Diyarbakır’da 6-7 Ekim 2014’te, Kobani (Ayn el-Arab) bahanesiyle gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un katledilmesiyle ilgili 41 sanığın yargılanmasına devam edildi.
AA’da yer alan habere göre, “güvenlik” gerekçe gösterilerek Diyarbakır’dan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilen davanın duruşmasına tutuklu 20 sanık, şikâyetçiler ve tarafların avukatları katıldı. Tutuksuz dört sanıkla, Diyarbakır ve Ceylanpınar’daki mahkemelerden telekonferans sistemiyle bağlantı kurulan duruşmada, müdahil Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın avukatı da hazır bulundu.
Duruşmada, hakkında yakalama emri bulunan, “suça sürüklenen” çocuk Y.O’nun yakalandığı ve tutuklandığı, bazı tanıkların ifadelerinin ise Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce alınarak gönderildiği belirtildi.
Son celsenin ara kararı uyarınca “suça sürüklenen” çocuklar M.İ, F.K, A.K. ve M.D. ile sanıklar Ferdi Gül, Cevher Türk ve Ahmet Selçuk’un teşhise elverişli fotoğraflarının temin edilerek, bilirkişiye verildiği kaydedilen duruşmada, dosyadaki görüntülerle fotoğrafları karşılaştıran bilirkişinin, M.İ. için “muhtemel tanımlama”, “suça sürüklenen” diğer çocuklar yönünden ise “eşkal mukayeseleri belirlemedi” raporu verdiği tutanağa geçirildi.
Mahkeme heyeti, daha sonra taraf avukatları ile sanıkların beyanlarını dinledi.
Tutuklu sanıkların avukatları, dosyada delillerin yetersiz olduğunu, dosyanın Mecnun Akkoyun ve Sedat Çoban ile gizli tanıkların ifadelerine dayandığını, bu ifadelerin de sağlıksız olduğunu öne sürerek, müvekkillerinin tahliyesini istedi.
Tutuklu sanık Sedat Çoban, soruşturmayı yürüten savcının tutuklandığını belirterek, bu konunun değerlendirilmesini talep etti.
“Sâdece Bu Çocuklara Değil, İnsanlığa Saldırdılar”
Mağdur avukatlarından Hasan Bozdaş söz alarak, adlî kontrol kararlarını ihlâl eden “suça sürüklenen” çocuk A.K. ile hakkında delil durumu değişen Rıdvan Baş’ın tutuklanmalarını talep etti.
Avukat Murat Sadak da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve diğer bazı HDP’liler hakkında soruşturma ve tutuklamalar yapıldığını belirterek, bu dosyalarda, dava konusu cinayetlerle ilgili bilgi ve belge olup olmadığının sorulması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasını istedi.
Avukat Gülden Sönmez de yardım dağıtmaya çalışan gençlerin katledilmesiyle, sâdece ailelerin evlatlarını kaybetmediğini, tüm insanlığın ortak değerlerinin zarar gördüğünü belirtti.
Sönmez, “Onlar sâdece yardım dağıtmaya gitmişlerdi. Sâdece bu çocuklara değil, insanlığa saldırdılar. Sanıklardan biri Kürt oldukları için yargılandıkları yönünde beyanda bulundu. Oysa bu katliamın emrini veren, bu suçu bizzat işleyen herkes esasen Kürtlere karşı bir suç işlemiştir. Hattâ bu suç sâdece Kürtlere karşı değil, tüm Türkiye halklarına karşı işlenmiştir.” diye konuştu.
Cumhuriyet Savcısı Ayhan Çelik, üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, delil durumu, kaçma şüphesi gibi gerekçelerle tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına, yakalanamayan sanıkların yakalanmalarının beklenmesine karar verilmesini istedi.
Eksikliklerin gelecek duruşmaya kadar giderilmesi hâlinde varsa soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerin bildirilmesini isteyen Çelik, bu yönde talep olmaması durumunda, esas hakkındaki görüşünü açıklaması için dosyanın savcılığa verilmesi talebinde bulundu.
Beyanların dinlenmesinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar ve “suça sürüklenen” çocukların tutukluluklarının devamına, yakalanamayan 3 sanık hakkındaki yakalama emirlerinin infazının beklenmesine karar verdi.
Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için 28 Aralık 2016’ya ertelendi.
Adliye Önünde Basın Açıklaması
Öte yandan, duruşmadan önce adliye önünde toplanan mağdur yakınları ve İHH İnsani Yardım Vakfı üyelerinin de aralarında bulunduğu grup adına bir açıklama yapıldı. İHH Ankara Sorumlusu Mustafa Sinan, Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesiyle ilgili davanın tüm duruşmalarını yakından takip ettiklerini, bundan sonra da davanın takipçisi olacaklarını söyledi.
Yasin Börü ve arkadaşları adına Bangladeş’te ihtiyaç sahipleri için su kuyuları açtırdıklarını belirten Sinan, “İHH olarak zalime karşı mazlumun yanında yer alıyoruz, bu duruşumuzu sürdüreceğiz. Filistin, Suriye ve Irak’taki tüm soykırımları lanetliyoruz. Türkiye’deki tüm müslüman kardeşlerimiz onların yanında. Bizler bir araya gelirsek üzerimizdeki zulmü bertaraf edebiliriz. Tüm dünya bunu görecek.” diye konuştu.
Açıklamanın ardından vakfın Bangladeş’te açtırdığı su kuyularının fotoğrafları, Yasin Börü’nün babası Fikri Börü ve diğer mağdur yakınlarına takdim edildi.
İddianame
İddianamede Yusuf Er, Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un 7 Ekim 2014’te, Diyarbakır’da PKK/KCK mensuplarınca, IŞİD üyesi oldukları iddia edilerek saldırıya uğradığı belirtiliyor.
Maktuller ile olayda yaralanan Er’in, saldırı üzerine Bağlar semtinde bir dâireye sığındıkları, eylemi gerçekleştiren grubun binanın çevresini sardığı ve bu kişileri aramaya başladığı aktarılan iddianamede, eylemcilerin, Er ile maktullerin 5 numaralı dâirede olduğunu anlamaları üzerine bir kişinin mutfak balkonundan dâireye girdiği ve içeridekilere silâhla ateş etmeye başladığı kaydediliyor.
Silâhlı kişinin kapıyı açarak, grubun diğer üyelerini de eve aldığı, eylemcilerin ikametgâha sığınanları linç ederek, ateşli ve delici silâhlarla yaralayıp üçüncü kattaki camdan aşağı attıkları, birini de sürükleyerek binadan dışarı çıkardıkları anlatılan iddianamede, aşağı atılan ve can çekişen maktullere sopa, taş ve tekmeyle saldırıya devam edildiği aktarılıyor.
Olayda Er dışındakilerin hayatını kaybettiği, ikametgâhın tuvaletine sığınan ve bir süre fark edilmeyen Er’in daha sonra bulunduğu, darp edilerek ve kesici aletle yaralanarak buradan çıkarıldığı, ancak Er’in sanıkların elinden kaçmayı başardığı ve 500 metre kadar gittikten sonra bayıldığı da iddianamede yer alıyor.
Sanıkların, dört maktulü “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan dörder, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan birer olmak üzere, beşer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor. İddianamede sanıkların, Er’in yaralanmasına ilişkin de ayrıca cezalandırılmaları talep ediliyor.
Diyarbakır’daki gösterilerde Börü, Dakak, Güneş ve Gökguz’un katledilmesiyle ilgili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 17’si tutuklu 34 sanık yargılanırken, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, aynı suçlamalarla ilgili “suça sürüklenen” 7 çocuk hakkında, çocuk ağır ceza mahkemesinde açılan iki davanın bu davayla birleştirilmesine karar verdi. Böylece davada toplam yargılanan kişi sayısı 21’i tutuklu olmak üzere 41’e yükseldi.