınız aracılığıyla yardımda bulunun. Müslüman kardeşlerimiz ayrıca kendi ülkelerindeki Afgan kardeşlerini unutmasınlar. Onlar işgalcileri yendiler. Bu, bütün Müslümanlar için bir iftihar vesilesidir. Afgan halkı kendi ülkelerinde İslami bir düzen kurdu. Bu nedenle onlarla yardımlaşma içinde olmanız lazım."
(İLKHA)