Hüseyin Gülerce - Zaman'da Dumanlı Değişimi / Star
Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ani bir kararla görevinden istifa etti. Baskıları ve sağlığını gerekçe gösterdi. Hâlbuki aynı günkü yazısında bundan zerrece eser yoktu.
Bugün “legal görünümlü illegal yapı” olarak Gülen cemaatinin mercek altına alınması, bu yapının en etkili medya ayağı olarak Zaman gazetesindeki yönetim değişikliğini ele almayı gerektiriyor.
Fethullah Gülen’in liderlik ettiği Hizmet hareketi; eğitim, diyalog, hoşgörü, paylaşma, özellikle sevgi temaları ile son 20 yılda bir cazibe merkezi oldu. Yönetim katından tutun, medyadan sanat dünyasına toplumun her katmanı, bilhassa Türkçe Olimpiyatları etkinliği ile bu harekete teveccüh gösterdi, destekledi. Son dönemde bilhassa AK Parti iktidarında hemen her sahada önleri açıldı, yardım gördüler.
Sonra ne olduysa 7 Şubat MİT krizinden itibaren hareket; ilkelerini, kendisini var eden değerleri terk etti. Bunun en belirgin göstergesi Zaman’ın yayın çizgisindeki değişiklik oldu. 7 Şubat’ın savcısı -ki sonradan meslekten ihraç edildi, hâlen firarda- görevden alınınca, Zaman’da, “Görevden alınan savcıların yaptıkları hep doğru çıktı.” (12 Şubat 2012) başlıklı bir analiz yayımlandı. Beni de ilk defa şoke eden bu yaklaşım, iki bakımdan Hizmet ilkeleri açısından sakattı. Birincisi, MİT Müsteşarı üzerinden Başbakan Erdoğan’a savaş açılıyordu. Ne olmuştu da buna cüret ediliyordu? Bütün hükûmetlerle iyi geçinmiş, bütün siyasî partilere eşit yakınlıkta olduğunu ilan etmiş F. Gülen, neden ray değiştiriyordu? İkincisi, Gülen, her defasında, “Yargı ve emniyette beni sevenler olabilir, ama benden talimat almazlar.” yollu açıklamalar yaptığı hâlde, hükûmete savaş açan savcılara sahip çıkılıyordu.
Bu olaydan sonra Gülen ve medyası iyice şirazesinden çıktı. Gülen, Gezi olaylarında terör estirenleri, “Onlara çapulcu demeyin.” diye himaye ederken, Zaman’da Başbakan Erdoğan’a eleştirinin çok ötesinde hakaretler başladı. Sonra 17/25 Aralık darbesine teşebbüs edecek kadar gözleri döndü...
Zaman ve Gülen’deki değişimin, daha doğrusu savundukları davanın terk edildiğini anlatan büyük kırılma, 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin desteklenmesi oldu. Kendilerine en büyük desteği vermiş AK Partili belediye başkanlarına karşı vefasızlık ötesi kalleşlik yaptılar. 10 Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Erdoğan’ın karşısında muhalefetin yanında açıktan yer aldılar. Ve kendilerini inkâr ederek son genel seçimlerde, Türkiye’nin her yerinde barajı aşması ve Erdoğan’ın durdurulması adına, HDP’ye oy verdiler. 8 Haziran’dan itibaren de CHP-MHP-HDP hükûmeti kurulsun dediler. MHP sert çıkınca, “Bari CHP-HDP kurulsun, MHP dışarıdan destek versin.” diyecek kadar savruldular da savruldular...
E. Dumanlı, evet, son dönemde şov yaptı, kendini çok öne çıkarttı, karambolden kahraman yapılmak istendi ama Zaman’daki değişim, Dumanlı’nın şahsıyla alakalı değil. Zaman’ın asıl patronu, karar veren ismi Fethullah Gülen’dir. Zaman, cemaatin yayın organı olduğundan beri gazetenin sayfaları Gülen’in kontrolünden geçtikten sonra baskıya giriyor.
Dumanlı’yı görevden Gülen almıştır. Beni de görevden kendisi almıştı. Pensilvanya’dan gelen “İstişare edildi.” açıklaması, bu işin kılıfıdır. Hep öyle olur. Mesela CHP ve HDP’nin desteklenmesini Gülen kiminle istişare etmiştir? Merak ettiğim, Dumanlı değişikliğinin neyi amaçladığıdır. Sanki Gülen kendi lehine yeni bir dönemi düşlüyor ve hazırlığa Zaman’dan başlıyor.
Gülen bir şey bekliyor ama ne? Bir şeye güveniyor ama neye?
Zannediyorum, kilit 1 Kasım...