MHP’li milletvekillerinin kasetlerini, “Oyları zıplayacak” şeklinde yorumlayanlar, aynı iddiaların bazı CHP’liler hakkında da yapıldığını unutuyorlar.
Öyle ya, MHP’li 10 isim hakkındaki iddiaların hemen hemen aynısı, bazı CHP’liler için de geçerli.
Mesela Deniz Baykal.
Mesela Akif Hamzaçebi..
Bu durumda ne olacak?
Bu durumda, “Kasetler sebebi ile oylar tavan yapacak” diyenlerin iddiası doğru ise, “seçim MHP ile CHP arasında geçecek” demektir.
AKParti’den şu ana kadar kimsenin kaseti çıkmadığına göre, diğer birçok partinin de adayları için benzer suçlamalar yapılmadığına göre, o partilerin seçim sonuçlarında bir iddiaları olmasa gerektir.
Öyle mi acaba?
Bu iddiayı yapanlar da, kendi söylediklerine inanmıyorlar.
Türk milletinin, kaseti olan milletvekillerine oy vereceklerini iddia ederek, aslında halka da hakaret ediyorlar.
Türk milleti, eşini aldatan siyasiye oy vermez..
Bu kural, en azından milliyetçi seçmende, sağ seçmende çok nettir.
Evet, sosyal demokratlar bir yandan “Kadın hakları” diye tepinirler.
Ama bir yandan da, kadınları aldatan erkekleri, “çağdaşlık” adı altında hoşgörürler..
Dolayısı ile, CHP açısından, Deniz Baykal ve Akif Hamzaçebi’nin sorun teşkil etmeyeceği söylenebilir.
Fakaaat.
MHP için o 10 isim, iflasın tek müsebbibleridir..
Bakmayın siz İşçi Partisi’nin kaset olayında MHP’ye destek vermesine..
Bakmayın siz PKK’lıların kaset olayında MHP’li adaylara destek vermesine..
Onların sözü geçse, zaten MHP’nin alacağı oy, İşçi Partisi’nin oyu kadar olurdu..
İşçi Partisi’nin söylemi ile, MHP’nin söylemi aynı değil ki, kaset olayında da İşçi Partisi’nin desteğinin bir anlamı olsun!
Gidin sorun, MHP oylarının yoğun olduğu bölgelere... Gidin sorun, MHP tabanının güçlü olduğu yerlere.. Oradaki seçmenlerden alın siz, kasetlerin MHP’ye verdiği zararı..
MHP, büyük bir atak yaparak, yanlış ilişki içindeki isimleri tamamen diskalifiye etmezse ve bu konuda seçmene çok kesin bir güven vermezse, bu seçimde barajı aşması imkansızdır..
Hatta % 7-8 oy alması bile mümkün değildir..
Kimse kendisini aldatmasın..
Türk toplumu, bu tür ilişkiler içinde olanlara oy vermez..
Hele milliyetçiler, hiç vermezler..
Peki, MHP seçmenin güvenini tekrar sağlayabilir mi?
O da çok zor görünüyor.
Çünkü MHP, seçmeni adeta oyalama peşinde. Dürüst bir şekilde, “Bu isimlerin yaptıkları yanlıştan haberimiz yoktu. Haberdar olur olmaz, gereken yapıldı” bile denilmiyor.
Bu durumda, seçmen MHP’ye nasıl güvenecek?
•
Dün YSK Başkanı’na, gazeteciler sormuşlar: “MHP’li milletvekili adaylarının istifaları size ulaştı mı?” diye..
O da, bir devlet kurumunun başındaki kişi gibi değil, tam bir politikacı olarak cevap vermiş: “Bu konuda açıklama yapmam.”
Sanki devletin çok gizli bir belgesini açıklaması isteniyor, YSK Başkanı’nın..
Biz hatırlatalım, YSKBaşkanı’na: “Seçimler şeffaf yapılır, Sayın Başkan!”
Kimin aday olduğu, kimin adaylığının istifa ile son bulduğunu, kimin adaylığının sürdüğünü bilmeyen seçmen, nasıl oy kullanacak?
Adayları kesinleştirdiniz.
Tamam da..
Şimdi de 10 isim, istifa ettiğini kamuoyuna açıklıyor..
YSK’nın da, bu konuda bir açıklama yapması gerekmez mi?
“İstifalar bize gelmiştir” veya “İstifalar bize gelmemiştir” diye...
Tombala mı oynuyoruz, seçim mi yapıyoruz?
O adayların adaylıklarının devam edip etmediğini bilmiyorsak, bilemeyeceksek, bilmememiz gerekiyorsa, bu seçimler nasıl yapılacak?
Adaylar bilinmeden oy kullanılacaksa, daha önceki tarihlerde adayları niye açıkladınız, niye itirazları aldınız, niye isimleri kesinleştirdiniz?
YSK Başkanı, dünkü açıklaması ile, bence suç işlemektedir.
Seçimin üzerine, “seçmeni kandırma” şaibesi düşürülmektedir.
YENİ AKİT