Başbakan, yargı içinde dernekleşme faaliyetlerini eleştirdi ya..
YARSAV’ın kurucu Başkanı Faruk Eminağaoğlu’ndan hemen itiraz geldi: “Sayın Başbakan’a açık çağrı yapıyoruz: Meclis’i toplayın, gücünüz yetiyorsa YARSAV’ı kapatın. Hukuk devletinde, hukukun ne olduğunu hukuk size gösterecektir!”
Bu sözler, Başbakan’ın şahsında TBMM’ye, TBMM’nin de şahsında millete meydan okumadır aslında..
Evet, meydan okunan, millettir..
Milletin meclisine meydan okumaktır.
Millet isterse, o dernek kapanır..
Var mı askeriyede dernek?
Millet yaptığı kanunlarla yasaklamış, askeriyede dernekleşmeyi..
Yine istenilirse, yargıda da yasaklanır, dernekleşme..
Ne yani, yargıdaki dernek, millet için “olmazsa olmaz” bir hayati unsur mudur?
Kimdir ki YARSAV?
Ne yapmıştır bugüne kadar?
Millete ne katkı sunmuştur?
Bizim sözlerimize inanmazsanız, açın internet sitelerini, kendi ağızlarından okuyun, bugüne kadar millet için ne yaptıklarını..
Daha doğrusu bir şey yapmadıklarını!..
Ben sizin yerinize, açıp okudum, YARSAV’ın faaliyetlerini: “Adalet Bakanlığı internet sitesinde mahkemelerin Adalet Bakanlığı’nın Taşra Teşkilatı olarak gösterilmesine son verilmesi yönündeki başvurumuz kabul edilerek bu yönde değişiklik yapılmış, böylelikle yürütme erki içinde erimiş görüntüsünden kurtarılarak bir erk olarak bağımsız mahkemelerin algılanması sağlanmıştır.”
Aman ne büyük başarı! İnternet sitesinde mahkemeler, bakanlığın taşra teşkilatı olarak görülse ne olur, görülmese ne olur?
Mahkemedeki hakim, bakanlıkta kim oturursa otursun, HSYK’da kim bulunursa bulunsun, özgürce karar veriyorsa, isterse taşra teşkilatı olarak tanıtılsın.. Ne zararı olabilir ki? Tamam, taşra teşkilatı olarak tanıtılmasın ama, bunu da bir kazanım olarak göstermek, ne kadar kısır bir çalışma mantığı?
Ama ben YARSAV’cılara daha önemlisini söyleyeyim.. Bugün HSYK’nın baskısı ile, aynı mahkemede başka davalar üç ay gün atarken, HSYK üyelerinin açtıkları davalar, 20 günde bir duruşma yapılarak yürütülüyor.. Haberiniz var mı bu gerçeklerden, YARSAV’cılar?
Başka davalarda “basın özgürlüğüdür” denilirken, HSYK üyelerinin açtıkları davalarda, 5’er, 10’ar milyar tazminata hükmediliyor, haberiniz var mı sizin?
Önemli olan, bu baskıların önlenmesi.. Yoksa internet sitesinde mahkemeler şuraya yazılmış, buraya yazılmış, ne farkeder ki?
YARSAV, başka neyi gösteriyor, faaliyetleri olarak: “Yargıtay ve Danıştay’da görev yapan ve hafta sonu da işyerinde çalışan çok sayıda meslektaşımızın ortak problemi olan kışın cumartesi ve pazar günleri kaloriferlerin yakılmaması uygulamasına başvurumuz üzerine son verilerek hafta sonu da meslektaşlarımızın sıcak bir ortam bulmaları sağlanmıştır.”
Amanin ki ne amanin. Ne büyük başarı bu?
Bunun için dernek mi kurmak lazım yani?
Açarsınız telefonu Adalet Bakanlığı’na, söylersiniz, olur biter..
“Heey Adalet Bakanı.. Şu an senin makamında kalorifer yanıyor mu, yanmıyor mu? Senin odan sıcak ise, ben devletin hakimi olarak, devletin işi için şu an çalışıyorum, benim odam niye sıcak değil” dersin, olur biter..
Ama, hafta içinde dernekdaş sanıkların bir gün Erzurum’da, bir gün Yargıtay’da, bir gün bir başka ildeki duruşmalarına gider, sonra da işleri hafta sonuna bırakırsanız, sıcak-mıcak ortam istemeye de hakkınız olmaz tabii.
Başka ne kazanımları olmuş, bu derneğin?
“Yüksek yargı kararlarının tümünün yayınlanması için dava açıldı!”
Hah işte.. Bu; işe yarar bir faaliyet.
Peki ne oldu o müracaatınız?
Sonuçlanmadı değil mi?
Sonuçlanmaz tabii. Yüksek yargıdaki hakimlerin büyük çoğunluğu sizin üyeniz olsa da, bu haklı istek, “kabul görmez” tabii..
Çünkü tüm kararlar yayınlandığında, çelişkili kararlar çıkacak ortaya.. Onun için de kendi seçtikleri kararların yayınlanmasına izin veriyor, yüksek yargıdakiler..
Seçip, beğenip, onları veriyorlar yayına.. Diğerleri ise, gizli kasada..
Tesadüfen aleyhine karar verilen bir vatandaş çıkarıp, basına intikal ettirirse, duyuluyor. Basına intikal etmezse, öylece kalıyor..
“Ahmet’e böyle”, “Mehmet’e şöyle” kararlar, aynı ülkede, aynı günlerde veriliyor, kimsenin ruhu bile duymuyor..
YARSAV da çıkmış, göstermelik dava ile, halkı uyutuyor..
Haydi bakalım, YARSAV’cılar.. Halkın bilgilenme hakkı ile ilgili azıcık samimiyetiniz varsa, “Tüm yargı kararlarının yayınlanması” talebinizde ısrarcı olun bakalım..
Olun da, neticeyi görelim..
Yoksa, yüksek yargıya üye seçerken, referans olsun diye dernek kurarsanız, yüksek yargıya seçilen üyelerin büyük çoğunluğunun bu dernekten olmasını sağlarsanız, sizin o derneğiniz, bahsettiğiniz Batılı anlamda bir dernek değil, olsa olsa klik derneği olur..
Klik derneği de, “yüksek yargıya kendisine yakın adayı seçtirir” ama, “tüm kararların yayınlanması” isteğini hayata geçirtemez.. Kararı verecek olanlar, kendi derneklerinin üyeleri olduğu halde!
VAKİT