Yetim Kalmasın

Ahmet Varol

IHH’nın 17 Ekim Cumartesi akşamı İstanbul Sütlüce Kongre Merkezi’nde düzenlenen Dördüncü Yetim Buluşması’nın açılış konuşmasında teşkilatın genel başkanı Sayın Bülent Yıldırım bugün dünyada 143 milyon yetim bulunduğuna dikkat çekti.

Bunun en önemli sebepleri savaşlar, açlık ve tıbbi koruma yetersizliğinden kaynaklanan salgın hastalıklardır. Ne yazık ki bütün bu sebeplerin en çok etkili olduğu topraklar da İslâm coğrafyası ve Afrika’dır. Çağdaş emperyalizm özellikle İkinci Dünya Harbi’nden sonra savaşları, işgaller ve fitneler vasıtasıyla İslam coğrafyasına taşıdı. Afrika ise yine emperyalizmin yüz yıllardan beri sürdürdüğü sömürü ve soygun sebebiyle açlıkla, yoksullukla ve salgın hastalıklarla boğuşuyor. Buna yine emperyalizmin ektiği fitne tohumlarının yol açtığı iç çatışmaların kötü sonuçları da eklendi.

Çağdaş emperyalizm bir yandan çok sayıda can kaybına sebep olan savaşlar ve insanları ölüme götüren kıtlıkların ana sebebi durumundaki sömürü vasıtasıyla milyonlarca çocuğu yetim bırakırken bir yandan da yine kendi çıkar hesaplarına çalışan misyoner kuruluşları vasıtasıyla bu vakıayı istismar ediyor. Sömürü yoluyla elde ettiği gelirin bir kısmının misyoner teşkilatları vasıtasıyla geri gönderilmesine imkân tanıyarak insanların daha çocukluk yaşlarından itibaren inanç ve düşünce dünyalarına hükmetmeye çalışıyor.

Misyoner teşkilatlarının beyin işgali için gerçekleştirdiği seferlerin diğer haçlı seferlerinden daha tehlikeli olduğunu söylersek mübalağa etmiş olmayız. Misyonerlerin haçlı seferlerinin başarısız olması için de yetimlere bizim sahip çıkmamız, bu konuda gayret sarf eden insanî yardım kuruluşlarına destek vermemiz gerekir.

Bundan yıllar önce, IHH’nın henüz başlangıç merhalesinde olduğu dönemlerde Filistin’deki ihtiyaç sahiplerine destek konusunda bazı sivil toplum kuruluşlarının ileri gelenleriyle yapılan toplantıda ben şahsen “yetim kefaleti programı”nın hayata geçirilmesini önermiştim. Toplantıya katılan arkadaşların hemen hemen tamamı “O Türkiye’de yürümez; çünkü Türkiye’de insanlar imkânları olduğunda vermeye alışıktırlar ve zaman düzeniyle bir yardım programını takip etmezler” demişlerdi. Aslında arkadaşlar o zaman haksız değillerdi. Çünkü o dönemde insanlarımız vaazlardan, sohbetlerden etkilenip heyecana gelerek yapabilecekleri yardımı bir kerede teslim etmeye çok alışık idiler. Öte yandan ev eşyalarının çoğunu taksitle alıp da taksitlerini düzenli şekilde ödemelerine rağmen iyilik konusunda kendilerini takside bağlamaya hiç alışık değillerdi.

Oysa İslâm’ın insana yüklediği görevler zamanı da belli bir düzene sokuyor. En başta beş vakit namazda günün bir düzene sokulması var.

Aradan birkaç yıl geçtikten sonra IHH bu uygulamayı başlattı ve Allah’ın izniyle tuttu. Demek ki ön yargılı olmamak, zaman içinde insanların hayırda da kendilerini belli bir düzene bağlamaya alışabileceklerini kabul etmek gerekiyormuş.

IHH’daki arkadaşların verdiği bilgilere göre aylık düzenlerle yardım eden aileler vasıtasıyla sahiplenilen yetim sayısı 15 bin’e çıkmış. Sayı ilk bakışta az sayılmaz ama dünyadaki yetim sayısına göre çok az. Tüm dünyadaki yetimlerin on binde birine tekabül ediyor. Bütün yetimlere sahip çıkmak arzumuz olabilir ama şu an için bunu hedef yapma imkânına sahip değiliz. Fakat IHH ilk etapta sayıyı yüz bine çıkarmayı hedefliyor. Bu sayı fazla değil. Bu sayı Türkiye için değil sadece İstanbul için bile küçük sayılır.

Maddi yönden başkalarının yardımına ihtiyacı olmayan ailelere bir önerim var: Bir çocuğunuz olduğunu tasavvur edin. Bu çocuğunuzu bir misyoner kuruluşun yetim yurduna teslim eder miydiniz? “Etmezdik, onu özenle büyütürdük” diyorsanız bir yetime bakacak gücünüz var demektir. Öyleyse gelin bu gücünüzle bir yetimi misyonerlerin ağına düşmekten kurtarın. Bu yolla o yetimin sadece dünyasını değil ahiretini de kurtarmış olacaksınız. Sadece o yetimin değil kendi ahiretinizi de. Çünkü Resûlullah (s.a.s.) bir yetime bakıp büyüteni cennetle müjdeliyor. Bunun size aylık olarak yükleyeceği para 70 lira. Eğer sigara düşkünlüğü gibi bir hastalığınız varsa onu bırakarak hem bir afetten kendinizi kurtarmış hem de bir hayat kurtarmış olacaksınız. Hiç de zor değil aslında. Allah’a şükür bizim ailemizde sigara içen bir kişi yok ve hiç olmadı. Ayrıca bizim fıkhi tercihimiz sigaranın mekruh değil haram olduğu yönündedir. Dolayısıyla böyle bir giderimiz olmamakla birlikte 15 yıl aradan sonra beşinci bir çocuğumuz olduğunu kabul ediyoruz.

IHH’daki arkadaşlara da bir önerim var. İyilik kampanyalarınızda ne güzel tanıtım ibareleri buluyorsunuz. Yetim kefaleti programınıza “sponsor aile sistemi” ibaresinden daha güzel bir isim bulamaz mısınız? Sponsor aile sistemi, partner kuruluş türünden isimlendirmeler IHH’nın kendisi ve yürüttüğü iyilik faaliyetleri kadar sıcak ve sevimli değil!

VAKİT