Yok daha neler! Her şeyi teröre bağlamak zorunda mısınız?

Adalet Bakanı Antep’te sevgilisi tarafından 4. kattan atılarak öldürüldüğü iddia edilen Duygu Delen’in ailesini ziyaretinde kadın cinayetlerinin terör eylemi olduğunu söylemiş!

HAKSÖZ-HABER

Türkiye’de yargının medyatik manipülasyonların kıskacında olduğunun her gün bir dizi göstergesiyle karşılaşıyoruz.  Bu durumu net bir şekilde ortaya koyan bir görüntü daha bugün Antep’ten geldi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül geçtiğimiz günlerde sevgilisinin evinin balkonundan atılarak öldürüldüğü iddia edilen 17 yaşındaki Duygu Delen’in ailesine taziye ziyaretinde bulunmuş.

Aileye taziyesini ileten Abdulhamit Gül burada yaptığı konuşmada şunları söylemiş: “…Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet hepimiz için yaralayıcı ortak bir acıdır. Bir baba olarak, bir vatandaş ve eş olarak şunu söylemek isterim ki kadın cinayetleri bir terör eylemidir ve bu eylemlere karşı hepimiz topyekün şekilde mücadele etmek zorundayız. Bu mücadeleyi yaparken siyasi aidiyetten, mevki, makamdan, mensubiyetten öte bir yaklaşım içinde olmamız gerekiyor. Aslolan kadının onurudur, insan onurudur, insan haysiyetidir. İnsan ve kadın onuru her şeyin üstündedir…”

Bu ziyaret ve konuşmada sarfedilen sözler aslında normal bir ortamda çokça tartışmaya neden olabilecek şeyler. Evet göstergeler ve ev sahibinin berbat kişilik yapısı cinayete işaret ediyor ama bahsedilen olayın bir cinayet mi yoksa kaza ya da intihar mı olduğu hususu henüz netleşmiş değil. Ama Adalet Bakanı kamuoyuna yansıdığı şekliyle olayı cinayet olarak tanımlıyor, bu durumda mahkemede olayın cinayet olmadığını iddia edecek sanık avukatına şimdiden geçmiş olsun!

Yetmemiş, ayrıca da kadın cinayetleri meselesinde medyanın da yönlendirmesiyle çizilen tabloya uyum sağlayacak şekilde Sayın Bakan suçu terör eylemi şeklinde ifade etmiş.

Tam burada Sayın Bakan’a “Ne alakası var diye sormak gerekiyor?”

Vahim gördüğümüz, çok kızdığımız, öfkelendiğimiz her suçu terör suçu kapsamında değerlendirme yaklaşımı tipik popülist bir tutum. Türkiye’de çeşitli suçlar hakkında terör eylemi nitelemesinde bulunmak sevilen bir tarz! Ama birilerinin hoşuna gitse de bu yaklaşım tarzı hukukla bağdaşmıyor.

Bu mantıktan hareketle yarın bazı savcılar kadın cinayeti olarak önüne gelen dosyalar hakkında terör kapsamında dava açmaya kalksalar Adalet Bakanı buna ne diyebilir? “Ben acılı ailenin duygularına hitap etmek için biraz abarttım mı” diyecek?

Son olarak ülkede bunca kadın bunca haksızlığa uğrarken, meşum 15 Temmuz darbesinden sonra binlerce dindar hanım iltisak-irtibat gibi soyut ithamlarla yargılanıp, cezalandırılırken Adalet Bakanı tarafından akla gelmeyen, telaffuz edilmeyen kadının onuru kavramının sevgilisinin evinde balkondan atılan yada atlayan Duygu Delen üzerinden ifade edilmiş olmasını da gayet manidar bulduğumuzu ifade edelim.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!