BBC’nin Türkçe sayfasının derlediği konuyla alakalı haberi ilginize sunuyoruz:
Mardin'in Derik ilçesinden, Yozgat'ın Çekerek ilçesine bağlı Bazlamaç ve Kayalar köylerine meşe kömürü yapmaya giden işçiler, muhtara "ayakbastı" parası vermedikleri için köylülerle sorun yaşamış, sorunun büyümesi üzerine işçilerin linç edilmek istendiği iddia edilmişti.
Cumartesi günü yaşanan olayların ardından 70'e yakın işçi güvenlik nedeniyle jandarma eşliğinde köyden çıkarıldığı ve jandarmanın işçilere Malatya sınırına kadar refakat ettiği belirtildi.
Görüştüğümüz bazı işçiler, "Mardinli Kürt İşçi" oldukları için bu muameleye maruz kaldıklarını öne sürdü.
İşçilerin sorun yaşadığı Bazlambaç Köyü muhtarı ise bu iddialara karşı çıktı.
Bu olayın basında yer alması üzerine ilçe kaymakamlığı da bazı iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirten bir açıklama yaptı.
Yozgat'tan çıkarılan işçilerden Fırat Mervan ve Mehmetcan Turgut, BBC Türkçe'ye konuşarak sorunun kaynağında muhtarların "rüşvet almak istemesi" olduğunu ileri sürdüler.
Derike'ten ailesiyle birlikte üç ay önce Yozgat'a gelen Fırat Mervan, muhtarlarının ihaleyi alan müteahhitlerden "ayakbastı" parası almak istediğini, işçilerin konakladığı çadırlar için ayrıca para istediklerini iddia etti.
"13 aile vardı, her çadır için bin lira istediler" diyen Fırat, buna karşı çıktıklarında muhtarların köylüleri kışkırtıp işçileri linç etmek istediğini öne sürdü:
"Benim ailem altı kişi, Mardin'de iş yok, nerede iş olsa oraya gideriz, ailemle beraber meşe kömürü işini yapmak için üç ay önce geldik. Bu iş devletin resmi ihalesi ile yapılıyor. Ocak yakılan yer tapulu, arazi sahiplerine 12 bin lira verdik ama çadırları kurduğumuz yer hazine arazisi ve hazine arazisi için muhtar para istedi. Üç aydır oradayız, bizi her gördüklerinde bizden para istediler, siz buraya geldiniz, bize kabadayılık yapıp nasıl para vermezsiniz dediler. Biz de yok deyince, kavga çıktı. Aynı günün akşamı muhtar, 42 köyden insan toplayıp çadırların olduğu yere getirdi."
Saldırı ihtimaline karşı aralarında çocukların da olduğu 13 aileyi korumak amacıyla 150 jandarmanın geldiğini belirten Fırat, "Kürt oldukları için" bu muameleye maruz kaldıklarını öne sürüyor:
"Kişisel görüşüm Mardinli Kürt işçiler olduğumuz için böyle oldu. Kimseyi öldürmedik, kimseye zararımız dokunmadı, yoksa neden böyle bir şey yaşansın."
'Yüzlerce köylü linç etmeye geldi'
Yüzlerce köylünün linç etmeye geldiğini, kalabalığın dağılması için yetkililerin de pasif davrandığını savunan Fırat şunları aktardı:
"Bizim buralarda üç kişi toplansa TOMA gelir, panzer gelir, su sıkar, gaz atılır, insanları dağıtırlar ama onlarca köyden insan gelip, işçileri linç etmeye çalıştı, onları dağıtmak için bir tek anons bile yapılmadı. Biz çadırlarımızı sökünceye kadar da kalabalık dağılmadı."
Mehmet Can Turgut da yaşadıkları olayı "linç girişimi" olarak tanımlıyor.
"Bir linç girişimiydi. 42 köyü bir kavga yüzünden toplayıp siz buraya para vermediğiniz sürece sizi burada barındırmayız dediler. Yasa dışı bir şey yapmadığımızı söyledik, müteahhit ile muhtar arasında kavga çıktı, akşamında da 42 köyden insan getirip bizi linç etmeye çalıştılar" dedi.
Turgut, hane başı işçilerin en az 50 bin lira masrafının olduğunu, kesilen odunlar, yakılan mazot ve emeği de hesapladıklarında her hanenin en az 150 bin lira zarar ettiğini söyledi.
'Zor koşullarda çalışıyoruz'
Bir ay önce Derik'ten gelen 18 yaşında bir işçinin kene ısırması, 33 yaşında bir diğer işçinin ağaç yüklü traktörün devrilmesiyle hayatını kaybettiğini belirteren Fırat ve Mehmet Can Turgut, meşe kömürü işinin zorluklarına ve barındırdığı risklere dikkati çektiler.
Belediye başkanı, savcı ve kaymakla bizzat konuştuğunu belirten Mehmet Can Turgut, şunları aktardı.
"Onlara, biz burada çadırların içinde, dağın başındayız, yolları bile balyozla, kazmayla biz açtık dedim, iki arkadaşımız öldü, burada bu işi yapmak kolay değil dedim, yılanların içinde yaşıyoruz, birkaç gün önce çadırların içinde dört yılan öldürdüğümüzü belirttim, su, elektrik, yol olmadığını, çoluk çocuk, çok kötü şartlar altında emeğimizle, canımızı dişimize takarak çalıştığımızı ama bu insanların bize engel olduklarını anlattım. Muhtar elindeki mührü bizim gibi alın teri döken insanlardan rüşvet almak için kullandı dedim, onlar da bizim haklı olduğumuz kabul ettiler ama buna rağmen tüm emeğimizi bırakıp, bizi sürgün eder gibi konvoylar halinde il sınırından çıkarıp Malatya sınırına kadar getirdiler" dedi.
Bazlambaç Köyü Muhtarı iddialara karşı çıktı
İşçilerin sorun yaşadıklarını söyledikleri köy muhtarlarından olan Bazlambaç Köyü Muhtarı Ahmet Topal ise tüm iddialara karşı çıktı.
İşçilerin çadır kurduğu bölgenin müşterek bir arazi olduğunu söyleyen muhtar Topal, şunları aktardı:
"Benim şahsımla ilgili bir mesele yok ve tüm iddialar yalan. Orası vatandaşın arazisi ve onlar sormadan kendi kafalarına göre gelip çadırı kurmuşlar. Ben onlara gelin, arazi sahipleriyle anlaşın, sözleşmeyi yapın dedim ama onlar bizi kimse kaldırmaz dedi. Onlar gelip küfürlü konuştu, vatandaşla yüz yüze gelmesinler diye jandarmayı aradık" dedi.
Bölgede başka işçilerin de olduğunu söyleyen Topal, daha önce sorun yaşamadıklarını savundu.
"Bir sürü kömürcü var, neden onlarla sorun yaşamadık ama bu adamlar sıkıntılı adamlar. Kimsenin gücü yetmez bizi buradan kaldırmaya dediler, küfür ettiler. " dedi.
'Vatandaşın tapulu arazisi'
Muhtar, söz konusu arazinin tapulu olduğunu ve resmi kayıtlarının olduğunu belirtti.
Arazi sahiplerinin iletişim bilgilerini ve görüşme talebimizi de "Bunlar 80 yaşında adamlar, size telefonla bilgi veremezler, köyde yaşamıyorlar, isterseniz buraya gelir, yüz yüze görüşür, sizi misafir ederiz, daha sağlıklı bilgi alırsınız" diye yanıt verdi.
Hem linç girişimi hem de Kürt işçiler oldukları için bu durumun yaşandığı iddialarına karşı çıkan muhtar, şunları aktardı:
"Ağza alınmayacak küfürler eden onlar, kimse bu küfürlere yanıt bile vermedi. Kürtlük meselesi de yalan. Bu olayı başka yere çekmeye çalışıyorlar. Kürtler de bu ülkenin insanları, kürt oldukları için bunlar yaşandı iddialarını ispatlasınlar. Köyden kimsenin bir hatası, bir terbiyesizliği olmadı. Bizim buralarda Alevi de, Kürt de var, kimse böyle bir şey yapmaz. Daha önce de kömür için gelen çok aile oldu, sorun yaşanmadı ama bu insanlar sıkıntılı" dedi.
Çadır başına bin lira para istendiği iddiasına da "Burası dağ başı mı, bu iddiaları ispatlasınlar" diye yanıt verdi ve söz konusu bölgenin vatandaşın tapulu arazisi olduğunu yineledi.
Çekerek Kaymakamlığı: "Gerçeği yansıtmamaktadır"
Çekerek Kaymakamlığı da yaşanan bu olayla ilgili yaptığı açıklamada basında yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Kaymakamlığın açıklaması şöyle:
"İlçemize bağlı Bazlambaç Köyü sınırları içerisindeki ormanlık alanda odun kömürü oluşturma işini alan yüklenici firma işçileri ile köylüler arasında orman kesim işi devam ederken çadır yeri ile ilgili anlaşmazlıktan dolayı kavga çıkmış ve darp olayı meydana gelmiştir. Bu durumun büyüme ihtimaline karşın anında güvenlik güçlerimiz tarafından gerekli tedbirler alınmış ve olay büyümeden, yapılan görüşmeler neticesinde ve kendi talepleri doğrultusunda ilçe sınırları dışına çıkışları sağlanmıştır. Yüklenici firmanın kanuni hakları devam etmekte olup bazı yayın organlarında belirtilen konular gerçeği yansıtmamaktadır."