Muhalefet partileri ön şartsız uzlaşma dese de kırmızı çizgilerini ilan etmekten geri kalmıyor. En fazla tartışılan maddeler ise darbeci zihniyet tarafından 1960 yılından sonra anayasa eklendi.
Türkiye yeni anayasayı konuşurken, en çok kırmızı çizgiler tartışılıyor. 12 Haziran seçimleri ile cumhuriyet tarihinin en geniş temsil yetkisini elde eden Meclis, yeni anayasa için kolları sıvadı. Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in çağrısına olumlu cevap veren siyasi partiler, Meclis'te kurulacak Uzlaşma Komisyonu'na üye verdi. Komisyon ilk toplantısını 19 Ekim Çarşamba günü gerçekleştirerek, anayasa için yol haritasını belirleyecek. Yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte kırmızı çizgi tartışmaları da gündemdeki yerini aldı. Muhalefet partileri CHP, MHP ve BDP ön şartsız uzlaşma dese de, zaman zaman kırmızı çizgilerini belirtmekten geri durmuyor.
CHP: İLK 3 MADDE KIRMIZI ÇİZGİMİZ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa konusunda bir Uzlaşma Komisyonu oluşturulduğunu anımsatarak, “Anayasa değişikliklerinde bazı temel öngörülerimiz, hedeflerimiz var. Çağdaş, özgürlükçü bir Türkiye'den yanayız ve bunları sağlamak için masaya oturuyoruz. Masaya otururken bizim kırmızı çizgilerimiz var. Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek ilk üç maddesi bizim kırmızı çizgilerimiz. Çünkü o çizgiler, kurucu iradenin yani Kuvayı milliye'nin iradesidir. Onlara saygı duyacağız. O irade aradan bu kadar zaman geçti yine bizim irademiz. O iradeyi sağlayacağız ve gereğini yerine getireceğiz”diyerek, şimdiden uzlaşmaz bir tutumun işaretini verdi.
1982'DE KAPSAM GENİŞLETİLDİ
Kırmızı çizgi denince akla anayasanın başlangıç bölümü ile ilk dört maddesi geliyor. Bir de ana dilde eğitim ve vatandaşlık tanımı içeren maddeler. Kırmızı çizgi diye tabir edilen hükümler, ilk olarak 1960 darbesini yapan cuntacılar tarafından anayasa kondu. 1921 ve 1924 anayasalarında başlangıç bölümü diye bir metin yokken, yine 1961 yılında ilk kez böyle bir metin anayasada yer aldı. 1961 yılında yapılan anayasanın başlangıç metninde darbeyi yapanlar meşrulaştırılırken, "Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 devrimini yapan Türk Milleti" ifadesine yer verildi. 1982 anayasasına 1961 anayasasında olduğu gibi başlangıç metni kondu. Bazı anayasa hukukçularına göre söz konusu başlangıç metni değiştirilemeyecek maddeler arasında yer aldığı iddia ediliyor. Ancak, 1982 anayasasındaki başlangıç metni, 1995 ve 2001 yıllarında yapılan kısmı anayasa değişikliklerinde değiştirildi. 1921 ve 924 anayasalarında yer almayan "değiştirilmesi dahi teklif edilemez" ilk olarak 1961 yılında anayasaya girdi. 1961 anayasanın 9. maddesi "Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki Anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez" hükmünü içeriyordu. 1982 anayasası bu hükmün kapsamını daha da genişleterek, 4. maddede şu hükme yer verdi. "Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."
ASKERİ YARGI DARBE ÜRÜNÜ
1924 anayasasında ana dil eğitimiyle ilgili herhangi bir kısıtlama yok. 1924 anayasasının 80. maddesi göre, "Hükümetin nezaret ve murakabesi altında ve kanun dairesinde her türlü tedrisat serbesttir." 1982 anayasası ise, eğitim dilinde Türkçeyi şart koşuyor. Yüksek askeri yargı da darbe dönemlerinde getirildi. 1961 yılında olmayan askeri yargı kurumları darbecilerin yaptığı anayasalarda yer aldı. 1961 anayasasının 141. maddesi ile Türkiye'de ilk kez Askeri Yargıtay ihdas edilirken, 1982 anayasası ile daha da ileri gidilerek, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kuruldu.
YENİ ŞAFAK