Program Murat Bolat tarafından okunan Kur’an tilaveti ile başladı. Programa konuşmacı olarak katılan Özgür- Der Kurucu Başkanı Hülya Şekerci, ‘YAŞADIĞIMIZ DÜNYADA MÜSLÜMANLARIN SORUMLULUKLARI’ konulu sunum yaptı.
Yaşadığımız dünyada insanı kuşatan meşguliyetlerin onu çepeçevre sardığını, herkesin bir koşuşturma içinde olduğu bir vasatta Tekvir suresindeki‘Nereye bu gidiş’ ayetini hatırlamamız gerektiğini söyleyen Şekerci; ben kimim?, niçin yaşıyorum?, hedefim nedir? gibi sorulara verilen cevapların kişinin kimliğini belirlediğini söyledi. Şekerci, bugün Müslümanların birinci sorumluluğunun sahih bir İslami kimliğe ulaşmak olduğunu, bunun için verili bulduğumuz bir takım izmlerden sıyrılarak, Kur’an ve sünnet ışığında sahih kimliğe ulaşmamız gerektiğini vurguladı.
Bu noktada tarih içinde Kur’an’ın ellerden, dillerden düşmemesine rağmen hidayet ve rehber kitabı olarak okunmadığını söyleyen Şekerci; ölülerin arkasından, diriler için çözümler sunan miras, boşanma, cihad gibi ayetlerin okunduğunu, cenazelerde okunması ile meşhur Yasin suresinin bir ayetinde ‘ bu kitap dirilere öğüt olsun diye indirilmiştir’ vurgusunun ise vakıa ile ne kadar tezat teşkil ettiğine dikkat çekti.
Halkımızın dini konularda beslendikleri kaynaklara dikkat çeken Şekerci, bu bilgilerin Kur’an ile test edilmesi zorunluluğuna işaret etti. Bu konuda Adem ile Havva kıssasını örnek vererek İsrailiyat haberleri ile cennetten kovulmanın sebebi olarak Havva’yı gösteren anlayışa rağmen açık Kur’an ayetlerinin ne kadar çeliştiğini vurguladı.
Müminin sorumlulukları bağlamında iman- amel bütünlüğünün önemine vurgu yapan konuşmacı, ‘sahabe iman ettiğinde hayatı bütünüyle değişiyor iman onları hayra, salih amele infaka iletiyordu’ dedi. Bu bağlamda İslam tarihinin ilk öğretmeni Musab b. Umeyr’i örnek veren konuşmacı zengin bir ailenin çocuğu olarak yetiştirilen Musab’ın Müslüman oluşundan Uhud’da şehadete uzanan yolculuğundan kesitler sundu.
İslam’ın beş şarta sıkıştırılamayacağını, Kur’an ayetlerinin tümünün Müslümanları bağladığını söyleyen Şekerci, Müslümanların bir zulümle karşılaştıklarında birlikte mücadele etmelerinin emredildiği vb. ayetlerle İslam’ın hayatın bütününe şamil olması zorunluluğunu dile getirdi.
Sohbet karşılıklı ve soru cevaplardan sonra son buldu.