YARSAV Başkanı Emine Ülker hanım, muhalefet partilerinin başaramadığı görevi üstlenmiş, her icraata karşı çıkıyor..
Siyasi iktidarın her yaptığına "kara", her yapmadığına da "ak" diyor..
Mesela ne yapıyor?
YAŞ kararlarına yargı denetimini açan Anayasa değişikliğine karşı çıkıyorlar!
Sorasım geliyor, "Size çok dosya gelmesin, evinizde rahat edesiniz diye mi, YAŞ kararlarının yargı denetimine açılmasına karşı çıkıyorsunuz?"
Oysa Emine hanım merak etmesin, YAŞ kararlarına yargı yolu açılsa da, artık YAŞ kararı ile ihraç edilecek subay göremeyeceksiniz..
Yok öyle, "Disiplin soruşturması bile yapılmadan, bir komutanın gıcık kapması ile subayı kapının önüne koymak!"
Gönül isterdi ki, Anayasa değişikliği yapılmadan, yargı karar versin: "Anayasa'daki tüm idari işlemler hakkında yargı yolunun açık olduğuna ilişkin kural ve uluslararası anlaşmalardaki hükümler gereği, YAŞ kararı ile ihraç edilen subayın davasının hiç incelenmeyeceğine dair itirazın reddine, davanın esasının incelenmesine geçilmesine!"
Yargı bu kararı vermedi.. İş siyasetçilere düştü.. Anayasa değiştirildi..
Bari buna engel olmayın..
Olur mu? Maksat, “görev”i ifa etmek..
Onların “görev”i de, engel çıkarmak! Yapacaklar bu görevi..
Anayasa değişikliği ile, HSYK kararlarının ihraç şeklinde olanları da yargı denetimine açılıyor.
Buna da karşı çıkıyor YARSAV..
HSYK'nın ihraç kararları, bir yılda olsun olsun 5'i 10'u geçmez..
Geçmez de, anlaşılan Emine hanım, "Olsun, bir dava eksik kalsın. Ne olacak hem hakimliğe dönüp de? Biz çile çekiyoruz. Onlar bari çile çekmesinler" diyor olmalı.. Diyor ve itiraz ediyor, anayasa değişikliğine..
İşin şakası bir yana, ciddi sorularım var Emine hanıma..
Şuna karşı çıkıyorlar, buna engel oluyorlar da.. Seyfi Dede'nin çalışmaları hakkında, bugüne kadar hiç açıklama yapmadılar.. Seyfi Dede'nin çalışmaları hakkında, acaba YARSAV ne düşünüyor?
"Yıllarca Adalet Bakanlığı yapmış bir siyasinin, HSYK Başkanvekiline telefon edip, bazı hakim ve savcıları kendisine göndererek aracılık etmesi, fevkalade güzel ve yargı bağımsızlığına katkı sunan bir davranıştır. Seyfi Dede'ye teşekkür ediyoruz. Bu teşekkürümüzü unutulmaz kılmak için, yakında kendisine bir ödül de vereceğiz" mi diyor?
Söyler misin Emine hanım, Seyfi Dede'nin çalışmalarını, yargı bağımsızlığı ekseninde, nereye oturtuyorsunuz?
Hiçbir yere oturmuyor, değil mi?
Seyfi Dede de, oturmuyor çalışıyor zaten. Bir yandan Ergenekon davasına bakan hakimi HSYK Başkanvekili ile görüştürüyor. Bir yandan "kafadan" hakimlerin atama işleri için HSYK'yı arıyor.
Ama ne hikmetse, mevcut Adalet Bakanı'nın HSYK görüşmelerine, kanun gereği katılmasına çok sert itirazlarda bulunan YARSAV, 15 yıl önceki Adalet Bakanı'nın HSYK Başkanvekili'ne talimat vermesine gıkı çıkmıyor!
Niye gıkınız çıkmıyor YARSAV'ın böyyüük hukukçuları?
O da sizin dernekten mi yoksa?
Ciddi olarak soruyorum Emine hanım... Seyfi Dede'nin faaliyetleri bu kadar ortada iken, Seyfi Dede'ye niye küçücük bir itirazda bulunmuyorsunuz?
Derneğinizin üyesi olan HSYK Başkanvekili'ne, "Sen siyasilerin isteklerini, torpil taleplerini nasıl dinlersin. Telefonu yüzüne nasıl kapatmazsın" niye diyemiyorsunuz?
Süslü kelimelerle anlattığınız, "hukukun üstünlüğü" ilkesine, "yargı bağımsızlığı" ilkesine minnacık bir saygınız varsa, HSYK Başkanvekili'ni, anında derneğinizden ihraç etmeniz gerekmez miydi? Demeniz gerekmez miydi: "Sen ne yapıyorsun Kadir baba.. Seyfi Dede ile, işi pişirmişsin. Bu telefonlar da ne böyle? Bizim Hakkari'de görev yapan hakimimiz, Ağrı'da görev yapan savcımız, Seyfi Dede’yi aracı ederek mi sana ulaşacak? Böyle bir aracılık, yüksek yargıdaki hakimlere hiç yakışmıyor!"
Devamında niye sormadı: "Kadir baba.. Seyfi Dede'nin yakınları, onun telefonu ile seni gelip buluyorlar. Konuşuyorsun.. Devlet işlerinde öyle konuşup, konuşulanları çöpe atmak var mı? Bak, Başbakan'a soruyoruz, Dolmabahçe'de Genelkurmay Başkanı ile ne görüştün?' diye.. Sen de anlat bakalım, Seyfi Dede'nin gönderdiği hakimlerle ne görüştünüz?"
Hadi Emine hanım, bizi mahcup et.. Sor şu Seyfi Dede’ye: “Kadir baba ile arasındaki ilişki nedir.”
Nedir ki, her telefon açışında, “tamam, olur, gelsin” diyor!
VAKİT