Yüreğiniz yetiyorsa, açıklayın raporları!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Maliye Bakanlığı’nın sabrına şaşmamak elde değil. Kendilerini savunabilecekleri doğru dürüst bir platform yok.

Bir gazeteleri, dergileri, televizyonları, hatta istediklerini istedikleri gibi koyabilecekleri bir web siteleri bile yok..

Ama karşı tarafın televizyonları, gazeteleri, radyoları, internet siteleri... Hep bir ağızdan, raporu hazırlayanları suçluyorlar, bakanlığın yetkililerini yerin dibine batırmaya çalışıyorlar!

Yer yer tehdit de ediyorlar..

Bu ağır hakaret/tehditlere rağmen, Maliye Bakanlığı’nın sadece küçük bir açıklama ile yetinip, Aydın Doğan’ın şirketlerinin ödemekten kaçındığı vergiler ile ilgili ayrıntılı bilgileri vermemeleri, aslında devlet ciddiyeti açısından takdire şayan bir durum.

Hatta bu takdire şayan durum, bazılarınca istismar edilerek, “Bakın Maliye Bakanlığı da açıklama yaptı ama, ayrıntıya giremedi. O kadar ağır hakaretlere rağmen, bakanlık açıklamasında da 3.7 katrilyona varan vergi ve ceza yazısı hakkında somut bilgiler verilememiş olması, aslında uygulamanın yanlışlığından kaynaklanıyor. Öngörülen verginin haklılığına kendileri de inanmadıkarı için, ayrıntıya giremiyorlar” gibi yorumlara da sebeb oldu!

Acaba öyle mi?

Bence hiç de öyle bir durum yok.

Bakanlığın cevabındaki ayrıntıya girmeme hassasiyeti, bence öngörülen vergilerin yanlışlığından değil, kanundaki yasaklara harfiyyen uymalarından kaynaklanıyor.

Nereden mi biliyorum? Doğan grubunun, yine benzer isyanları oynadığı dosyalarda, yargıya intikal eden raporların ayrıntılarından..

Neler var neler o raporlarda.. Doğan medyasındaki haberlere, eleştirilere baktığınızda sanırsınız ki, üç tane denetmen oturmuş, “Ya AydınDoğan’a nasıl bir ceza keselim?” diye kafa kafaya vermişler.. Sonra da “Hadi bugün de, ‘iştirak hisselerinden vergi vermedi’ diye bir kulp takıp, öyle keselim cezayı” demişler gibi, bir hava estiriliyor!

Oysa değil 3.7 katrilyonluk vergi-ceza raporu, birkaç trilyonluk vergi-ceza raporu bile, onlarca sayfalık izahatlarla dolu..

Doğan medyasını takip ettiğinizde, sanırsınız ki denetmenler hiç Danıştay kararı okumadan, kafalarına göre rapor hazırlamışlar!.

Yok böyle bir şey!

Mahkemeye intikal eden, aynı grubun davalarından birisinde yaptığım incelemede, tam 22 tane örnek Danıştay karar eklemiş, denetmenler raporlarına..

Danıştay kararları, tebliğler ve diğer düzenlemeler ayrıntıları ile izah edilmiş..

Öyle ki, Doğan grubunun neredeyse savunma yapacak gücü bile kalmamış!

Teknik birkaç bilgi daha vereyim, incelediğim mahkemeye intikal etmiş dosyadaki Doğan oyunlarıyla ilgili.. Doğan’a ait A şirketi, bankadan kredi alıyor. O kredinin bir bölümü ile, yine kendi grubuna ait B şirketinden hisse alıyor. Sonra bankaya ödediği faizleri kârdan düşüyor.. Yani faizi, devlete ödetiyor! Sadece onunla kalsa iyi, alım ile ilgili olarak da “istisnaya tabi” diyerek vergi ödemiyor.. Neredeyse kendi şirketinden kendi şirketine hisse alıp satıyor, bunların hepsini bedavaya getiriyor!

Ben şöyle bir inceleyeyim diye, mahkemeye intikal eden rapordan birkaç bölümü okumaya kalkıştım, başım döndü.. Yapılan oyunlara akıl sır erdiremedim.

Onun için diyorum ki, Doğan grubu aleyhindeki bu raporlar açıklansa, emin olun bu gruptan kimse, halkın huzuruna çıkıp da “kem küm” edemez!

Ne savunulacak bir yanı var o işlemlerin.. Ne de tartışılabilinir bir durumu..

Resmen oyun.. Resmen vergi kaçırmak için düzenlenmiş ayak oyunları..

Hani basketbolu gösteri oyunu haline getiren NBA var ya.. Aynen o! NBA nasıl basket oynuyorsa, bunlar da kanunlarla öyle oynamışlar, vergileri resmen alaya almışlar!

Göstere göstere, dalga geçe geçe, vergi kaçırmışlar..

“Kimse bizim defterimizi incelemeye cesaret edemez. Kimse bizim vergimizi sorgulayamaz” mantığı ile, bildiklerini okumuşlar..

Ve şimdi sert kayaya çarpınca, viyaklıyorlar!

Burdan, Doğan grubunun tüm mali uzmanlarına sesleniyorum. Tarh edilen vergi/cezalardan, şirketlerle birlikte müteselsilen sorumlu konumdaki mali müşavirlerine sesleniyorum.. Müteselsil sorumluluğu olan yönetim kurulu üyelerine sesleniyorum..

Çıkartın şu raporu ortaya ve dağıtın basına..

Raporu dağıtmak; eğer bir haksızlığa maruz kaldı iseniz, sizin için en birinci savunma yolunuz olmalı değil mi?

Dağıtırsınız raporu.. Sıralarsınız rapordaki hataları.. Televizyonlarınızda meydan okursunuz, “yandaş gazeteci”lere.. “Gelin bakalım. Rapor burda.. Raporu hazırlayanlar memur, gelemiyorlar. Siz gelin savunun” dersiniz, olur biter.

Niye diyemiyorsunuz?

Çünkü o raporlar, öngörülen vergi ve cezaları çoktan hakettiğinizi, en ince ayrıntıları ile izah ediyor da onun için!

VAKİT