"Yetim Hakkı ve Yetimlere Karşı Sorumluluklarımız"

Amasya Özgür-Der Temsilciliğinde "Yetim Hakkı ve Yetimlere Karşı Sorumluluklarımız" Konulu Seminer Gerçekleştirildi

Amasya Özgür-Der Temsilciliğinde Amasya İHH Yetim Sorumlusu Fatih Akgül tarafından “Yetim Hakkı ve Yetimlere Karşı Sorumluluklarımız” konulu seminer düzenlendi.

Seminer Yetimlerle ilgili sinevizyon gösterimi ile başladı. Ardından seminerde şu hususlara vurgu yapıldı:

“Yetim” kelimesi ergenlik çağına gelmeden babası ölen kız veya erkek çocuğu olarak tarif edilmektedir. Burada kendi ayakları üzerinde duramayan, korumaya ve doğru yönlendirilmeye muhtaçlık kastedilmektedir. Bu kavramı daha geniş anlamda düşünecek olursak bugün müslümanım diyen toplulukların Kurandan yoksun bir hayat sürmeleri de islamın yetimleri olduğumuzu gösteriyor. Sadece maddi yetimlik değil manevi yetimlik de söz konusu.

Yaşadığımız Dönemde Yetimlerin Durumu

Yapılan araştırmalar neticesin dünyamızda 400 milyon yetim var. Bu sayı savaşlar sebebiyle daha da artmakta. Günümüzde bu yavrularımızı şu dört temel tehdit bekliyor.

1. Organ Mafyaları

2. Fuhuş ve kötü yolda kullanılma

3. Savaş ve Silah

4. Misyonerler

Kendi çocuklarımız hastalandığında bile ne kadar üzülüyor. Dünyadaki yetim ve sahipsiz yavrularımızı bu tehditler beklerken bizlerin rahat ve vurdumduymaz bir hayat yaşamamız mümkün mü? Hamd olsun bizim toplumumuz yetimini koruyan bir toplum. Yetiştirme yurtlarına gittiğimizde bu çocukların büyük bir ekseriyeti parçalanmış ailelerden oluşuyor. Yetim aile ziyaretleri yapıyoruz. Şuna şahit oluyoruz eksiklikler de olsa çocuklar anne ya da akrabalarının yanında büyüyor.

Kuran-ı Kerim Yetimlere Nasıl Yaklaşmamamızı Emrediyor?

1- Yetimin malına en güzel şekilde yaklaşın (En’âm, 6/152; Nisâ, 4/10)

2- Yetimlere iyilik edin-onlara güzel davranın (Bakara, 2/83; Nisâ, 4/36)

3- Yetimlere adil davranın (Nisâ, 4/127)

4- Mallarınızdan yetimlerin hakkını verin ve onlara infak edin (Bakara, 2/215)

5- Yetimleri yedirin-içirin (İnsan, 76/8; Fecr, 89/17;  Beled, 90/15-16),

6- Yetimleri azarlamayın ve horlamayın (Duhâ, 93/9; Mâ’ûn, 107/1-2)

İşte Kuran-ı Kerim’de rabbimizin yetimlere nasıl yaklaşmamız gerektiği konusundaki uyarıları ve emirleri bunlar. Bizler bu ayetlere rağmen bu toplumsal soruna karşı duyarsız kalma ihtimalimiz var mı?

Peygamberler Tevhid Merkezli Toplumsal Sorunlarla Mücadele Etmiştir

Peygamberlerin hayatlarına göz attığımızda ilk mesajları tevhit olmuştur. Hemen peşinden bu davetlerinin bir gereği olarak toplumlarında öne çıkan sorunlara yönelik gayret göstermişlerdir. Örneğin Şuayb (a.s) adaletsizlikle, Salih (a.s.) zorbalık ve şatafatla, Lut (a.s.) eş cinsellikle mücadele etmiştir. Zülkarneyn’ e bakıyoruz doğu, batı, kuzey, güney demeden mücadele ediyor. İşte toplumsal sorunlardan bir tanesi de yetimlerdir. Bizim bu anlamda bu bilinçle yetimlere karşı sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekiyor.

Bizler Allah’ tan başka ilah olmadığına, hayatın yegane tek sahibinin Allah olduğuna iman ediyoruz. Bütün amellerimizi bu itikadımız belirlemeli. Bu itikattan saparsak bütün amellerimiz boşa gider. Yetimlere sahip çıkmak bu itikadımızın gereğince yapmamız gereken bir sorumluluktur.

Sadece Namaz Kılmak ve İbadet Etmekle Müslüman Olunmuyor

Namaz, Oruç, Hac gibi ibadetler sadece şekil olarak yapılması istenen ibadetler değildir. Kuranı hikmetle okuduğumuzda rabbimiz bunları bize birtakım vasıfları kazandırmak için emrettiğini görüyoruz. Maun suresinde yazıklar olsun o namaz kılanlara o yetimi itip kakar. diyor. Yine namazın insanı kötülük ve fuhşiyattan alıkoyduğunu belirtiyor. Görüldüğü gibi ibadetlerin sosyal hayatımızı güzelleştirmek için emredildiği açıktır. Bugün maalesef ibadetlerin içi boşaltıldığı için sadece şeklen yerine getiriyoruz.

Kuranın ilk mesajlarında yetimlere, yoksullara, muhtaçlara sahip çıkmayı; zalimlerin ve güçlünün yanında değil, hakkın ve mazlumun yanında olmamız vurgulanıyor. Savaş, doğal afet ve ölümler sebebiyle yetim kalan ve zulme uğrayan kardeşlerimize sahip çıkmak Müslümanlığımızın bir gereğidir.  

Bir Yetimin Hayatını Kurtarmak Tüm İnsanlığı Kurtarmak Gibidir

İnsan hayatı ve onuru her şeyden daha önemlidir. Bir yetimin duasını almak ve ona destek olmak çok hayırlı bir iştir. Bir yetimi fuhuş yuvasından, organ mafyasından kurtarmak az bir şey mi? Yapılan amelleri küçük görmemek gerekiyor, yeter ki Allah rızası için olsun. Bu konuda kendi çocuklarımızı gözümüz önüne getirelim. Onlar için ne fedakarlıklar yapıyoruz. Aynı fedakarlıkları yetim ve sahipsiz kardeşlerimiz için niye göstermeyelim.

Peygamber Efendimiz bir hadiste “Allah’a en sevgili ev içinde ikram gören yetim bulunan evdir.” buyuruyor. Yine başka bir hadiste “Kim, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirmek, içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir günah (şirk) işlemediği takdirde, Yüce Allah o kimseyi mutlaka Cennet’ine koyacaktır.” (Tirmizî, Birr, 14)

Bize Verilen Nimetler Birer Emanettir

Elimizdeki nimetler bize bir emanettir. Bu emanetlerde ayetlerde de belirtildiği gibi yetimlerin hakkı var. Fecr suresinin 17-20. Ayetlerinde: “Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz.” Buyuruyor. Ayetlerde de belirtildiği gibi beklentilerimiz hep dünyalık oldu. Şu dünya hayatının çekiciliği, cazibesi bizi öyle oyalıyor ki sanki bu hayat böyle devam edecek, mallarımız bizi ebedi kılacakmışız gibi hayat yaşıyoruz. Oysaki bunların bize birer emanet olduğunu unutuyoruz. şeytan televizyon, internet gibi araçlarla bizlere bunu unutturmaya çalışıyor.

Her şeyin maddiyat üzerine kurulduğu bu günümüzde en büyük huzurun bir yetimi sevindirmekte, muhtaç bir çocuğun gönlünü hoş etmekte olduğunun farkına varamıyoruz.. Elimizde her türlü imkan var ama evlerimizde huzur yok. Niye? Çünkü sorumluluklarımızı yerine getirmiyoruz. Hayata rabbimizin ölçüleri ile bakmıyoruz. Çocuklarımız doyumsuz yaşıyor ve hiçbir şeyden mutlu olmuyorlar. Kalpler ancak Allah’ ı anmakla huzur bulur.

Merhamet Etmeyene Merhamet Edilmez

Allah merhamet etmeyi kendine yazdı. Hayatta her şey Allah’ ın rahmeti ile ayakta duruyor. Rabbimiz yaptıklarımızdan dolayı bizi hemen cezalandırsaydı e hiçbir canlı kalmazdı diyor. Yaşadığımız hayat bizleri öyle katılaştırdı ki her şeye duyarsızlaştık, ölümler artık bizi etkilemiyor. Bir gün peygambere kalbinin katılığından şikayet eden birisine peygamberimiz yoksulu doyur ve yetimin başını okşa tavsiyesinde bulunuyor.

Sahipsiz, yetim çocuklarımıza şefkat kanatlarımızı açmamız gerekiyor. Yarın birgün başımıza neler geleceğini kimse bilemez. Kim bir müslümanın ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir. Bizler başkalarının dertleri ile dertlenirsek Allah da bizim dertlerimizi alır, evlerimize huzur verir.  Bu anlamda Allah’ın rızasını kazanmak için yetimlere sahip çıkmamız gerekiyor.

Kuran’dan Kopuk Hayat Neticesinde Değerlerimizi Kaybediyoruz

Değerlerin allak bullak olduğu böyle bir dönemde bizlere çok ciddi sorumluluk düşmektedir. Değerlerimizi tek tek  yitiriyoruz. Niye? Artık bakışlarımız menfaat olmuş. Toplumumuzda Allah, ahiret hassasiyeti bayağı azaldı. Böyle bir dönemde Müslümanlar olarak Rabbimiz tarafından gönderilen Kuran’a sımsıkı sarılmamız, onu hayatımızın merkezine koymamız gerekiyor. Çünkü bizler dünyaya imtihan için gönderildik. Sabrettiklerimizin ve yaptıklarımızın karşılığında cennet var. Herkes yarına ne hazırladığına bir baksın. Neyin mücadelesini veriyoruz. Neyin peşinde koşuyoruz. Sadece Allahın rızasını gözetmeliyiz. Kötülüğe iyilikle cevap vermeliyiz. Birbirimize anlayışlı ve merhametli olmalıyız. 

Amasya’da İHH olarak 3 yıldır yetimlerle ilgili faaliyetler yürütüyoruz. Bu çalışmalarımıza destek vermenizi istiyoruz. Müslümanlar olarak yetim aile ziyaretleri geçekleştirip ailelerin dertlerine ortak olmalıyız. Yetiştirme yurdundaki çocuklarımıza koruyucu aile olarak onlara ev ortamını tattırabiliriz. Hanım kardeşlerimizin yetimler yararına mantı, yağlı yapmaları, kermes düzenlemeleri takdire şayan. Bu faaliyetler Allah’ ın izniyle kıyamet günü cennete girmelerine vesile olacaktır. Yine İHH’nın yetim sponsorluk sistemine destek verelim ve çevremize duyuralım. Umulur ki bu gayretlerimiz rabbimizin rızasını kazanmamıza vesile olur.” Dedi.

Seminer katılımcıların soruları ve çay ikramı eşliğinde sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi