Yine Balyoz dâvâsı

Abdurrahman Dilipak

Bal­yoz­cu­lar, yar­gı­la­ma so­nun­da ne bek­li­yor­lar­dı?..

Ki­mi­ne gö­re so­nuç bel­li idi. Dâ­vâ­nın so­nun­da be­ra­at ede­cek­ler­di.. Onun için sa­nık eş­le­ri saç­la­rı­nı yap­tır­mış gel­miş­ler­di. Bek­le­me­dik­le­ri ka­rar çı­kın­ca onun için ba­yıl­dı bi­ri­le­ri. Tuğ­ge­ne­ral Ha­kan Ak­koç’un kar­de­şi, “Abim, ‘göm­lek ge­tir­me tah­li­ye olu­rum’ de­miş­ti” di­yor..
Bil­gin Ba­lan­lı, “ses kay­dı ba­na ait de­ğil” di­yor ama, baş­ka­la­rı baş­ka şey söy­lü­yor. O ses kay­dın­da Ba­lan­lı yar­gı­la­ma­nın so­nu­cu ile il­gi­li ola­rak o ses kay­dın­da ke­sin ko­nu­şu­yor: “Bun­la­rın he­sa­bı mut­la­ka so­ru­la­cak” di­yor ve ek­li­yor: “Bi­zi; bu ka­dar ki­şi­yi alıp da par­don siz suç­suz­muş­su­nuz de­me­le­ri müm­kün de­ğil. Ya mah­ke­me­yi uza­ta­cak­lar ya da ge­nel kap­sam­lı bir af çı­ka­ra­cak­lar..”

Bir sa­vun­ma avu­ka­tı, Bal­yoz dâ­vâ­sın­da yar­gı­ya gü­ven­me­dik­le­ri­ni, so­nu­cun işin ba­şın­dan bel­li ol­du­ğu­nu onun için sa­vun­ma yap­ma­ya bi­le ge­rek duy­ma­dık­la­rı­nı söy­lü­yor­du.

Ge­nel ha­va şu: “Dev­le­ti kim tem­sil edi­yor. İk­ti­dar par­ti­si şu an­da tem­sil edi­yor ve di­ğer ku­rum­lar tem­sil edi­yor. Ya­ni bu­nun içe­ri­sin­de hu­kuk sis­te­mi­miz var, bu­nun için­de em­ni­yet sis­te­mi­miz var, yar­gı sis­te­mi­miz var. İş­te di­ğer me­ka­niz­ma­lar. Ya­ni bi­zi suç­la­yan tu­tuk­la­yan bu sis­tem. Bu sis­te­min ba­şı kim­se ki o da her­hal­de hü­kü­me­tin ve­ya dev­le­tin ba­şı ya Cum­hur­baş­ka­nı ya Baş­ba­kan dü­ze­yin­de. Bir de­fa ya­ni bu ik­ti­dar de­ğiş­ti­ğin­de ye­ni bir ik­ti­dar gel­di­ğin­de bun­la­rın he­sa­bı mut­la­ka so­ru­la­cak. Mut­la­ka so­ru­la­cak. So­rul­ma­ma­sı müm­kün de­ğil. So­rul­maz­sa za­ten biz on­la­rın ya­ka­sı­na ya­pı­şı­rız. Ke­sin­lik­le ola­cak. Bu ik­ti­dar son­su­za ka­dar gi­de­mez. Bu ik­ti­dar bir, bi­le­me­di­niz iki dö­nem da­ha ik­ti­dar olur. On­dan son­ra işi bi­ter. Ya­ni dün­ya bir ta­ra­fa gi­di­yor­ken, Tür­ki­ye din­ci bir re­ji­me doğ­ru gi­de­mez. 5 se­ne 10 se­ne 15 se­ne son­ra bu tab­lo de­ği­şe­cek. Bun­lar hep­si ora­da o mah­ke­me­de ha­ki­min kar­şı­sı­na ger­çek ha­kim­le­rin kar­şı­sı­na çı­ka­cak.”

Bil­va­nis ko­nu­sun­da­ki ses kay­dın­da­ki ifa­de­ler, sa­vun­ma­da­ki man­tık­la ay­nı: “Ya­pı­lan iş Mil­li Gü­ven­lik Ku­ru­lu’nun da ka­ra­rıy­la Ha­va Kuv­vet­le­ri ora­da bir şey­ler yap­mış. Di­ni mo­tif­li bir şey var. Ora­da ne olu­yor di­ye mil­let, hü­kü­met dev­let me­rak et­mez mi? Ya­ni et­me­me­si mi la­zım? Ke­şif yap­mış. İs­tih­ba­rat ça­lış­ma­sı yap­mış. MİT var işin için­de, em­ni­yet is­tih­ba­rat var, jan­dar­ma is­tih­ba­rat var. MGK var. Ge­nel­kur­may var. Hep­si­nin şey­si var ya­ni. Ya­ni o şey­ler ya­pıl­mış ve bit­miş. Ol­muş bit­miş bir olay.”

Ses kay­dın­dan yar­gı­la­ma­nın so­nu­cu ay­lar ön­ce­den tah­min edi­li­yor: “Bu mah­ke­me­ler ne­re­ye gi­der, ne olur o bel­li de­ğil. Ya­ni na­sıl bir şey ola­cak o bel­li de­ğil. Şim­di bi­zi bu ka­dar ki­şi­yi alıp da efen­dim ‘aaa siz suç­suz­muş­su­nuz par­don’ de­me­le­ri müm­kün de­ğil. Ya­ni ‘Hay Al­lah biz ha­ta yap­mı­şız da si­zi içe­ri al­mı­şız. Ay­lar­ca si­zi suç­suz ye­re içe­ri­de tut­mu­şuz’ di­ye­bi­lir mi bir hü­kü­met. Bir şey di­ye­mez. Ya çı­ka­ra­cak mah­ke­me­yi bi­tir­me­ye­cek ya­ya­cak uza­ta­cak. Şey­den ka­çı­ra­cak ya ge­nel kap­sam­lı bir af çı­ka­ra­cak. Ha o da ‘Bun­lar suç­lu da ben af­fet­tim ba­kın.’ Kim ve­re­cek, kim­den so­ra­ca­ğız bu­nun he­sa­bı­nı? Na­sıl bir ül­ke­de ya­şı­yo­ruz yaa? Ya­zık­lar ol­sun yaa. Ata­türk Cum­hu­ri­ye­ti. Ya­zık­lar ol­sun, ya­zık­lar ol­sun. Ha­kim­ler, sav­cı­lar, kay­ma­kam­la­rın ta­ma­mı, va­li­le­rin ta­ma­mı, em­ni­yet mü­dür­le­ri­nin ta­ma­mı, mi­li­tan dü­ze­yin­de adam­lar. Ger­çek­le­ri söy­lü­yo­rum.”

“Ga­ze­te; ba­kın yan­daş ga­ze­te 5-6 ta­ne yan­daş var. Ama bu­nun dı­şın­da ka­lan efen­dim iş­te ne bi­le­yim Hür­ri­yet, Mil­li­yet, Va­tan, Ha­ber­türk bun­lar da kor­ku­la­rın­dan bun­la­rın aley­hi­ne hiç­bir şey ya­za­mı­yor­lar. Hiç­bir şey ya­za­mı­yor­lar. Çok az ya­za­bi­len ya­zar­lar var. Bir­kaç ta­ne böy­le. 8-10 ta­ne top­la­sa­nız efen­dim mu­ha­lif di­ye­bi­le­ce­ği­niz ya­za­bi­le­cek böy­le do­kun­du­ra­bi­le­cek adam var. Efen­dim kar­şı çık­ma­dı­ğı tak­dir­de top­lum kar­şı çık­ma­dı­ğı tak­dir­de ya­ni ne bi­le­yim mah­ke­me­le­ri, mah­ke­me­le­re olan il­gi ar­tar. Efen­dim ga­ze­te­ler çok da­ha faz­la ya­zı yaz­ma­ya baş­lar­lar. Bir bas­kı un­su­ru olup bu mah­ke­me­le­rin can­lı ya­yın­lan­ma­sı. Bir can­lı ya­yın­lan­sa. Onun için taa Si­liv­ri’ye gö­tü­rü­yor­lar. Mil­le­te kim­se gi­de­me­sin Si­liv­ri’ye di­ye. Bir avuç sa­nık ya­kı­nı ge­li­yor ora­ya.”

16 yıl hü­küm gi­yen Dur­sun Çi­çek’in avu­kat kı­zı sa­vun­ma­nın en­gel­len­me­sin­den şi­ka­yet­çi, ama ne­den­se İs­tan­bul Ba­ro­su’nun “boy­kot” ka­ra­rın­dan, sa­vun­ma yap­ma­ma ko­nu­sun­da­ki or­tak boy­kot­tan kim­se söz et­mi­yor..

Ba­na so­rar­sa­nız sa­nık­la­rın bir kıs­mı, Ba­ro­nun boy­ko­tu­na des­tek ve­re­rek ve emir-ko­mu­ta hi­ye­rar­şi­si için­de blok sa­vun­ma adı­na, in­kar, sap­tırt­ma ve hat­ta teh­dit ve mey­dan oku­ma ile bu so­nu­cu ha­zır­la­dı­lar.. Bu ce­za­lar, öy­le çok da ağır de­ğil. Bu ce­za­lar bu­gün ama­tör ma­fia olu­şum­la­rı­na ve­ri­len ce­za.. Da­ha bu ya­pı di­ğer uzan­tı­la­rı ile iliş­ki­len­di­ril­me­di.
Ka­rar açık­lan­dık­tan son­ra oto­büs­ler­le ce­za­evi­ne gö­tü­rü­len sa­nık­lar­dan 18 yıl ce­za alan Dur­sun Çi­çek’in, “Bu­ra­da za­ten bi­zi be­ra­at et­tir­se­ler­di ol­maz­dı. Yar­gı­tay bi­zi sa­la­cak. Böy­le­lik­le ne şiş yan­mış ola­cak ne ke­bap” de­di­ği id­dia edil­di. Dur­sun Çi­çek’in söy­le­di­ği id­dia edil­di­ği bu söz­ler akıl­la­ra Er­ge­ne­kon dâ­vâ­sı­nın Er­zin­can aya­ğı sa­nı­ğı es­ki baş­sav­cı İl­han Ci­ha­ner’in tu­tuk­la­nıp ser­best kal­ma­sı ile il­gi­li sü­re­ci ge­tir­di. Ha­tır­la­na­ca­ğı üze­re, 11. Da­ire dâ­vâ­yı, baş­ka bir dâ­vâ ile bir­leş­ti­re­rek usul­süz bel­ge­ler­le ka­ra­rı ver­miş­ti..

Bu dâ­vâ Yar­gı­tay 9. Ce­za Da­ire­si­ne gi­de­cek, na­sıl bir so­nuç çı­ka­cak gö­re­ce­ğiz.
Ba­ka­lım bu işin bun­dan son­ra­sı na­sıl ola­cak. Ama bu so­nuç­ta İs­tan­bul Ba­ro­su ve Çe­tin Do­ğan’ın sa­vun­ma tak­ti­ği­nin sa­nık­la­rın aley­hi­ne ol­du­ğu çok açık.. Yar­gı­yı teh­dit ede­rek, sa­vun­ma­yı boy­kot ede­rek top­lum gö­zün­de de ken­di­le­ri­ni mah­kûm et­tir­di­ler. Bu ka­rar­la bir­lik­te as­lın­da Ba­ro da top­lum vic­da­nın­da mah­kûm ol­du! “Dar­be­ci Ba­ro” ya­kış­tır­ma­sı tut­tu!

Ve ta­bii bir de Öz­kök’ün TSK’da iş­le­rin emir ko­mu­ta hi­ye­rar­şi­si için­de ger­çek­leş­ti­ği, do­la­yı­sı ile suç ve ce­za da bu du­ru­mun göz önün­de bu­lun­du­rul­ma­sı ge­rek­ti­ği nok­ta­sın­da­ki uya­rı­sı da önem­li. Bu nok­ta­da, Ye­ni Çağ ga­ze­te­sin­de yer alan bir id­di­aya gö­re dö­ne­min Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­ta­nı Ay­taç Yal­man’ın “giz­li tanık” ol­duğu yönün­deki yazılan­lar kafaların karış­masına yet­ti de art­tı bile.. Selâm ve dua ile.

YENİ AKİT