HAKSÖZ HABER
Avrupa Birliği’nin mülteci krizi karşısındaki tutumu sömürgeci köklerini hatırlatmaya devam ediyor. Türkiye’ye yapılan nakdi yardımlar dışında mülteciler için aktif sorumluluk almaktan kaçınan AB ülkeleri (Almanya’nın politik tutumunun daha müspet olduğunu belirtmek gerek) yapılan anlaşmaları öne sürerek şimdi de topraklarındaki mültecileri geri yollamaya çalışıyor.
Yunanistan mültecilerin en zor koşullarda yaşadığı ülkelerin başında geliyor. Mültecilerin deniz yoluyla ulaşım için kullandıkları botlarını dahi batırmaya çalışan Yunanistan sahil kuvvetleri daha önce medyaya yansımıştı. Şimdi de sanki var olan sorumluluklarını yerine getiriyormuş gibi 3 milyon mülteciyi ağırlayan Türkiye’yi sorumlu tutarak sığınmacıları iade etmeye çalışıyor.
Midilli başta olmak üzere Ege adalarındaki 1500’e yakın mülteciyi Türkiye’nin geri alması gerektiğini belirten Yunanistan Göç Bakanı Notis Mitarachi "Türkiye'nin çalışmalarını hızlandırmasını bekliyoruz… Öncelikle ülkemiz ve Avrupa Birliği kıyılarına gelmek üzere Türk kıyılarından ayrılan teknelerin geçişinin engellenmesi; ikinci olarak da göçmenlerin iadesinin kabul edilmesini talep ediyoruz" dedi.
İnsanlık adına hiçbir adım atmayan Yunanistan makamlarının Türkiye’den çalışmalarını hızlandırmasını istemesi ise trajikomik bir durum ortaya çıkarttı. 1500 mültecinin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olan Yunanistan’ın tutumu insan hakları örgütleri tarafından da eleştiriliyor.
Yunanistan’ın mültecilerin geri dönmesi için sığınmacı kamplarındaki ağır şartları bilinçli olarak düzeltmediği de daha önce iddia edilmişti. Almanya Kalkınma Bakanı Gerd Müller bu konuya dikkat çekerken Midilli’deki Moria kampının yangında kullanılmaz hale geldiğini yeni inşa edilen Kara Tepe kampının da eskisinden iyi olmadığını belirtiyor. Sınır Tanımayan Doktorlar ise Yunanistan’daki mülteci kamplarında savunmasız bebeklerin fareler tarafından kemirildiğini söylüyor. Kamplarda taciz, tecavüz vakalarının da çok fazla olduğu ayrıca ifade ediliyor.
Yunanistan’da şartlar böyleyken sorumluluğunu daima Türkiye veya AB’ye atan siyasiler sorunun içinden çıkılamaz hale gelmesini sağlıyor. Zaten yeteri kadar zor olan şartlara eklenen siyasi sorumsuzluk ise mülteciler için problemleri daha da katmerli hale getiriyor!