Özel Harp Dairesi’nde görev yapan Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, hafta başında şöyle demişti:
“Eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini, bir mukavemet hareketini göstermesini arzu ederseniz, sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz, halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harp’te bir kural vardır; halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami yakılır. Kıbrıs’ta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela.”
Gazete röportajı falan değil, televizyondan kendi sesiyle yayınlandı bu röportaj!
Önceki akşam ise, emekli orgeneral bu sözlerini şöyle düzeltti(!): “Yunanların mukavemet teşkilatları EOKA’yı canlı tutmak için camileri bombaladığını, yaktığını ifade ettim, sözlerim farklı aktarıldı.”
Affedersiniz, siz şimdi buna düzeltme mi diyorsunuz?
Böyle bir düzeltme olabilir mi?
Hemen hatırlatayım, düzeltmeler, yanlış anlaşılan bir cümlenin doğrusunu ifade için ise, ister istemez açıklamadan daha uzun olur.
Çünkü ilk açıklama kısa geçilmiştir. Yanlış anlaşılan yerleri olmuştur.Bunlar daha geniş şekilde açıklanır ki, yanlış anlaşılan husus düzeltilmiş olsun.
Ama bakıyorsunuz Yirmibeşoğlu’nun düzeltmesine..
İlk açıklamadan çok daha kısa.
Adeta birileri kendisine demiş ki, “Al şu kağıdı, düzeltme olarak oku. Başka bir şey de, aman söyleme! Bir çuval inciri .. ediyorsun!”
Yirmibeşoğlu da, eline tutuşturulan kağıdı okuyarak, sözümona düzeltme yapıyor.
Düzeltme yapıyor da, cümlenin gelişi, gerekçesi, sonucunda varılan noktalar nerede?
İlk açıklamada “Halkın galeyana gelmesi için” neler yapılabilineceğini örnekliyor Yirmibeşoğlu..
Düzeltmede ise “EOKA’yı canlı tutmak için camileri bombaladılar” deyip, konuyu kapatıyor.
İyi de, maksat EOKA’yı canlı tutmak ise, niye özellikle cami yakma örneği veriyorsun?
Türklere yönelik her saldırı, zaten karşı tarafın örgütünü canlı tutar. Kaldı ki, “canlı tutmak” için, saldırı yapmanın gerekliliğini söylemeye ne ihtiyaç var? Tabiî ki her örgüt, her kuruluş, icraat ile canlı tutulur. Sizin burada dikkat çekmek istediğiniz neydi?
Camileri yakan Yunanlar ise, bugünkü gündemde bunu söylemenin ne mânâsı var? Bundan daha normal ne olabilir, Kıbrıs’ta savaş isteyen Rumlar, tabiî ki cami yakacak, Türkleri öldürecek...
Kıbrıs ile ilgili bir konu bile yokken, sadece konu “Özel Harp Dairesi” iken, “halkı galeyana getirmek”ten bahsediyorsanız, “cami yakmak”tan bahsediyorsanız, tabiî ki burada söylenecek olan, normal bilinen konular değil, kimsenin tahmin edemediği gerçekler olmalı.
Yirmibeşoğlu da, bu gerçeklere dikkat çekmişti, ilk açıklamasında.
Ama sonra, tornistan etti.
Daha doğrusu, kendisini tornistan etmiş sanıyor.
Oysa ilk açıklamada düzeltilecek bir yan yok.
Neresini düzeltecek ki?
“Halkı galeyana getirmek” ifadesini mi?
“Düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını” ifadesini mi düzeltecek?
“Halkın mukavemetini artırmak için, düşman yapmış gibi, bazı değerlere sabotaj yapılır” cümlesini mi?
Nereyi düzelteceksiniz?
“Sabotaj yapılır” ifadesinden hemen sonra kullanılan “Bir cami yakılır. Kıbrıs’ta cami yaktık biz” ifadesini mi düzelteceksiniz?
Bu ifadelerin neresinde EOKAvar? Neresinde Yunan var?
Ki, “cümle yanlış anlaşılmış” denilsin.
Aslında bu ekipteki insanlar için bu tür olaylar sıradan icraatlardır.
Onun içindir ki;Yirmibeşoğlu da sıradan bir icraatı anlattı. Dikkat çekmeyecek sanarak, ağzından kaçırmış oldu. Hatta o televizyon da, sıradan bir açıklama zannıyla yayınladı o röportajı.
Şimdi o TV de büyük çaba veriyor, “düzeltme”nin doğru olduğunu, önceki açıklamanın yanlış anlaşıldığını kabul ettirmek için!..
Oysa, tüpten çıkan macunu, normal koşullar altında, bir daha tüpe geri doldurmak mümkün değil..
Ancak, Özel Harp Dairesi başarabilir bunu.. Özel ilişkiler ile!..
VAKİT