Türkiye 24 Haziran seçimlerinin ardından yeni bir yönetim sistemine geçiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için yapılan Anayasa değişikliklerinde yargı bağımsızlığı, cumhurbaşkanının denetimi, kuvvetler ayrılığı gibi alanlarda endişelere yol açan düzenlemeler kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmıştı.
Seçimlerin ardından yeni sisteme geçiş nasıl olacak, yeni sistemin getirdiği Cumhurbaşkanlığı kararnameleri nedir, kanunlara göre konumu, denetimi nasıl olacak? Deutsche Welle bunları altı maddede derleyen bir haber-analize yer verdi.
Söz konusu haber-analizi aşağıda ilgi ve görüşlerinize sunuyoruz:
Yeni sisteme geçiş takvimi
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 5 Temmuz'da seçimlerin kesin sonucunu açıklaması ve Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından milletvekillerinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM'de 8 Temmuz'da yemin etmeleri, 13 Temmuz'da da TBMM Başkanlığı seçimlerinin yapılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM'de yemin ederek ikinci görev dönemine başlamasıyla eski hükümet ve yönetim sistemi resmen sona erecek ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yürürlüğe girmiş olacak.
Ancak yeni sisteme geçilmeden önce mevcut kanunların metinlerindeki gerekli güncellemelerin yapılması gerekiyor. Örneğin Başbakan ve Bakanlar Kurulunun tarihe karışacak olması nedeniyle içinde "Başbakan" ve "Bakanlar Kurulu" ifadeleri geçen binlerce maddenin elden geçirilmesi, bazı maddelerin tamamen iptal edilmesi gerekiyor.
Bu değişikliklerin gerçekleştirilebilmesi için hükümetin Mayıs ayında kabul edilen Yetki Yasasına dayanarak bu hafta içinde iki kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarması bekleniyor. Yemin ederek resmen göreve başladıktan sonra Erdoğan'ın ilk Cumhurbaşkanlığı kararnamesini yayınlaması bekleniyor. Bir numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yeni bakanlıkların kuruluşu gerçekleştirilecek.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi nedir, sınırları var mı?
Anayasanın Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini düzenleyen 104'üncü maddesi, Cumhurbaşkanının, "yürütme yetkisine ilişkin konularda" Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabileceğini belirtiyor.
Ancak temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemeyecek. Anayasa'da özel olarak kanunla düzenlenmesi öngörülen konular ve kanunda açıkça düzenlenen konularda da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacak.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması durumunda kanun hükümleri uygulanacak. TBMM'nin aynı konuda bir kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale geliyor.
OHAL'de sınırlar kalkıyor
Ancak Cumhurbaşkanlığı kararnamesine yönelik bu sınırlamalar olağanüstü hal ilanı durumunda geçerli değil. Anayasadaki değişikliklerle OHAL ilan etme yetkisi "Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu"ndan Cumhurbaşkanına devredildi.
Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104'üncü maddenin getirdiği yukarıda bahsi geçen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek. Ancak OHAL sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi üç ay içinde Meclis tarafından görüşülüp karara bağlanmazsa kendiliğinden yürürlükten kalkacak.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi KHK'ların yerini mi alacak?
24 Haziran seçimlerinin ardından iki yıldır yürürlükteki OHAL uygulaması sona erdirilse bile Cumhurbaşkanlığı kararnameleri KHK işlevi görebilecek. Yeni sistemle yürürlüğe girecek olan cumhurbaşkanlığı kararnameleri OHAL döneminde çıkarılan KHK'larla teknik olarak benzerlik taşıyor. Mevcut sistemde TBMM'nin yetki alanı içinde olan ve meclisin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiyle çıkarılan KHK'lar, olağanüstü hallerde ise TBMM'nin yetki kanunu vermesine gerek kalmadan Cumhurbaşkanı başkanlığındaki Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılıyordu. Yeni sistemde ise Cumhurbaşkanı hem normal hem de olağanüstü hal dönemlerinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisine tek başına sahip. Cumhurbaşkanlığı kararnamesini KHK'dan ayıran en önemli özellik ise kanun hükmünde olmaması. Ayrıca KHK'lar meclis onayına sunulurken Cumhurbaşkanı meclis onayına sunmaksızın kararname çıkarabilecek.
Anayasa değişiklikleriyle ayrıca Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işlerinin düzenlenmesi ile Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri de doğrudan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenecek.
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini kim denetleyecek?
Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve TBMM iç tüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetleme yetkisi Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) veriliyor. Ancak olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla AYM'de dava açılamayacak.
Anayasa Mahkemesi denetimi, yargı sistemini oluşturan kurumların üst düzey temsilcilerinin büyük ölçüde Cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi nedeniyle tartışmalı konular arasında yer alıyor.
AYM'nin üye sayısı, yeni sistemde asker kökenli iki üyenin çıkarılmasıyla 17'den 15'e düşüyor. Adaylar arasından üç üye TBMM tarafından gizli oyla seçilirken, geriye kalan 12 üye Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek.
Cumhurbaşkanının seçeceği 12 üyeden üçü Yargıtay, ikisi Danıştay, üçü Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından aday gösteriliyor. YÖK üyelerini doğrudan Cumhurbaşkanı atarken Yargıtay üyelerinin tümü ve Danıştay üyelerinin dörtte üçü Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ve dörtte biri yine bizzat Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. Adalet Bakanı ve müsteşarının da dahil olduğu 13 üyeli HSK'nın dört üyesini doğrudan Cumhurbaşkanı belirlerken yedi üye Meclis tarafından seçiliyor.
TBMM'nin konumu
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla AYM'de doğrudan doğruya iptal davası açabilme hakkı da Cumhurbaşkanına, TBMM'de en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere ait olacak.
Bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümsüz hale gelmesi için TBMM'nin aynı konuda bir kanun çıkarması, konunun kanunlarda açıkça düzenlenmiş olması ya da mevcut kanunda farklı hükümler bulunması gerekiyor.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı kararnameleri üzerinde etkili meclis denetimi, ancak muhalefet partilerinin mecliste çoğunluğu elinde bulundurması durumunda mümkün olabilecek. Cumhurbaşkanının genel başkanı olduğu siyasi partinin meclis çoğunluğunu elinde bulundurması, Anayasa değişiklikleriyle yetkileri tırpanlanan meclisin denetim imkanlarını daha da azaltacak.