Yeni Şafak düşünce özgürlüğünün sınırlarını genişletecek 4. yargı paketinin ayrıntılarına ulaştı. 10 ayrı kanunda değişiklik öngören düzenlemeyle 'terör örgütüne yardım ve yataklık' suçuna 'şiddete bulaşma' şartı getirilecek. Böylece gazeteci ve aydınların KCK gibi davalarda tutuksuz yargılanması gündeme gelecek.
Haber: Abdülkadir Selvi
Adalet Bakanlığı, terör suçları ve özgürlükler konusunda önemli bir adım atıyor. Aralarında Terörle Mücadele Yasası ve Basın Kanunu'nun da bulunduğu fikir ve düşünce hayatını düzenleyen 10 ayrı kanunda köklü değişiklik getirecek 4. Yargı Paketi'ne son şekli verildi. 4. Paket'le 'terör örgütüne yardım ve yataklık, terör propagandası yapmak' gibi suçlara, 'şiddete bulaşma ve şiddeti teşvik' unsurları ekleniyor.
TUTUKLU GAZETECİ SORUNUNA ÇÖZÜM
Özgürlükleri esas alan pakette, terör suçları konusunda getirilen şiddet kriteri net bir şekilde ifade ediliyor. Böylece basın ve ifade özgürlüğü ile terör örgütü propagandasını yapmak, terör örgütüne yardım ve yataklık fiilleri arasında net bir ayrıma gidilmesi isteniyor. Cezaevinde bulunan gazeteciler ile KCK tutuklularının bir kısmı terör örgütüne yardım ve yataklık ile terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanıyor. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 4. Paket ile, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) raporlarında yer alan cezaevlerindeki gazeteciler ile KCK tutukluları konusunda önemli iyileştirmelerin sağlanması amaçlanıyor. 4. Paket'in yasalaşmasıyla birlikte cezaevindeki gazetecilerin ve KCK tutuklularının bir bölümünün salıverilmesi gündeme gelecek. CPJ, 22 Ekim Pazartesi günü açıkladığı 'Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi' başlıklı raporunda 61 doğrudan basın faaliyeti olmak üzere 78 gazetecinin cezaevlerinde olduğunu açıklamıştı.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖNÜ AÇILACAK
Özellikle basın ve ifade özgürlüğü konusunda standartların yükselmesini amaçlayan 4. Paket'in yürürlüğe girmesi durumunda ülkemizin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM) önündeki görünümünde düzelme olması amaçlanıyor. Paket ayrıca savunma ve iddia makamı arasındaki eşitsizliğin giderilerek, 'silahların eşitliği'nin sağlanmasına yönelik düzenlemeler içeriyor.
Terör ve düşünce özgürlüğünü düzenleyen yasalarda değişiklikler içeren 4. Paket'in yasalaşmasıyla düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, basın ve ifade hürriyetinin geniş anlamda sağlanması hedefleniyor.
Düzenlemenin ana teması 'insan hakları'
Yasalaşması için TBMM'ye sunulması beklenen 4. Yargı Paketi'nin düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere getirdiği düzenlemeler, şu 13 başlıkta ifade ediliyor:
1. Yaşam hakkı ihlallerinin önlenmesi,
2. İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi
3. Özgürlük ve güvenlik hakkı ihlallerinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması
4. Makul sürede yargılamanın sağlanması
5. Mahkemeye erişim hakkı önündeki engellerin kaldırılması
6. Sanık haklarının güçlendirilmesi ve savunmanın etkinliğinin artırılması
7. Silahların eşitliğinin sağlanması (Savunma ve iddia makamı arasındaki eşitlik)
8. Yargı kararlarının etkin şekilde icrasının sağlanması
9. Özel hayatın ve aile hayatının tüm unsurlarıyla korunması
10. Düşünce ve vicdan özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması
11. İfade ve basın hürriyetinin geniş manada sağlanması
12. Mülkiyet hakkını ihlal eden uygulamalara çözüm bulunması
13. Dernek kurma ve toplanma özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması
Terör ve Basın Yasası değişiyor
1991 yılında çıkarılan ve 2003 yılında değişikliğe uğrayan Terörle Mücadele Yasası'nın 7. maddesinde, 'Örgüt mensuplarına yardım edenlere veya şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapanlara fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş yüz milyon liradan bir milyar liraya kadar ağır para cezası verilir' deniliyor.
Yasada suçların basın yoluyla işlenmesi ise şöyle düzenleniyor: 'Propaganda suçunun 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde belirtilen mevkuteler vasıtası ile işlenmesi halinde, ayrıca sahiplerine de mevkute bir aydan az süreli ise, bir önceki ay ortalama satış miktarının; (…) yüzde doksanı kadar ağır para cezası verilir. Ancak, bu para cezaları yüz milyon liradan az olamaz. Bu mevkutelerin sorumlu müdürlerine, sahiplerine verilecek para cezasının yarısı uygulanır ve altı aydan iki yıla kadar hapis cezası hükmolunur.'
AiHM'de imajımız düzelecek
4.paketin TBMM'de yasalaşarak yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye'nin AİHM'deki görünümünün de bundan olumlu etkilenmesi bekleniyor. Ülkemizde, AİHM'de en fazla ihlal verilen ülke olma özelliğini taşıyor. 2011 yılı sonu itibariyle AİHM, Türkiye hakkında 2404 ihlal kararı verdi. Ülkemiz ihlal kararı açısından birinci sırada yer alırken, Türkiye'yi 1651 kararla İtalya, 1140 kararla ise Rusya takip ediyor.
16 BİN ŞİKAYET 2 BİN MAHKUMİYET
Türkiye hakkında toplam 2747 karara imza atan AİHM, sadece 57 kararında ihlal olmadığı sonucuna vardı. Türkiye kaybettiği davalar kapsamında AİHM'e 2002 yılından 2011 sonuna kadar toplam 179 milyon TL ödedi. Türkiye'nin bugüne kadar 16 bin 850 defa AİHM'e şikayet edildi ve bu şikayetlerin 2 bin 404'ü Türkiye'nin aleyhine sonuçlandı. Türkiye'nin en çok mahkumiyet aldığı konular ise şöyle:
- Adil yargılanma hakkı (729 mahkumiyet)
- Mülkiyet hakkı (611 mahkumiyet)
- Özgürlük ve güvenlik hakkı (554 mahkumiyet)
- Uzun yargılama süresi (493 mahkumiyet)
- Kötü muamele (243 mahkumiyet)
- Etkin başvuru yolunun bulunmayışı (237 mahkumiyet)
- İfade özgürlüğü (207 mahkumiyet)
- Etkin soruşturma yapılmaması (138 mahkumiyet)
- Yaşama hakkının ihlali (92 mahkumiyet)
- Özel hayatın gizliliği (83 mahkumiyet)
Tazminat tasarısı kabul edildi
TBMM Adalet Komisyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan bazı başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümünü öngören kanun tasarısını kabul etti. Tasarıyı komisyona sunan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye'nin Rusya'dan sonra aleyhine AİHM'e en çok başvuru yapılan 2. ülke olduğunu, halen mahkemede bulunan dosya sayısının 16 bin 850'e ulaştığını belirterek, "Bu Türkiye'nin ayıbıdır, bunu küçültmek orta ve uzun vadede bitirmek için çalışma yapıyoruz. Komisyon, AİHM kriterlerine göre, bu dosyada uzun bir yargılama yapılmış mı ona bakacak' dedi. Kabul edilen tasarıya göre, düzenleme, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı, mahkeme kararlarının geç, eksik icra edildiği ya da icra edilmediği iddiasıyla AİHM'e yapılmış başvuruları kapsayacak. Başvuruları, 4'ü hakim ve savcı, 1'i Maliye bürokratından oluşacak 5 kişilik bir komisyon değerlendirecek. Başvurular, tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde yapılabilecek. Komisyon, müracaatı 9 ay içinde sonuçlandıracak, öngörülen tazminat 3 ay içinde ödenecek. Komisyonun kararına itiraz edilebilecek.
Değişiklik yapılan kanunlar
- 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
- 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu
- 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu
- 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun
- 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu
- 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
YENİ ŞAFAK