Malzemeler: 1 bardak süt, kibrit kutusu kadar maya, 2 yumurta, yarım su bardağı zeytinyağı, un, tuz, 250 gr kıyma, karabiber, maydanoz.
Hazırlanışı: Maya sulandırılır, yumurta, süt, tuz, un katılır ve yumuşak bir hamur yapılır. Mayalandırılan hamur alınıp parçalara bölünür, 3 mm kalınlığında açılır. 5x5 büyüklüğünde kareler kesilir. Ortasına kıymalı harç konulur, gül şeklinde kapatılır, kızgın yağ ile kızartılır. Üzerine sarımsaklı yoğurt, salçalı biberli sos dökülerek servis yapılır...
Kayserili Yeter Hanım’ın yağ mantısı tarifini bir kenara yazın. Önümüzdeki 10 yılın Türkiye siyasetini şekillendirecek sihirli formül belki de bu.
56 yaşındaki Yeter Hanım Kayserili bir mantı ustası. 9 yıl önce hayatında küçük bir değişiklik oldu. Artık meşhur mantısını hemşehrileri Hayrünnisa ve Abdullah Gül çifti için yapmak üzere Ankara’ya, Dışişleri Konutu’na taşındı. Eşine de bahçelerde bir iş verildi. Emeklilik günlerini Ankara’nın zirvesinde geçiren çiftin maaşları bizzat Gül çifti tarafından karşılandı. Yeter Hanım meşhur mantısını, 2007’den beri de Cumhurbaşkanı, First Lady ve onların özel misafirleri için yapıyor.
O özel misafirlerin başında Başbakan Erdoğan geliyor. Çünkü Erdoğan, Yeter Teyze’nin yağ mantısının en büyük hayranlarından. Ne zaman Köşk'e yemeğe gelse, Yeter Teyze seferber oluyor. Erdoğan için yağ mantısı en son bundan 15 gün önce yapıldı. Hac dönüşü Gül çiftini tebriğe giden Erdoğanlara muhtemelen zemzem ve hurmayla birlikte mantı ikram edildi yine. Sohbet koyulaştıkça mantı tabaklarından biri gitti, diğeri geldi. Rivayet odur ki o gün yemekte Gül ve Erdoğan karşılıklı üçer tabak mantı yediler.
Sonuç, gün boyu Yeter Teyze’nin mantısından yemek için bekleyen Köşk çalışanları için tam bir hayal kırıklığıydı.
Hayal kırıklığının daha büyüğünü ise Erdoğan-Gül karşıtlığı hattında siyaseten mevzilenenler yaşamış olmalı.
O yüzden Washington’da Gül’den “Gezi’nin ilk üç günüyle gurur duyuyorum” sözünü alabilen gazeteciler, o hac ziyaretinden sonraki Edinburgh’taki Gül’den hükümete yönelik benzer sitemkâr cümleler duyamadılar. Israrlı sorular cevapsız kaldı, bunun için atılan gollük paslar Gül tarafından out’a atıldı.
Gül-Erdoğan soğukluğunun ne zaman, nasıl, niye başladığı hakkında rivayetler muhtelif. AK Parti’nin Gül’ün adını da geçirerek çıkardığı “Gül Köşk'te kaç yıl oturacak” yasası, yine bazı AK Partili yöneticilerin açıklamalarıyla gerilen ilişkiler, Gül’ün basın danışmanının eleştirilere cevap için verdiği röportajla kopma noktasına gelmişti.
Gezi Parkı ayaklanmasına verilen tepkiler “fitne” denilip üstü kapatılmaya çalışılan bu farkın alenileşmesine neden oldu. Hükümetin Suriye politikasına Gül’ün mesafesi, Mısır darbesi için Köşk’ten gelen mesajlardaki ton farklılıkları ayrışmayı derinleştirdi.
Bundan 6 yıl önce eşinin başörtüsü yüzünden Çankaya’ya çıkmaması için meydanları dolduranlar, o meydanları dolduranlara açık gizli destek vermiş olanlar bir anda büyük bir siyaset adamı olarak Abdullah Gül’ü keşfettiler. AK Partililerin artık pek uğramadığı Köşk'ün kapılarını Erdoğan muhalifi çevreler, isimler aşındırmaya başladı. Erdoğan muhalifi medyadan Gül’e güller atıldı. Fazla heyecanlanan CHP lideri bir ara cumhurbaşkanlığı için aday olursa Gül desteklenebilir sinyali bile verdi. Karşı cephede bir gedik açmak için atılan gülleri Gül’ün siyaset danışmanlarının yanlış okuması, Abdüllatif Şener tecrübesi hiç yaşanmamış gibi Cumhurbaşkanı için yanlış bir hedef kitle, siyasal strateji belirlemeleri, AK Parti’ye yakın çevrelerde, medyada Gül hakkında ilk kez açık açık eleştirilerin yükselmesi Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki mesafeyi açtı. Hatta bir ara iki eski dost arasında ünlü bir ilahiyatçının arabuluculuk yaptığı bile iddia edildi.
Türkiye’de siyaseti kemikleşmiş yüzde 50 destekle AK Parti domine etmiş durumda. Bunun değişeceği de görülmüyor. AK Parti’ye meydan okuyacak herhangi bir siyasi aktör de ortada yok. O yüzden siyasi hesaplar AK Parti içinde yapılmakta. O yüzden Arınç Başbakana sitemkâr açıklamasını duyunca yarını bile bekleyemeyen güya muhalif yazarlar, “AK Parti Erdoğan’ın malı değildir” diye bırakın yandaş gazeteciyi, ancak bir AK Parti kurucusunun yazabileceği yazılar yazdılar, Arınç’a dik dur çağrıları yaptılar. Erdoğan’a diktatör diyenler, tuhaf biçimde AK Parti içinde bir liberal hizbin mensubu gibi davranmaya başladılar. Sert, otoriter kötü Erdoğan’a karşı, iyi, demokrat, kibar, sakin Gül tezinin son dört ayda yurtta olduğu kadar dünyada da epey müşterisi çıktı... Ama anlaşılan kimse mantının gücünü hesaba katmamıştı. Son durum; Gül ve Erdoğan 2014 kavşağına birlikte giriyor. Muhtemelen Erdoğan, 2007’de “Abdullah Bey Kardeşim” diye cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan ettiği Gül’le 7 yıl sonra becayiş yapacak. Geriye bir tek büyük pürüz kalmış görünüyor. Çözümü şimdiye kadarkilerin hepsinden de zor olabilir: Peki, 2014’ten sonra Yeter Hanım nerede kalacak?
TÜRKİYE