Dünya koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele ederken Myanmar’dan kaçıp Bangladeş’e sığınan Rohingyalar (Arakanlı Müslümanlar) daha iyi bir hayat umuduyla çıktıkları deniz yolculuklarında yeni bir trajedi yaşanıyor.
New York Times’ın haberine göre içinde yüzlerce Rohingya’nın bulunduğu en az üç ahşap tekne ne açıldıkları Bangladeş ne de yol aldıkları Malezya karaya yanaşmalarına izin verdiği için iki aydan fazla süredir açık denizde ve muhtemelen Bengal Körfezi’nin Andaman Denizi’yle buluştuğu bir güzergahta mahsur halde dolaşıyor.
Bu haftaya kadar teknelerin uydu takibini yapmaya çalışan insan hakları kuruluşlarıysa söz konusu taşıtların izini kaybettiklerini belirtiyor.
Bangladeş’teki kamplardan birinin başkanlığını yapan imam Muhammed Yusuf, “Kardeşlerimin açık denizde hala salınıp durduğunu düşündükçe delirecek gibi oluyorum” dedi.
Yusuf ve diğer din adamları kamptaki insanları böylesi tehlikeli bir işe girmemeleri konusunda uyarmaya çalışsa da işsizlik nedeniyle birçok Rohingya’nın çareyi insan tacirlerine para verip deniz üzerinden umut yolculuğuna çıkmakta bulduğu ifade edildi.
Dünyanın en büyük mülteci yerleşimi olan Kutupalong kampından Siracul Mustafa “İnsanlar hep güvenli ve daha iyi bir hayat arıyor” ifadesini kullanırken, aynı bölgeden Muhammed Nur ise “Daha önce büyük umutlar yoktu. Şimdiyse umutlar sıfır” diye konuştu.
BM: İnsanlarla oynanan tehlikeli bir oyun
Bangladeş, komşu Myanmar’daki çatışmalar ve sert müdahalelerden kaçarak kendisine sığınan yaklaşık 1 milyon Rohingya’ya ev sahipliği yapıyor.
Birleşmiş Milletler’in (BM) “insanlarla oynanan tehlikeli bir pinpon oyununa” benzettiği süreçte Bangladeş yönetimi bu tür tekneleri kabul etmemekte diretirken, zaten çok sayıda Rohingya’yı kabul ettiğini ve bu krizde diğer tüm ülkelerden daha büyük bir sorumluluk yüklendiğini belirtiyor.
Teknelerin öngörülen varış noktası Malezya ise ulusal çapta koronavirüs salgını nedeniyle teknelerin karaya yanaşmasına izin vermiyor ve denizin ortasında salınan bu teknelere gidecek yer kalmıyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) Bangladeş Temsilcisi Steven Corliss, “Bangladeş, Rohingya mültecileri konusunda çok ağır sorumlulukları sırtlandı ve bu zorluklarla tek başına mücadele etmeye terk edilmemeli. Ancak çaresiz insanları geri çevirmek de bir cevap olamaz” dedi.
Bu itirazların ölümcül sonuçlarını dünya, Malezya’nın 15 Nisan’da Rohingyaları taşıyan bir teknenin karaya yanaşmasına izin vermemesinin ardından görmüştü.
Bangladeş Sahil Güvenlik ekiplerinin kurtardığı teknede insan kaçakçıları tarafından tutulan çoğu çocuk yaklaşık 400 kişinin beslenme yetersizliği ve susuzluk yaşadığı ortaya çıkmıştı.
Göçmenlerle ilgili incelemelerde bulunan UNHCR, bu yolculuk sırasında kaç kişinin can verdiğine dair bir rakam belirtmese de “çok kişinin öldüğünü ve denize düştüğünü” bildirmiş, önemli sayıda göçmenin de insan kaçakçılarının elinde fiziksel taciz gördüğünü açıklamıştı.
Bu ölümcül yolculuktan hayatta kalan Rohingyalar ise şimdilerde Bangladeş’te kurulan geçici kamplarda koronavirüs ihtimaline karşı karantina altında tutuluyor.
Çoğu, Myanmar ordusunun onlarca yıldır sürdürdüğü zulüm nedeniyle vatansız ve travmatik haldeki bu göçmenler kayıt dışı işçiler olarak çalışabilme umuduyla Malezya’ya geçmeye çalışıyor.
Ancak bugüne kadar bu yolculuklar sırasında kimi denize düştüğü kimi de kapasitesini aşan teknelerdeki aşırı kalabalığa daha fazla dayanamadığı için yüzlerce Rohingya yaşamını yitirdi.
Yolculuk esnasında yaşamını yitirenlerden bazılarıysa, ailelerinin insan tacirlerinin birden artırdığı fiyatları karşılamaması nedeniyle toplu mezarlara gömüldü.
Myanmar ordusunun "savaş suçları"
Diğer taraftan Myanmar yakın zamanda yeni çatışmalara ve onun beraberinde getirdiği yeni insani trajedilere sahne olmayı sürdürüyor.
BM İnsan Hakları Myanmar Özel Raportörü Yanghee Lee, geçen gün yaptığı açıklamada bu Güneydoğu Asya ülkesinde yaşanan son çatışmalarda “savaş suçları” ve “insanlığa karşı suç” işlendiği iddialarıyla ilgili yeni bir soruşturma açılması çağrısında bulunmuştu.
Lee, “Dünya Kovid-19 salgınıyla uğraşırken Myanmar ordusu Rakhine (Arakan) eyaletinde sivil nüfusu hedef alarak saldırılarını tırmandırmayı sürdürüyor” demişti.
Ordunun bombardımanı ve top atışları nedeniyle bölgede çok sayıda çocuk ve yetişkinin yaşamını yitirdiğini belirten Lee, “157 binden fazla kişi evlerini terk etti, çatışmaların başlangıcından bu yana yüzlerce kadın ve çocuk ya öldürüldü ya da yaralandı” açıklaması yapmıştı.