Zap düşerse Barzan düşer(mi)?

Zap kampı; Türkiye sınırına yakın, elverişli arazi yapısı ve Türkiye, İran ve Irak üçgeninde bulunduğu için geçiş kolaylıkları sağlaması bakımından PKK açısından Kandil’den sonraki en stratejik bölge.

M. Hasip Yokuş yazısında, PKK'nın, "Kürdistanı korumak amacıyla orada bulunduğu, kendileri olmasa Türkiye’nin orayı işgal edeceği" iddialarını yorumluyor. 

Belki dikkatlerden kaçıyor bilemiyorum ama Türkiye’nin Zap mıntıkasında yürüttüğü Pençe Kilit Operasyonu, zaten gergin olan KDP - PKK ilişkilerini daha da germiş görünüyor. Yapısal anlamda; örgütlenme modelleri, mücadele biçimleri, siyasal anlayışları farklı olduğu için doku uyuşmazlığı yaşayan bu iki yapının beri tarafta ortak bir coğrafyada ve aynı ideolojik temelde (Kürt Ulusalcılığı) mücadele yürütmelerinin beraberinde getirdiği rekabetten kaynaklanan güncel/fiili sebepler var.

Her ne kadar bu rekabet ve çekişme doksanlı yılların ortalarında fiili çatışmaya kadar varmış ve her iki taraftan yüzlerce kişi yaşamını yitirmiş olsa da gerek Irak devleti nezdinde, gerekse uluslararası hukuk boyutuyla yasal meşruiyete sahip bir ev sahibi olarak Irak Kürdistanını yöneten KDP ile bölgedeki sarp dağlarda fiili bir durum yaratarak mevzilenen ve küresel egemen güçlerin terör listesinde bulunan PKK arasında uzunca bir süredir sessiz bir uzlaşı söz konusuydu. Bu sessiz uzlaşının artık sürdürülemez olduğunun ilk işareti Zinê Wertê hadisesinde ortaya çıkmıştı.

Yazının devamı...

Yorum Analiz Haberleri

Laiklerin maneviyat arayışı
Fitneden daha kötüsü fitneye meftun olmaktır
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’e kulak verilseydi..
“Süreç ve Esenyurt aynı sayfada değil”
Zulme sessiz kalmak en kötüsü...