‘Yolsuzluk ve yoksulluk programı’ ve Kanaltürk’ün SSK borçları

Ali İhsan Karahasanoğlu

Kanaltürk’ü geçtiğimiz günlerde satan Tuncay Özkan, Antalya’da “Türkiye nereye gidiyor, ulusalcılar ne yapmalı?' konulu bir konferans vermiş..

Özkan konferansta, Kanaltürk’te çalışanlarla aralarında geçen bazı konuşmaları da dinleyicilerine aktarmış..
Özkan’ın anlattığı; Kanaltürk’ün kapalı kapıları ardında yaptıklarını belirttiği sohbetin bir bölümü şöyle:
 "Ben soruyorum kasada para var mı? 'Var ama sigorta ödeyeceğiz' diyor. Ödeme diyorum, getir. Mitingin sahne düzenine, otobüsüne şuna buna....'Abi yapma' dedi. Dedim ki, neyi yapmayayım? 'Bu paraları SSK'ya ve vergiye ödeyelim. Bunlar seçimi kazanırlarsa iyice üstümüze çullanırlar, biz bu parayı ödeyemez hale geliriz.' Ben de dedim ki; Kerim Can, biz 22 Temmuz'dan önce ne yapmamız gerekiyorsa onu yapmalıyız. Bunu mutlaka gerçekleştirmeliyiz.”
Tuncay Özkan’ın anlatımı, bu minval devam edip gidiyor..
Hitap ettiği kesime bakarsanız, çoğu okumuş insanlar gibi görünüyorlar ama, saf saf dinliyor olmalılar kendisini..
Dinliyorlar ki, hiçbiri kalkıp sormamış: “Ödenmeyen primlerin vadeleri ne? Cumhuriyet mitinglerinin yapıldığı tarih ne?”
Evet; gerçekten de bu soruyu sorsalar, Tuncay Özkan afallayacak, şaşıracak, kızaracak, bozaracak  ve büyük ihtimalle, düne kadar Fethullah Gülen Hocaefendi’ye ettiği hakaretleri bu sefer de kendisine soru yönelten dinleyicisine edecekti..
Neyse ki soran da olmamış, dinleyicisine hakaret etme olayı da yaşanmamış..
Ama bilginiz olması açısından, ben tarihleri vereyim..
Cumhuriyet mitinglerinin en birincisi 14 Nisan 2007’de düzenlenmiş.
Tuncay beyin ödemediğini itiraf ettiği SSK primleri ise, 2006 yılının Eylül ayında tahakkuk etmiş olan bir borç. Üstelik tamamı da 2006’nın Eylül ayının borcu değil.. 372 milyarı bulan bir borç olduğuna göre, taa 2005’lere kadar uzanan birikmiş bir prim borcundan bahsediyoruz biz..
Öyle ise, Tuncay Özkan’ın, “Kasada para var mı, var. SSK’ya ödeme, otobüslere harca parayı” muhabbeti, tamamen hayali bir senaryo..
Çünkü önce primler ödenmemiş. 372 milyar borç birikmiş. Bu borç birikmesinden 6 ay sonra ilk cumhuriyet mitingi yapılmış.. 
Tuncay hayali bir senaryo yazmış, tutturamamış.
Yolu kendisi açtı, ben de devam ettireyim bari..
Bakalım, hangimizinki daha gerçekçi!
Olay Kanaltürk’te geçiyor..
Kanaltürk’ün ikinci Tuncay’ı olan Mollaveisoğlu ile birinci Tuncay’ı olan Özkan, kendi aralarında konuşuyorlar:
Tuncay Mollaveisoğlu: Abi, bomba gibi bir bilgiye ulaştım. İktidara yakın bir televizyon kanalı, işçilerinin prim borçlarını aylardır ödemiyormuş..
T.Özkan: Afferin oğlum sana.. İyi iş bitirmişsin.. Hangi televizyon kanalıymış bu?
T.Mollaveisoğlu: Kanalın ismi bir-iki saate kadar gelecek abi.. Şimdilik kanalın sahibi şirketin ismi var elimizde.. Yaşam mıymış, neymiş!
T. Özkan: Ulan oğlum, Yaşam; bizim kanalın sahibi şirket değil mi? Sen ne yapıyorsun, farkında değil misin? Üstelik ‘iktidara yakın’ diyorsun. Biz iktidara yakın mıyız oğlum?
T. Mollaveisoğlu: Yaşam bizim şirket mi? Bizim kanal sigorta primlerini ödemiyor mu abi?
T. Özkan: Ulan oğlum, primleri ödemeyip, arkasından da miting falan diyerek darbe yaptırıp, borçların üzerine yatacaktık ya.. Sen de kalkmış, bula bula bizi bulmuşsun yani..
T. Mollaveisoğlu: Ne bileyim abi.. Sigorta primini ödemeyip, aylarca bekletecek kanal, olsa olsa iktidara yakın kanal olur dedim.. Muhalif kanalın SSK prim borcu olsa, aylarca bekletirler mi abi?
T.Özkan: Sen de çok bilmişsin yani.. İktidara muhalif isek, hepten sokak çocuğu da değiliz yani.. Bizim de bazı bağlantılarımız var yani..
T. Mollaveisoğlu: Ne bileyim abi.. Bizim Yoksulluk ve Yolsuzluk programımıza, tam dört dörtlük bir konuydu bu. “İktidarın yalakası bir kanal, 372 milyar prim borcunu ödememiş!” diye başladık mı programa.. İzlenme reytingleri kıracaktık ama...Ne bileyim ben, öyle düşünmüştüm..
T. Özkan: İyi halt düşünmüşsün..
O sırada, PKK’nın yayın organı Özgür Gündem’de 1990’lı yıllarda yazıişleri müdürlüğü yapmış olan Merdan Yanardağ girer odaya..
Merdan: Tuncay abi Tuncay abi..
Tuncay: Söyle bakalım, sen ne söyleyeceksin?
Merdan: Bizim 5. Boyut’ta, bu akşam hiçbir kanalda izlenmesi mümkün olmayan bir konuya değineceğiz..
TuncayÖzkan: Neymiş o konu?
Merdan: Müthiş bir konu.. Sürekli olarak, vergi kaçıranlarla ilgili program yapan bir televizyoncu, trilyonlarca liralık kendi vergisini ödememiş. Olayların 5. boyutu başlığı altında, bu akşam onu konu ediniyoruz. Seni de; programa renk katman için, canlı yayın konuğu olarak almak istiyorum.
Tuncay Özkan: Ulan oğlum, senin 5. boyutunu ekrana getireceğin konu da, bizim Kanaltürk’ün vergi borçları olmasın sakın..Başka yolsuzluk bulamadınız mı oğlum siz. Şunun şurasında, 15 trilyoncuk bir devlet alacağını ödemeyelim dedik, neredeyse kendi kanalımızda yolsuzluk programlarına konu olacağız...
Nasıl, Tuncay Özkan’ın Antalya’da anlattığı senaryodan daha gerçekçi değil mi benimkisi..
Konuşmalar birebir örtüşmüyor olabilir.
Ama maddi gerçeklere aykırı olmadığı kesin!

Vakit gazetesi