Yeni Zelanda'daki Katliam Diyarbakır'da Lanetlendi

Yeni Zelanda'da iki camiye yönelik ırkçı terör saldırısı Özgür-Der Diyarbakır Şubesi tarafından protesto edildi.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, Yeni Zelanda’da camiye yönelik faşist saldırıyı düzenlediği kitlesel basın açıklamasıyla protesto etti. 

“İslamofobik Faşizmi Lanetliyoruz!” pankartının açıldığı eylemde, “İslam İçin Canımız Feda, Zalimler İçin Yaşasın Cehennem, Allah Yolunda Öldürülenlere Ölüler Demeyiniz, Müslüman İslam'a Sahip Çık” pankartları açıldı.

“Zalimler İçin Yaşasın Cehennem, Zalimler Halka Hesap Verecek, Emperyalizm Yenilecek İslami Direniş Kazanacak, Ji Bo Zaliman Bijî Cehennem” gibi sloganların da atıldığı eylemi Ömer Arslan yönetti. Topluluk adına selamlama ve giriş konuşması yapan Arslan, Halepçe soykırımına da atıf yaparak, Müslümanlara yönelik dünyanın her yerinde katliamlar olduğunu ve hangisine cevap vereceklerini, hangi zalimi lanetleyeceklerini anlayamadıklarını kaydetti. Yeni Zelanda’daki vahşetin yükseltilen islamofobik ve ırkçı söylemlerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıktığının altını çizen Arslan, katliamı kınayarak Müslümanları değerlerine dönmeye, kendilerine gelmeye çağırdı.

Özgür-Der Şube Başkanı Süleyman Nazlıcan’ın topluluk adına okuduğu basın açıklamasının ardından eylem sessiz bir şekilde sona erdi.

Basın açıklamasının tam metni:

İSLAMOFOBİK FAŞİZMİ LANETLİYORUZ!

“Allah katında din İslam'dır. Kendilerine Kitab verilmiş olanlar kendilerine ilim geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık ve kinden dolayı ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse (bilsin ki) Allah hesabı çabuk görendir.” (Al-i İmran 19)

“Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de hüsrana uğrayanlardandır.”(Al-i İmran 85)

Uzun süredir batıdan dünyaya yayılan İslam dinine ve müntesiplerine yönelik nefret söyleminin ve tahammülsüzlüğün geldiği nokta bugün maalesef İslamofobik bir faşizm olarak karşımızdadır. Batıdaki İslam düşmanlığı artık hiç kimseye zarar vermeyen masum sivil Müslümanları katledecek noktaya varmıştır. Öyle ki bu gözü dönmüş İslam düşmanları ibadethanelerde katliam yapacak ve bunu canlı yayında bütün dünyaya seyrettirecek kadar alçalabilmektedir. Yeni Zelanda’daki Camii katliamları bu açıdan son derece üzücü ve ibretlik olaylar olarak karşımızdadır.

Bu katliamlar bize şunu göstermektedir ki; İslam düşmanlarının bütün çabalarına rağmen İslam insanlığın umudu olma yolunda hedeflerine varmaktadır. Bu yayılımın önüne geçememenin yarattığı korku ve panik hali kâfirlerin nefretlerini dışa vurmalarına neden olmakta bütün hakaretlere, aşağılamalara, engellemelere rağmen İslam yeryüzünde kare kare yayılmaya devam etmektedir ve Allahın izniyle kâfirler istemese de gelecek İslam’ın olacaktır.

Bizler sadece bugün değil neredeyse tarihin her safhasında İslam’la hesaplaşmayı kendisine gaye edinen müşrik, kâfir ve zalimlerin ne kadar acımasız ve gözü kör olduğunu biliyoruz. Bugün ise gördük ki, bu düşmanlık sistematik terör saldırıları şeklinde profesyonelce kurgulanarak “görsel bir play station oyunu formatında” gerçekleştirilmiştir. Bununla da verilmek istenen mesaj elbette gözlerden kaçmamaktadır. Sivil insanları katletmenin ve İslam düşmanı terörizmin gerçeklikten kopartılarak dijital ortamlarda zihinlere empoze edilerek yerleşik kılmanın hesapları yapılmaktadır. Kuşkusuz bu yeni bir stratejidir ve İslam düşmanları için yeni bir motivasyon aracıdır.

Öte yandan bu terör saldırılarını gerçekleştiren canilerin yayınladığı manifestoda tarihsel olaylara ve sembolik isimlere de işaret edilmiştir. Bu da olayın sadece anlık bir öfkeden ibaret olarak gerçekleştirilmediğinin göstergesidir. Şunu iyi bilmeliyiz ki; bu olay çok derin bir tarihsel hesaplaşmanın uzantısıdır. İslam’a karşı biriktirilen nefretin ve düşmanlığın tarihsel arka planına yapılan atıflar bunu net olarak göstermektedir. Ve kuşkusuz ilerde çok farklı sonuçları da olacaktır.

Bütün bunlarla birlikte elbette sorgulanması gereken başka bir husus var ki o da şudur: batının son yıllarda gittikçe dozunu artırarak işlediği ve yaymaya çalıştığı İslamofobik söylemin yarattığı bu canilikten kendini sorumlu tutup tutmayacağı ve bu düşmanca tutumdan vazgeçip geçmeyeceğidir. Daha önce Müslüman olmayanların maruz kaldığı saldırılarla dünyayı ayağa kaldıran sözüm ona BM’nin, AB’nin ve ABD’nin Yeni Zelanda’daki bu terör saldırıları karşısında da aynı tepkiyi verip vermeyeceğini çok merak ediyoruz.

Fakat endişemiz şu ki, söz konusu Müslümanlar olunca meselenin sadece birkaç kınama mesajından ibaret olarak kalmasıdır. Doğrusu bizler şimdiye kadar bu ikiyüzlü tavra ve yalancı söylemlere çokça şahit olduk. İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırılara karşı herhangi bir yaptırım olduğunu görmediğimiz gibi bu düşmanlığın dozunu artıracak politikalara şahit olduk. Bundan sonra da bir şeyin değişeceğini düşünmüyoruz. Dolayısıyla İslam düşmanları bizler onlara tamamen tabi olmadıkça bizden asla razı olmayacaklar ve bize olan düşmanlıkları bitmeyecektir.

Fakat İslam düşmanları şunu bilsinler ki; Bizler Müslüman’ız ve İslam’dan asla vazgeçmeyeceğiz. İster camilerde olsun, isterse de evlerimizde olsun bizleri öldürmekle bizi bu dinden vazgeçiremeyeceksiniz. Aynı şekilde İslam’a ve Müslümanlara düşmanlığı besleyen politikalara imza atan ve bu söylemleri destekleyen kâfirlere  şunu diyoruz;

Unutmayın! Eğer yeryüzü Müslümanların emniyet içinde yaşadığı bir yer olmayacaksa, İslam düşmanları için de emin bir yer olmayacaktır!

Son olarak, Yeni Zelanda’da İslamofobik faşizmin ortaya çıkardığı bu saldırıyı lanetliyor ve menfur terör saldırısında şehit edilen kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyoruz…

Ümmetin başı sağ olsun…                                                 

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı

Süleyman Nazlıcan

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi