YÖK'ten Yetki Devri

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, "YÖK kalksın diyorlar. YÖK'ü çok önemli iki konuda kaldırıyoruz" dedi. Akademisyenlere soruşturma ve ceza yetkisi üniversitelere devrediliyor.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), birkaç gün içinde Başbakanlık'a sunacağı yeni Yükseköğretim Disiplin Yasası Taslağı ile akademik özerklikle ilgili tarihi ve Radikal bir adım atmaya hazırlanıyor. Hazırlanan yeni YÖK Disiplin Yasası'na göre, üniversitelerde bundan böyle rektör ve dekanlar dışındaki akademik ve idari personele ilişkin tüm disiplin işlemlerini yürütme ve karar alma yetkileri üniversitelere bırakılacak.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, 2015 içinde YÖK'ün önüne 190 öğretim elemanı ve 14 rektör/dekanla ilgili soruşturma dosyası geldiğini belirterek “Artık akademik ve idari personele ilişkin disiplin işlemleri üniversitede başlayacak, üniversitede bitecek” dedi. Böylece YÖK, 12 Eylül döneminden bu yana elinde bulundurduğu önemli yetkileri devretmiş olacak.


Saraç, hazırladıkları yeni disiplin ve yükseköğretim kalite kurulu yasa taslaklarını ilk kez anlattı. Milliyet'in haberine göre, “YÖK kalksın diyorlar. YÖK'ü çok önemli iki konuda kaldırıyoruz” ifadelerini kullanan Saraç, YÖK'ün yeni hazırladığı Disiplin Yasası'nın akademik özerklik bağlamında çok radikal ve kritik bir adım olduğunu söyledi.

SORUŞTURMA VE CEZA

Saraç, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), geçen nisan YÖK Yasası'ndaki, “Hangi fiillere hangi disiplin cezasının uygulanacağı bu bentte sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkileri, devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslar da göz önüne alınmak suretiyle Yükseköğretim Kurulu'nca düzenlenir” hükmünü iptal ettiğini hatırlattı. Mahkemenin kararının 9 ay sonra yürürlüğe girmesini kararlaştırdığını da anımsatan Saraç, “Biz dedik ki, bu karar bir fırsat, biz bu kanunu üniversite özerkliği ve akademik gerekliliklere uygun olarak yeniden düzenleyelim. Yeni yasayı hazırladık. 1-2 gün içinde sunacağız. Taslağa göre, YÖK, bundan sonra rektör ve dekanlar dışında, yükseköğretim personeline ilişkin tüm disiplin işlemlerinin yürütme ve karar alma yetkisini üniversitelere bırakacak” dedi. YÖK'ün hep ceza veren, denetleyen, akademisyenlerin şikayet edildiği bir kurum olarak anıldığını hatırlatan Saraç, şunları kaydetti:

2015'TE 203 DOSYA

“Yüksek disipline yani bize sadece 2015'te 203 dosya geldi. 190'ı öğretim üyeleriyle, 14'ü rektör ve dekanlarla ilgili. Biz bundan sonra bu 190 dosyanın da değerlendirmesi ve ceza verilmesi işlemlerini, çıkacak kanunla birlikte üniversitelerin kendisine vermiş oluyoruz. Artık bu ve bundan sonraki dosyalar üniversitelerin disiplin amirleri ve kurullarınca değerlendirilecek. Rektör bizim imzamızla yukarı çıkıyor; dekanın atamasını biz yapıyoruz. Bu nedenle bu ikisi, bu kapsamın dışında kalacak mecburen. Ama diğer tüm yöneticiler, enstitü müdürleri de dahil tüm akademisyen ve idari kadroların disiplin işlemleri üniversitede başlayacak, üniversitede bitecek.”


Saraç, disiplin suç ve cezalarının da yeni baştan kanunla düzenlendiğini söyleyerek, üniversitelerin verecekleri cezalara, idari yargıda itiraz yolunun yine açık olacağını kaydetti. Üniversitelerde misyon farklılaşmasına da gideceklerini söyleyen Saraç, “Biz istiyoruz ki, bazı üniversitelerimiz bölgesel kalkınmaya katkı sağlasın, bazıları araştırma üniversitesi olsun. Bazı üniversitelerimize ön lisans, bazılarına lisans ağırlıklı çalışın; bazılarına da 'bilim adamı lazım bize, lisansüstüne ağırlık verin' diyelim. Kalkınma Bakanlığı ile bu konuda bir çalışma başlattık” diye konuştu.

MESLEK SINAVLARI

Saraç, lisans mezuniyeti sonrası yapılması planlanan meslek sınavlarının da “regüle meslek” tanımına giren tıp, mühendislik, hukuk, diş gibi programları bitiren mezunlara yönelik olacağını kaydetti. Tıp, hukuk, mühendislik ve mimarlığa getirilen “başarı sırası” kriterlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Saraç, “Şu anda dört işlem bilmeyenleri mühendislik fakültesine alıyoruz. Bu mübalağa değil. 100 sorunun 12'sini yaptığınızda sizin mühendis unvanı alabilecek bir programa girme hakkınız var. Böyle bir şey olabilir mi? O nedenle bu düzenleme çok çok önemli” dedi.

KALİTE KURULU'NA YASA GELİYOR

Saraç, geçtiğimiz aylarda yönetmelikle kurulan ve üniversiteleri eğitim, öğretim, araştırma faaliyetleri ve idari hizmetleriyle ilgili kalite değerlendirmesine tabi tutacak olan Yükseköğretim Kalite Kurulu'nun da tam bağımsız bir yapıya kavuşturulması için adım attıklarını da söyledi. Yeni bir taslak hazırladıklarını ve MEB'e sunduklarını anlatan Saraç, şunları kaydetti:

“Bu kurulun Avrupa'daki örnekleri, idari ve mali açıdan tam bağımsız. Biz de YÖK'ün bünyesinde kurduğumuz Kalite Kurulu'nu hazırladığımız kanun taslağıyla tam bağımsız hale getiriyoruz. Kurul, üniversitelerin hem idari hem de akademik açıdan nitelik değerlendirmesi için bazı kriterler belirleyecek ve bu değerlendirmeyi yapacak bağımsız akredite derneklerinin kurulmasına karar verecek. Yani bir üniversite, bir kalite kuruluşuna müracaat edecek, diyecek ki, 'gel beni değerlendir.' Dernek gelecek, laboratuvarına, müferadatına vs. bakacak ve diyecek ki, 'evet bu aradığımız yetkinliğe sahip bir programdır' ya da 'değildir.' Yetkinliğe sahiptir denilen üniversite 'akredite' olmuş olacak. Akredite konusunu piyasa not ediyor. Akredite edilen bir kurumdan mesela mühendislik unvanını almış mezunlarımız olacak. Güvenirliği artacak o programın, o üniversitenin. Üniversiteler bundan sonra açtığı her programın hesabını kamuoyuna vermek durumunda olacak. Bu yetki daha önce YÖK'teydi. Başbakanımızla da görüştük. O da bu konuyu hararetle destekliyor. Yasa teklifini verdik. 'Bu bizim ilk gündemimize alacağımız maddelerden birisi. Acil eylem planına da koyacağız.'

'İNTİHAL'E SPESİFİK SUÇ TANIMI

Saraç, AYM'nin kararı nedeniyle disiplin yönetmeliğinin uygulanamaz hale geldiğini ve üniversite personeline ilişkin suçlara ceza verilemediğini belirterek, “Şu an intihal, darp, taciz, tecavüz suçuna bile verilen kamudan çıkarma cezasının mesneti yok. Hazırladığımız yasa ile bu fiil ve cezaları da düzenlemiş olduk” dedi.
Spesifik olarak intihalin mevcut durumda yasal bir dayanağı bulunmadığını aktaran Saraç, “Yasa taslağımızda intihalin suç tanımını yapıp, ceza verilmesine de yasal bir zemin oluşturuyoruz. Ancak intihal, bilimsel araştırma ve yayın etiği ihalleleri artık bizim önümüze gelmeyecek. Üniversite bu suçları da kendi içinde değerlendirip karara bağlayacak” diye konuştu. Saraç, söz konusu soruşturmalar ve sonuçlarını YÖK'e bildiriminin de yapılmayacağını kaydetti.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu