Son iki yıllık pandemi süreci ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile dış piyasalarda yoğunlaşan ekonomik kriz, mahalli yönetimleri sarsıcı şekilde etkiliyor. Küresel ekonomik buhrandan etkilenen Türkiye’deki yönetimin döviz maliyetini gereğince yönetememesi ya da Lira’nın değerini koruyamaması nedeniyle de hayat pahalılığının daha fazla tetiklendiği üzerinde duruluyor. Benzer ekonomik dar boğazları yaşayan Batılı ülkelere nispetle enflasyon oranı Türkiye’de daha yüksek oranlarda seyrediyor. Bu pozisyon hem 2023 seçimlerine hazırlanan mevcut hükümeti en başta evlerde kaynayan tencere maliyetleri konusunda sıkıştırıyor, hem de spekülatif piyasa ekonomisi geçim sıkıntısı açısından Türkiye halkını oldukça zorluyor. Türkiye insanı sanki Yusuf (a)’ın Mısır’ındaki “yedi yıl” kıtlık dönemiyle imtihan olan insanlar gibi bir infial ve şaşkınlıkla karşı karşıya...