Yusuf’un üvey kardeşleri şöyle demişti: "Yusuf ve kardeşi, babamıza bizden daha sevgilidir…"

“Yusuf’un üvey kardeşleri şöyle demişti: "Yusuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir; oysaki biz, birbirini pekiştiren bir topluluğuz. Gerçekte babamız, açıkça bir şaşkınlık içindedir." ( Yusuf – 8)

“Yusuf’un üvey kardeşleri şöyle demişti: "Yusuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir; oysaki biz, birbirini pekiştiren bir topluluğuz. Gerçekte babamız, açıkça bir şaşkınlık içindedir." ( Yusuf – 8)

Hani bir vakitler Yusuf’un kardeşleri şöyle demişlerdi. Yusuf ve kardeşi Bünyamin babamıza karşı bizden daha sevimlidir. Yusuf ve kardeşi ifadelerinden anlaşılıyor ki Yusuf ve kardeşi Bünyamin ana baba bir kardeşler iken, diğer on kardeş bunların sadece baba bir kardeşleridir. O ikisi babamıza daha sevimlidir. Üstelik bizler kendi aramızda birbirine bağlı bir topluluk olduğumuz, kabilenin yükünü bizler çektiğimiz halde babamız bizi onlardan daha az seviyor. Böyle davranmakla babamız apaçık bir yanılgı içindedir. Bizim gibi sorumluluk yüklenebilecek bir durumda olan güçlü, kuvvetli oğullarını bırakır da nasıl onları sevebilir? diye sitem ediyorlardı.

BASAİRUL KUR’AN

Bünyamin Hz. Yusuf'un (a.s) küçük öz kardeşiydi ve yaşı Hz. Yusuf'tan oldukça küçüktü. Anneleri Bünyamin'i doğururken ölmüştü. Hz. Yakub'un (a.s) bu iki küçük anasız evladına özel bir ilgi göstermesinin nedeni buydu. Bunun da ötesinde Yusuf doğruluk ve kabiliyette tüm kardeşleri içinde biricikti. Dolayısıyla, Hz. Yusuf (a.s) rüyasını kendisine anlattığı zaman, onun gelecekteki büyüklüğünden fazlasıyla emindi fakat kafasını karıştıran, kardeşlerinin ona karşı besledikleri kıskançlığın, rüyayı öğrendikleri ve kendilerince yorumladıkları zaman nereye varacağı endişesiydi. Zira Hz. Yakub (a.s) diğer on oğlunun doğru bir karaktere sahip olmadığını biliyordu ve bu durum müteaddid olayda kendini göstermişti. Tabiatıyla onlardan razı değildi.

On oğulun kendilerini "ihmal ediyor" gerekçesiyle babalarına karşı belirttikleri "sitemkarane" tavrın anlamını tamamen kavrayabilmek için, kabile hayatının şartlarını gözönüne almamız gerekir. Kurulu bir devlet düzeni olmadığı için her kabile, diğer kabilelerle yanyana kendi bağımsızlığını sürdürürdü. Apaçık ki, kabile reisinin iktidarı, bütünüyle oğullarını, torunlarının, kardeşlerinin ve yeğenlerinin çokluğuna dayanırdı. Bunlar ailenin mülkünü şerefini ve hayatını korurlardı ne de olsa. Dolayısıyla kabilenin başını çeken kimse ailesinin küçük çocuk ve kadınlarından çok yetişmiş oğullarına eğilim duyardı. Hz. Yakub'da (a.s) kabilenin başındaydı ve oğulları bu konudaki tercihini kendilerinden yana yapacağı ümidindeydiler. Ne var ki Yakub (a.s) başka türlü düşünüyordu. Sitemleri bu yüzdendi.

TEFHİMUL KURAN

Kur'an Haberleri

Hüküm, yanlızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir
"Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa kahhar olan bir tek Allah mı?"
"Allah’a herhangi bir şeyi şirk koşmamız bizim için olacak şey değildir"
“Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim."
Zindan arkadaşları Yusuf'a dediler ki: "Bu rüyalarımızın ne anlama geldiklerini bize anlat”