Dünkü yazımı yazmadan önce, maillerime bakmayı ihmal etmiştim.
Yazımı tamamlayıp, sayfaya yerleşmesinden sonra, bir de baktım ki; daha önce eleştiri getirdiğim YARSAV Başkanı Emine Tarhan Hanım’ın eşi, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Üyesi Mehmet Umur Tarhan Beyefendi, bir açıklama yollamış...
Ben, Sayın Tarhan’ın gönderdiği açıklamadan habersizce, dünkü yazımda da kendisinden bahsetmiş oldum. Neyse ki; yeni yazımdaki ifadeler, cevap vermesini gerektirecek ağırlıkta değildi.
Mehmet Bey’in açıklamasını, cevap hakkına saygı gereği, aynen kullanacağım.
Ancak, ben kendi kanaatimi kısaca şöyle ifade edeyim:
1) Bir yüksek hakimin, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâlâ sanık konumunda olan bir kişi için, velev ki bu kişi yakın tanıdığı birisi olsun, gereğinden fazla övücü ifadeler kullanmasını garip karşıladım.. (Bakınız aşağıda, Ergenekon Terör Örgütü davasında şüpheliler arasında ismi geçen, Emekli Tümgeneral Erdal Şenel için kullanılan ifadeler.)
2) Yüksek mahkemeye üyelik için müracaatta bulunan bir hakimin; verdiği kararların sayısı, bu kararların bozulma/onanma oranları ve verilme hızını referans göstermesinin yeterli olacağı kanaatindeyim.
Bu objektif verileri yeterli görmeyen kim olursa olsun; ister müracaat eden hakim, isterse seçimi yapacak kurul olsun, hız/sayı/doğruluk oranı dışındaki referans arayışlarını doğru görmem mümkün değildir. Başkasının doğru görmesini de kabul edemem..
“Senin söylediğin, ideal olanı.Biz biraz da Türkiye şartlarını göz önünde tutalım” diyenler çıkabilir.
Ben de derim ki, bizim vazifemiz; doğru olanı, doğru gördüğümüzü, ideal olanı hatırlatmak..
Bu girişten sonra, geçtiğimiz hafta eşi YARSAVBaşkanlığı’na seçilen, kendisi de YARSAV’a üye 4 yüksek hakimin katıldığı HSYKtarafından 2007 yılındaYargıtay’a seçilen ve hâlâ Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nde üye olarak görev yapan M. Umur Tarhan’ın açıklamasını, aynen aktarıyorum:
“Bay Ali Karahasanoğlu;
Sütununuzdaki yazınızda benden bir cevap beklediğiniz anlaşılıyor. Bu nedenle aşağıdaki açıklamayı kaleme almak ihtiyacı hissettim.
Erdal Şenel, 1986-87 yıllarında MSB’nda vatani görevimi yerine getirirken tanımak şerefine nail olduğum, dürüst, yurtsever, çalışkan ve dirayetli bir hukukçudur. Erdal Şenel’in, kamuoyuna ‘Ergenekon’ adıyla takdim edilen bir dava nedeniyle yargılanmakta olması, kendisi hakkındaki düşüncelerimi etkilememiştir.
Erdal Şenel ile askerlik süremin bitiminden sonra -seyrek de olsa- karşılıklı saygı ve nezaket çerçevesinde görüşüp konuştuğumuz olmuştur ve bundan böyle de olacaktır.
Kişisel olarak, tüm meslek yaşamım doğruyu, adil olanı yapmaya çalışmak çabası ile geçti. Bunda ne ölçüde başarılı olduğumu benim ifade etmem doğru olmaz. Ancak çabama tanık olan tüm hukukçular, tıpkı ortaya koyduğum somut çalışmalar gibi, benim referanslarımdır. Erdal Şenel de bunlardan biridir. Bu bakımdan, Yargıtay Üyeliği gibi yüksek bir göreve talip olduğumda, kendisinden bu anlamda bir tanıklık istemem gayet doğaldır ve bunda hiçbir hukuk ve etik dışılık yoktur. Yazınızda sözü edilen telefon konuşması da bu anlamda özel bir görüşmedir.
Hiç kuşkunuz olmasın, bütün tahrip etme gayretlerine rağmen, yüksek görevlere talip olan, kendisinde aranan niteliklerin var olduğuna inanan herkesin, o görev için yeterli vasıflara sahip olduğunu söyleyebilecek, o kişinin kariyer çizgisine tanık olan düzgün insanlar ve bunu lâyıkıyla değerlendirebilecek kişi ve kurumlar hâlâ vardır ve umarım olmaya devam edecektir. Bu bakımdan hiç kimseye bir haksızlık yaptığımı düşünmüyorum.
Ayrıca şunları da söylemek gerekir ki; yazınızda aksi belirtilmesine karşın, Erdal Şenel, konuşmanın yapıldığı tarihlerde görevde değildir, emekli olalı yaklaşık 5 yıl olmuştu.
Ve yine ifade etmem gerekirse, kendisiyle görüşmemizde eşime yönelik en küçük bir istek dile getirilmiş değildir.
Hitap ettiğiniz kişilerde ve kamuoyunda gerek şahsım ve gerekse de eşim hakkında yanlış anlamalara yol açabilecek nitelikte olduğu açık olan, yazınızda da belirttiğiniz gibi ‘somut’ temelleri bulunmayan, haksız ve soyut değerlendirmeler içeren, ‘kibar’ ama maksatlı yazınıza karşı açıklamam bundan ibarettir.
Sütununuzda yer verilmesi dileğiyle...
M. UMUR TARHAN”
VAKİT