Zalimler birbirinin dostudur!

Aydın Ünal, Netanyahu'nun ABD için ifade ettiği anlamı sorgularken Müslümanların birbirlerine karşı beslediği muhabbeti artırması gerektiğini hatırlatıyor.

Aydın Ünal / Yeni Şafak

Reichstag’ı hatırlatan manzara

Katil, soykırımcı, savaş suçlusu Netanyahu, konuşma yapmak için girdiği ABD Parlamentosu’nda ayakta alkışlanarak karşılandı ve öyle uğurlandı.

Manzara tam olarak Almanya Parlamento binası Reichstag’ı hatırlatıyordu. Hitler, Reichstag kürsüsünde konuşurken Alman parlamenterler sık sık ayağa kalkıyor, elleri kızarıncaya kadar alkışlıyor, tezahürat yapıyorlardı.

Tıpkı Reichstag’da Hitler’in konuşmaları ve bu konuşmaların çılgınca alkışlanması gibi, ABD Parlamentosu’nda Netanyahu’nun konuşması ve ABD’li parlamenterler tarafından çılgınca alkışlanması da insanlık tarihine kara bir leke olarak kazındı. Nasıl ki İkinci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden milyonlarca insanın kanı, Reichstag’da Hitler’i alkışlayan o ellere bulaştıysa, katil Netanyahu’yu alkışlayan ABD’li parlamenterlerin eline de Gazze’de katledilen 40 bin masumun, 16 bin çocuğun kanı bulaştı.

ABD Parlamentosu’ndaki bu manzara, Amerikan demokrasisi yalanının ve “özgürlük” masalının de cenaze töreniydi. Demokrasi ve özgürlükler ülkesi olarak bilinen ABD’nin aslında Siyonizm adı verilen diktatör tarafından nasıl korkutulduğunu, nasıl sindirildiğini net olarak gördük.

Parlamenter Raşide Tlaib ve dışardaki binlerce göstericiyi, bu korku imparatorluğuna, Siyonist diktatörlüğe direnebilen kahramanlar olarak saygıyla selamlıyoruz.

ABD Parlamentosu’ndaki o korkunç manzara bir şeyi tekrar hatırlattı bize: Söz konusu Müslümanın canı, malı, özgürlüğü, en temel hakları olduğunda Batı işte böyle canavarlaşıyor. Türkiye bir istisna değil. Bir Filistinliye, bir Gazzeliye nasıl bakıyorlarsa, Türk’e, Türkiye’ye de öyle bakıyorlar.

Ne yaparsanız yapın, onlara ne kadar benzerseniz benzeyin, sevmeyecekler sizi, kabullenmeyecekler, içlerine almayacaklar, kendilerinden hatta kendilerine yakın bile görmeyecekler.

Müslümanın yegâne dostu Müslümandır. O kanlı ellerin alkışlarının söylediği tam olarak budur. Anlayana.

GAZZE’Yİ VE BOYKOTU UNUTMA

Siyonist İsrail’in Filistin’deki soykırımı hız kesmeden sürüyor. Onlar öldürmekten yorulmazken bizim direnmekten yorulmamız kabul edilemez. Gazze’yi her an gündemde tutmaya devam. Özellikle, elimizdeki yegâne silah olan boykotu lütfen gevşetmeyelim. Siyonistlerin ve Siyonistleri destekleyenlerin markalarından uzak durmayı sürdürelim. Onların kafelerine gitmeyin, kolalarını içmeyin, deterjanlarını, sularını, her türlü gıdalarını almayın. Hatta bu ürünleri satmaya devam eden marketlerin önünden bile geçmeyin. Boykota destek olan marketleri tercih edin. Müslümanlar can veriyor, biz konforumuzdan taviz vermişiz, çok mu?

Fransız “devşirme” okulları

Yeni Şafak 3 Eylül 2020’de dikkat çekmişti: Türkiye’deki iki Fransız okulu, yasalara aykırı şekilde faaliyet gösteriyorlar. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bu okullara yasaya uyma çağrısı yapması, başta kız öğrencisini taciz eden Celal Şengör olmak üzere bazılarından tepki aldı. Tepki sahiplerine bakınca, bu kaçak Fransız okullarının “devşirme” faaliyeti yaptıkları, bunda da epey başarılı oldukları anlaşılıyor. Devşirmelerin, kaçak okulları savunarak diyet ödediklerine şüphe yok; acaba bugüne kadar başka hangi meselelere “diyet” mantığıyla yaklaştılar?

Köpek terörü AK Parti’yi titretti

* Köpeklerin saldırısından kaçarken hayatını kaybeden 10 yaşındaki Mahra’nın annesi Derya Pınar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki günkü grup konuşması sonrası “Ben seni yanlış tanımışım, bana seni yanlış anlatmışlar Uzun Adam. Bir millet sana nasıl hayran kaldı, arkandan milyonlarca insanı nasıl getirdin bugün anladım. Hakkını helal et” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, grup konuşmasında özetle “Biz kimin ne dediğine değil, milletin ne dediğine bakarız. AK Parti bu anlayışla kuruldu ve büyüyerek bugünlere geldi” demişti.

Erdoğan’ın konuşması sadece Mahra’nın annesini etkilemekle kalmadı, AK Parti Grubu’nu da titretti ve kendine getirdi. Aynı günün akşamında, Meclis Genel Kurulu’nda, AK Parti Grubu “var” olduğunu, “birinci parti” olduğunu, “eskisi kadar güçlü” olduğunu gösterdi.

Erdoğan’ın da hatırlattığı gibi, AK Parti için başarı denklemi son derece basit: Milletle yürürsen kazanırsın, millete kulağını tıkarsan kaybedersin.

Yorum Analiz Haberleri

Filistinli siyasetçi Netanyahu'ya: Esed'den sonra tek diktatör sen kaldın!
İran'ın enerji krizi, sanayilerin kapatılmaya zorlanmasıyla korkunç bir noktaya ulaştı
Suriye'nin Türkiye'den ve Arap ülkelerinden ne beklentisi var?
Adem Özköse: Suriye’de kendimi artık büyük bir hikayenin başlangıcındaymışız gibi hissediyordum
60 yıllık Baas sultasının izlerini silmek kolay olmayacak!