"Yusuf’u öldürmeyin eğer bir şey yapacaksanız, o'nu bir kuyuya atın.."

Onlardan bir sözcü dedi ki: "Eğer (mutlaka bir şey) yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf'u, onu kuyunun derinliklerine bırakıverin de bir yolcu kafilesi onu alsın." (Yusuf-10)

10- Onlardan bir sözcü dedi ki: "Eğer (mutlaka bir şey) yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf'u, onu kuyunun derinliklerine bırakıverin de bir yolcu kafilesi onu alsın."

11- (Bu karara vardıktan sonra) "Ey Babamız," dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun? Oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz;"

İçlerinde bir sözcü dedi ki, Onu öldürmeyin. Onu bir kuyunun derinliklerine atın. Oradan geçen bir kervan bir yitik mal olarak alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın ve ondan kurtulun dedi. Diğerlerinden daha merhametliydi o kardeş. Ya da Allah ona bu rolü oynatıyordu da küçük kardeşinin ölümüne razı olmuyordu. Kaderin seyrine uygun bir teklifte bulundu. Çünkü Allah’ın takdirine göre Yusuf ölmeyecekti.

İbn-i İshak diyor ki: "Bu sözü, Yusuf’un kardeşlerinden en büyüğü söylemişti. Onun adı "Rubil" idi. Süddi ise bu şahsın adının "Yahuda" Mücahid ise "Şemun" olduğunu söylemiştir.

BASAİRUL KUR’AN

Yüce Allah’ın Hz. İbrahim soyuna bağışladığı lütfun gelecekteki mirasçısı, küçük bir çocuk durumundaki kardeşleri Yusuf’u sözkonusu malûm amaçlarını gerçekleştirmek üzere, kendileriyle birlikte götürebilmek için babalarından izin koparma noktasında ne denli ısrar edip dil döktüklerini ayetlerdeki ifadelerden çok iyi anlıyoruz:

“Ey babamız!..”

Böyle diyerek önce, kendileri ile babaları arasındaki maddi ve manevi bağı hatırlatıyorlar. Ardından ekliyorlar:

“Niçin Yusuf konusunda bize güvenmiyorsun?”

İğneli, gizli bir kınama yüklü bir soru! Hz. Yakub’u, sorunun taşıdığı anlamını silmeye, yani isteklerinin tam tersine Hz. Yusuf’u kendilerine teslim etmeye çağıran bir soru! Oysa Hz. Yakub, Yusuf’un kendi yanında kalmasından yanaydı. Yusuf’un başına bir şey gelmesinden çekindiğinden, onu kardeşleriyle de olsa, diğer oğullarının sürekli gittikleri çayırlara ve ıssız yerlere salmak istemiyordu. Zira diğer oğullarının hepsi büyüktü. Oysa Hz. Yusuf oralarda bir tehlike sözkonusu olursa, kendini koruyamayacak denli küçüktü. Ne var ki, oğulları bu tür bir soruyla kendisine, babaları olmasına karşın kardeşleri Hz. Yusuf’u onlara emniyet etmek istemediğini ima ediyorlardı. Nitekim Hz. Yakub, onların kendisine bunca yüklenmeleri sonucunda, Yusuf’un onlarla gitmesine istemediği halde razı olmuştu. Gerçekte ise onların bu sorusu, iğrenç bir tuzak girişiminden başka bir şey değildir:

Hz. Yusuf’a karşı yüreğimiz, en ufak bir kötülüğe yer vermeyecek denli tertemizdir! İyi niyetin, içtenliğin ifadesi olan “iyiliğini istemek” sözcüğünü kullanmalarındaki amaçları ise, Hz. Yusuf’u ortadan kaldırmak olan asıl hedeflerini gizleyebilmektir.

FİZİLALİL KUR’AN

Kur'an Haberleri

Hüküm, yanlızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir
"Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa kahhar olan bir tek Allah mı?"
"Allah’a herhangi bir şeyi şirk koşmamız bizim için olacak şey değildir"
“Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim."
Zindan arkadaşları Yusuf'a dediler ki: "Bu rüyalarımızın ne anlama geldiklerini bize anlat”