Yine mi Gol Değil?!

İran’ın ABD üslerine yönelik saldırısında belirttiği ölü sayısı şuana kadar ispatlanabilmiş değil. Bu durum yine bir “Acem oyunu” ile karşı karşıya olduğumuzun göstergesi olmasın!?

Analiz: Ömer Arslan

Sosyal medyayı takip edenler bilirler: Abdullah Gül’ün gittiği bir sinema çıkışı attığı “Gerçekten filmi çok beğendik. Oyuncuları da tebrik ederim çok güzel oynamışlar” Twitter paylaşımı epey etkileşim almıştı. Türkiye’de sosyal medyada sık sık bu paylaşım tekrarlanır. Bir olayın gerçeklikten uzak olarak yorumlandığı durumlarda bu fotoğraf karesi ile neredeyse karşılaşmamak imkânsız. Yine “İnsan gerçekten hayret ediyor” paylaşımını yapan Gül’ün bu tweetinin de benzer durumlar için epey kullanışlı olduğunu ifade edelim.

İran’ın Amerika askerlerinin bulunduğu üslere yaptığı füze saldırılarının haberlerini ve sonrasındaki izlenimlere bakılınca aklıma Abdullah Gül’ün bu sözleri geldi. Saldırının saatini, Kasım Süleymani’nin öldürüldüğü saate denk gelecek şekilde sembolize ederek gerçekleştiren İran, saldırı sonucunda 80 ABD askerinin öldürüldüğünü, 200’ün üzerinde askerin ise yaralandığını söyledi. Saldırının hemen ardından "İran, vatandaşlarımıza ve üst düzey yetkililerimize korkakça düzenlenen silahlı saldırının ardından Birleşmiş Milletler Anlaşması'nın 51. maddesine göre meşru müdafaa adına orantılı adımlarını atmış ve tamamlamıştır. Gerilimi tırmandırmak ve savaş istemiyoruz, ancak kendimizi herhangi bir saldırıya karşı koruyacağız." açıklamasını yapan İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in söylediklerinin ardından olay tamamlanmış, gerilimden kaçınalım mesajı karşı tarafa net olarak verilmiştir. Alelacele yapılan bu açıklama olayın üstünü örtüp gündemden düşürülmesi çabasına, sabahın ilk ışıklarında ABD başkanı Donald Trump "Her şey yolunda. Irak'ta bulunan iki askeri üsse İran'dan füzeler fırlatıldı. Şimdiye kadar yapılan kayıp ve hasarların değerlendirilmesi çok iyi. Dünyanın, açık ara en güçlü ve en donanımlı ordusuna sahibiz. Yarın sabah açıklama yapacağım"  diyerek mesajı aldıklarını ifade etti.

Olayın üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen hala tam olarak aydınlatılabilmiş değil. Ülkelerin yetkili isimlerinin yaptığı çelişkili açıklamalar bu “sansasyonel” olayı daha bir ilginç hale getirdi. İlk dakikalarda Irak “topraklarımıza 17 füze saldırısı yapıldı” derken, İran 15 saldırı yapıldığını söyledi. Daha sonra 22 füzenin ateşlendiğini ve bu füzelerin 2 ayrı üsse isabet ettiğini ve neticede üslerin haritadan silindiğini ve yukarıda verilen ölü ve yaralı sayıları paylaşılarak intikamın alındığı, benzer bir durumda daha büyük hedeflerin vurulacağı ifade edildi. Aynı üstte 130 tane askerinin olduğunu açıklayan Danimarka, olayda kendi askerlerinden hiçbirinin zarar görmediğini açıkladı. (Demek ki Amerika askerleri belliymiş ki onlar dışında hiç kimsenin burnu bile kanamamıştı!) Kaldı ki bu yazı kaleme alındığı zamana kadar da ortada ne ölü ne yaralı resmi bulunuyordu. Sosyal medyada kullanılan birkaç fotoğraf karesinin de eski foto olduğunun ortaya çıkması çok uzun sürmedi.

Kimse kalkıp Amerika aklanmaya çalışılıyor gibi basit ve topu tamamen taca atmaya yönelik bir yorumda bulunmasın. Amerika’nın zalimliğinden, cürümlerinden bahsetmek abesle iştigaldir. Fakat şu gerçeğin altını çizmek lazım: İran zaten Suriye meselesinden dolayı hem içeride hem de dışarıda ciddi bir itibar kaybı yaşamıştı, buna en üst düzeydeki komutanın öldürülmesi eklenince fiyakası çok ciddi bozuldu. Bunu bir karşı hamle ile düzeltme zaruri bir hal olmuştu. Günlerdir sokaklarda, medyada hatta mecliste bile intikam sloganlarının üzerlerinde oluşturduğu baskıya karşın bir adım atıp kaybolan itibarını geri getirmek zorundaydı. Ki öyle de yaptı; üs bölgelerine füze saldırıları yaparak (ki bir kısmı hedefine ulaşamadı, 1-2 tanesi de kendi topraklarına düştü haberleri dolaşıyor) ve intikamın alındığını açıklayarak olayın içinden çıkmaya çalıştılar. Fakat olmadı.

Bana kalırsa İran bugün dünden daha zor durumda. Olayın ayrıntıları ortaya çıktıkça bu zorluk daha da artacak. Mesela şuan önünde ölü ve yaralıları ispat etme gibi büyük bir sorunla karşı karşıya. Bu rakamların gerçek olması durumunda ABD başta olmak üzere bütün yaratacağı etki göz önüne alınarak, şuana kadar en ufak cılız bir imanın dahi gündemleşmemesi yine bir “Acem oyunu” ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.

Keşke 80 değil 80000 tane ABD’li asker öldürülseydi de hepimiz şöyle içten bir “elhamdülillah” diyebilseydik. Ama maalesef sadece kendisine inananların “gazını almaya” dönük bu hareketler, sahadaki askeri gücünü zayıflatırken masada/toplumda da çok ciddi itibar zedelenmesine neden olmaktan başka bir işe yaramıyor. Ve yine İran’ın Müslümanlardan fırsat bulup da ABD veya İsrailli birini öldüremeyeceğini bize gösteriyor.

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye