Kenan Alpay’ın yorumu:
Yerli ve milli ilan edip koruma altına alamayacağımız, dokunulmaz kılamayacağımız hemen hiçbir söylem ve pratik yok şu dönemde. Aksi de mümkün: Kökü dışarıda ve gayrı milli ilan edilen farklı düşünce ve davranışlara karşı girişilecek her türlü muameleyi de meşru ve zaruri bir nefsi müdafaa kategorisine sokup işin içinden sıyrılmak hiç zor değil. Çünkü mevcut iklim sadece siyaset açısından değil ticaret, kültür, düşünce hatta din yani İslam anlayış ve pratiği açısında dahi yerli ve milli olanı makbul olarak dayatmaya kalkıyor.
Son haftalarda hassaten İstanbul’da taksi esnafı ile UBER arasında yaşanan gerilim mahkeme salonlarına uzanacak kadar iyiden iyiye tırmanıyor. Hoş sadece son haftalarda değil yıllar yılı vatandaşlarla taksi esnafı arasında yaşanan sıkıntıların, tartışma ve kavgaların mahkeme salonlarına uzanmasa bile İstanbulluların zihin ve duygu dünyasında karabasan gibi yıkıcı izler bıraktığı kimseye sır değil. Ne var ki UBER gibi cazibe gücü yüksek yeni pazarlama ve hizmet sektörleri piyasaya girdikçe belirli alanları parsellemiş ve hiçbir serbest rekabete hayat hakkı tanımayarak hükümranlığını sürdürebilen taksi esnafını hafakanların bastığını göreceğimiz günler de varmış. Temizlikten nezakete, dürüstlükten hakkına razı olmaya değin taksi esnafıyla alakalı kronik ve neredeyse ümitsiz bir manzara yaşanıyor.
(...)
Yazının devamı için tıklayın: Yerli ve Milli Değerlere Karşı Korsanlık Faaliyetleri