Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan ve Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 28 Şubat İddianamesi'nde, yargıya nasıl müdahale edildiği gözler önüne seriliyor. Ülkenin dengesini bozacak yasalara engel olunduğu belirtilirken; Anayasa Mahkemesinde istenilmeyen hiçbir kanunun geçirtilmediği vurgulanıyor.
28 Şubat iddianemesinde, 17 Ocak 1997 tarihinde askerler tarafından Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e verilen brifing ve içeriği yer aldı. Genelkurmay Genel Sekreterliği'nin 1997 yılına ait tarihçesinde 17 Ocak 1997 günü Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e Genelkurmay'da, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı koordinatörlüğünde saat 09.00-11.00'de İstihbarat Başkanlığı İKK ve Güvenlik Daire Başkanlığı tarafından İnönü Salonunda özel bir takdimde bulunulduğu belirtiliyor.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nden gönderilen "Sayın Cumhurbaşkanına Genelkurmay Karargahında verilen brifingte yapılan konuşmalar" başlıklı 17 Ocak 1997 tarihli 3 sayfadan oluşan belge iddianemeye girdi.
Belgenin içeriğinde, Cumhurbaşkanına hitaben "İç savaşa gitmeden gerekli tedbirler alınmalıdır. İrtica gibi Kürtçülük de var. Bunlar birleşebilir mi? Maksatları ayrı. Alınması gereken pratik tedbirler var. Bunları alarak mani olabiliriz. Ülkenin dengesini bozacak yasalara engel oluyoruz. Bunun için ben ve Anayasa Mahkemesi var. 6 aydan beri istemediğimiz hiçbir kanunu geçirtmedim. MİT, TRT, üniversiteler gibi kurumlarda tahribat yaptırmayız. Üniversiteler tasarısını hazırlayanlara haber gönderdim. Çıkaramazsınız dedim. Bazı üniversitelere sızmış öğretim üyeleri var. Ancak rektör seviyesinde temizledim. Başsavcı için bugün yarın karar vereceğim. Devletin büyük kuruluşlarının başında rejim düşmanı kimseyi barındırmam. Birçok tayin geliyor. Herşeyine bakılıyor, DYP kanadından gelen tayinler daha kolay oluyor. Hemen geri çeviriyorum. Bir daha önüme getirmiyorlar. Vali Sağlam olmalı. Onlar komutanlara benzer tarzda görev yapıyor. Parlemantoda bu meseleyi takip eden vatansever kişiler var. En önemli olan şey Cezayir durumuna düşülmeden bu durumdan çıkılmasıdır. Devletin kendini koruma mekanizmasında bir noksanlık yok. Bunları işleteceğim. Yeni başsavcının birinci işi bu olacaktır." ifadeleri yer alıyor.
"YETKİM OLSAYDI MECLİS'İ FESHEDERDİM"
Dönemin Genelkurmay Başkanı ise "Parlemantoda kilitlenme var. Endişemiz yüzde 80'in yüzde 20'nin zebunu, yani esiri olmasıdır. Bunu açacak kilidin olmaması sıkıntı yaratıyor. Siyasetin dışındayız. Özenle siyasete girmekten kaçınıyoruz. Şahsi tecrübe ve konumunuz ile sizin Anayasal düzen içinde bu sorunları çözeceğinize inanıyoruz. Kanunların yolu açılmalıdır." görüşlerini dile getiriyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de brifing sonunda "Bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğim. 1982 Anayasasının noksanı Cumhurbaşkanına Meclisi fesh etme yetkisi vermemiş olmasıdır. Benim elimde böyle bir yetki olsa kullanmama bile gerek kalmayabilir. Partiler ve milletvekilleri ne yaparlarsa yapsınlar dönem içinde kimsenin kendilerine dokunamayacağını biliyorlar. Mesele bundan ileri geliyor. Halk cıva gibidir. Kimsenin arkasında devamlı durmazlar. Tekrar teşekkür ederim. Brifing vatansever ve temiz duygularla hazırlanmış. Yararlandım. İnceleyeceğim." açıklamasında bulunuyor.