Yeni başlayanlar için; Erdoğan’ın üniversite diploması

Ersin Çelik, muhalefetin yıllardır dillendirdiği bir yalanın tarihçesini inceliyor.

Ersin Çelik / Yeni Şafak

Yeni başlayanlar için; Erdoğan’ın üniversite diploması

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite diploması olmadığına dair yıllardan beri her seçim sürecinde tekrarlanan bir yalan var. Öyle bir yalan ki muhalefetin çaresizliğiyle birlikte önümüze gelip duruyor. Erdoğan’ın önünü ancak böyle kesebileceklerini düşünüyorlar. Çünkü dört yıllık lisans diploması cumhurbaşkanı adayı olabilme şartlarından biri.

Bu yalanı pişirip duranlar, Erdoğan’ın üçüncü cumhurbaşkanı kez seçilmesini önlemek için “Biz söyledik biz inandık. Siz de inanın” kampanyasına bir kez daha başladılar.

Diploma iddialarının evveliyatına baktım. CHP’nin dijital tarlası olan Ekşi Sözlük, politik gündemin taraflı olsa da bulunmaz arşividir. İktidar karşıtı argümanları hunharca tartışırken istiflemiş de oluyorlar. Bir tartışma ne zaman başlamış ve nasıl evirilmiş yarım saatte analiz edebiliyorsunuz. Diploma tartışması 2011’de Ekşi Sözlük’te başlığa taşınmış.

Erdoğan’ın Başbakan olduğu yıllar... Bu tarihte yine diploma iddiaları gündeme gelmiş ve Marmara Üniversitesi de Erdoğan’ın talebi ile diplomanın duplikatasını düzenleyerek teslim etmiş. Duplikata medyada yer alınca da altında imza yok bu belge sahte” denildi. Oysa duplikata imzasız düzenlenir. Diploma olarak kullanılmak üzere, hak sahibinin -çalınma, kayıp gibi nedenlerle- talebi üzerine verilir ve resmi belgedir. Bu talepten anlaşılıyor ki; Erdoğan’ın diploması kayıp. “Ülkenin Cumhurbaşkanı’nın diploması nasıl kayıp olur” diyenler olacaktır? Yanıtını tarih veriyor. Erdoğan, Marmara Üniversitesi’nden lisans diplomasını zamanın dekanı ve rektörü tarafından imzalı 01.11.1991 tarihinde almış. Yani henüz belediye başkanı olmadan 3 yıl önce.

Dönelim Erdoğan’a verilen diploma yerine geçen duplikata örneğine. Bu resmi evrakın ön yüzünde, diplomanın ilk suretinde imzası bulunan dönemin dekanının ve rektörünün imzası bulunmaz. Bunun yerine yalnızca adları, soyadları ve unvanları yer alır. Yine duplikatanın ön yüzünün üst kısımda kırmızı renklerle “Duplikata” kaşesi basılı olur.

Marmara Üniversitesi’nin değişik zamanlarda yaptığı açıklamalar aslında meseleyi detaylarıyla anlatıyor.

Erdoğan, 1974 yılında yapılan Üniversitelerarası Seçme Sınavı’nda verilen resmi sınav sonuç belgesi ile İstanbul’daki Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulu’na kaydolma hakkı kazanmış ve aynı yıl 2443 öğrenci numarası ile resmen kayıt yaptırmış.

Okulunu, sorumlu olduğu kırk bir dersten başarılı olarak, 1981 yılının Şubat ayında resmi olarak tamamlamış. Yani Erdoğan üniversiteyi 7 yıla yakın bir zamanda bitirmiş. Nedenini tarihlerden tahmin edebiliyorsunuzdur.

Erdoğan’ın kayıtlı olduğu Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksekokulu, 12 Eylül’den sonra Beyazıt Maliye Muhasebe Yüksek Okulu ile birleştirilerek Ticari Bilimler Fakültesi’ne dönüştürülünce, mezuniyeti de bu okula kayıtlı olarak gerçekleşmiş.

Dönemin dekanı Doç. Dr. Sinan Artan tarafından, 03.04.1981 tarihinde düzenlenen ve de imzalanan 440-678 nolu “geçici mezuniyet belgesi” Erdoğan’a verilmiş.

Mezuniyet belgesini alan Erdoğan ne mi yapmış? Tam bir yıl sonra vatani görevini yapmak için silahaltına girmiş. Hem de “yedek subay” olarak. Bu tartışmada diploma kadar önemli bir detay da Erdoğan’ın askerliği.

Dünden beri herkes Rafael Sadi’nin Halk TV’deki programcıları şoke eden şahitliğini konuşuyor. Gerçekten de emsaline rastlanmaz bir an yaşandı ekranda. Üç-beş saniye sürdü ama lakin uzun yıllar konuşulacak bir tutukluğu izledik. Gerçi Rafael Sadi, Erdoğan ile okul arkadaşı olduğunu önceki yıllarda yazmıştı. Yine linç edilmişti. Üstelik kendisi azılı bir Erdoğan karşıtıdır.

Erdoğan’ın yıllarındaki koridorlarındaki tek arkadaşı Rafael Sadi değil. Trabzon’da yaşayan Cengiz Akyüz de Erdoğan ile aynı yıllarda Beyazıt Maliye Muhasebe Yüksek Okulu’nda öğrenciymiş. Hatta okulun futbol takımında birlikte oynamışlar. Cengiz Akyüz ile telefonda konuştum. Şunları söyledi: “Birlikte okul takımında çok maça çıktık. Ben okulu önce bitirdim. Tayyip Bey uzattı. Okulumuz kesinlikle iki yıllık değildi. Zaten askerliğimi kısa dönem yaptım. O zamanlar dört yıllık mezunlar ya kısa dönem ya da yedek subay olarak askere alınıyordu.”

Askerlikten devam edelim. Çünkü diploma, yedek subaylık ya da kısa dönem askerlik için olmasa olmaz şart. Erdoğan, 12 Eylül’den hemen sonra ülkedeki her kurumun askerler tarafından yönetildiği 1982 yılında silah altına alınmış. Hem de darbe sonrası kapatılan Milli Selamet Partisi’nin İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olarak gitmiş askere. Diploma bir tarafa bu sicil bile Erdoğan’ın didik didik edilmesinin bir numaralı gerekçesi olmuştur. Bırakın lisans diplomasını en ufak bir açığını bulsalar yedek subay yaparlar mıydı?

Marmara Üniversitesi her tartışmada tarih tarih açıklama yapıyor. Okul arkadaşları konuşuyor. Hatta Erdoğan’ın derslerine giren hocalarından CHP’li Aydın Ayaydın bile iddialara “safsata” diyor. Ama yok! İkna olmamaları bir yana, 20 yıldır ülkeyi yöneten, girdiği her seçimden zaferle çıkan bir lideri dönüp dolaşıp diploma yalanı üzerinden yenmeye çalışıyorlar. Seçimlere 8 ay kala “biz yine bayrağı çektik” diyemiyorlar da “diploma nerede” tezviratına sarılıyorlar.

Bu sakızı son yıllarda da FETÖ çiğneyip duruyor. Yeniden gündeme getiriyor. Oysa TSK’yı tamamen ele geçirdikleri, kamudaki her dairede güçlü oldukları 2014 yılında da bu yalana sarılmışlardı. FETÖ’cüler o zamanlar tüm evraklara, bilgilere erişebiliyorlardı. Kozmik Oda’ya bile girdiler. Üniversite arşivine mi giremeyeceklerdi? Yalanı söylemekten, ısrarlamaktan hatta tweetleri ikiye katlamaktan daha kolaydı FETÖ’cüler için.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu