Son dönemlerde özellikle Ümit Özdağ ve çetesi başta olmak üzere çeşitli kesimlerin yalan yanlış uydurma senaryolarla, kendi ürettikleri kurgularla yükseltmeye çalıştıkları ırkçılık hastalığı ne yazık ki dindar, muhafazakar kesimleri bile çok ciddi olarak etkilemekte. Her türlü yalanları, kurguları kısa süre içerisinde yalanlanmasına rağmen yüzsüzlüğün zirvesini yaşayan bu kesimler hiç beklemeden yeni yalanları devreye sokuyor.
"Biz ırkçı değiliz ama..." diye söze başlayan bazı muhafazakar kişi ve çevreler bu manüpilasyonlardan da bolca etkilenerek ülkemizde yaşayan muhacirlere karşı gittikçe yükselen bir nefreti büyütüyor, meşrulaştırıyor. Oysa Müslümanım diyen insanın hayata bakışı, olaylara bakışı, gündeme bakışı Kur'an'ın ve Sünnetin ve bu iki referansın yetiştirdiği ilk dönem Kur'an Neslinin bakışaçısı olmalıdır. Ancak bu şekilde kalplerdeki kirlilikler, hastalıklar şifaya erişecektir. Aksi halde hastalık tüm bünyeye sirayet edecek ve tüm vücudu yok edecektir.
Bu anlamda Anadolu Platformu buluşmalarında bir konuşma yapan Diyanet İşleri eski başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in hatırlatmaları çok büyük anlam ifade ediyor. İslamın insana bakışını ortaya koyan sahabe diyaloglarını aktaran Mehmet Görmez, günümüz tartışmalarına panzehir olabilecek net ve naif bir perspektifi önümüze seriyor...