Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gezi olayları sırasında Kızılay'da başından vurulan Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin davada, polis memuru Ahmet Şahbaz'a verilen 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasını az bularak, bozulmasını istedi.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin yargılanan polis memuru Ahmet Şahbaz'a, "haksız tahrik altında adam öldürmek" ve "kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak" suçundan 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası vermişti.
Kararın, sanık avukatları ve Ethem Sarısülük'ün ailesinin temyiz etmesi üzerine dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına geldi.
Başsavcılığın tebliğnamesinde, sanık polis Şahbaz'ın, karşısındaki grubu görüp, hedef gözeterek ateş ettiğinin anlaşılması karşısında, hakkında kasten adam öldürme suçundan hüküm kurulması gerekirken, olası kastla öldürmek suçundan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu belirtildi.
Olay günü yaşananlar
Tebliğnamede, Kızılay'da olay günü yaşanan ayrıntılara da yer verildi.
İstanbul Gezi Parkı'ndaki ağaçların kesilmesine karşı yapılan gösterilere destek vermek amacıyla Ankara'nın çeşitli semtlerinde gösteriler yapıldığı, olay tarihinde de Kızılay Güvenpark'ta gösteriler düzenlendiği belirtilen tebliğnamede, Güvenpark içerisinde bulunan havuz ve YKM mağazası sağ tarafında çevik kuvvet ekiplerinin konuşlandırıldığı hatırlatıldı.
Tebliğnamede, polis helikopterinden Kumrular Sokak üzerinden Milli Müdafaa Caddesi'ne doğru kalabalık bir grubun slogan eşliğinde yürüyüş yaptıkları bilgisinin alınması üzerine, Güvenpark havuzu önünde ve Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde konuşlanmış personele, Kumrular Sokak'tan gelen grupla, Kızılay'dan gelen grubun arasında kalmamaları ve Başbakanlığı korumaları için Güvenpark Kumrular girişine kadar geri çekilme talimatı verildiği ifade edildi.
Bunun üzerine personelin Milli Müdafaa Caddesi içerisine çekildiği, Çevik Kuvvet ekibinin telefon kulübelerinin bulunduğu ağaçlık alandan geçerken beton oturakların geçişi engellediği, bir kısım personelin ve kalkanların yere düştüğü kaydedilen tebliğnamede, bu sırada, göstericilerin bu gruba taş attıklarının belirlendiği kaydedildi.
Geri çekilen personel içerisinde bulunan ve arkada kalkancı olarak görev yapan sanık polis memuru Ahmet Şahbaz'ın, geri çekilirken Güven Park'ın köşesinde bulunan telefon kulübelerinin yan tarafında arkadaşlarının arasından ayrılarak ön tarafta gösteri yapan gruba doğru yürüdüğü, o sırada yere düşen bir göstericinin yüzüne tekme attığının tespit edildiği belirtilen tebliğnamede, göstericilerin de polise taş attıkları ifade edildi.
Tebliğnamede, yerden kalkan gösterici uzaklaşmaya çalışırken, sanık polis memuru Ahmet Şahbaz'ın tabancasının mekanizmasını kurduğu ve silahı havaya kaldırarak iki el ateş ettiği, grubun paniklediği, sanığın silahını bu sefer yere paralel tutup karşıdaki gruba doğru bir el daha ateş ettiğinin tespit edildiği de aktarıldı.
Grup içerisindeki Ethem Sarısülük'ün, başından yaralanarak yere düştüğü, sanığın ateş ettikten sonra hızla geri dönüp kaçmaya başladığının da belirlendiği kaydedilen tebliğnamede, Ethem Sarısülük'ün hastaneye götürüldüğü ancak yapılan tedaviye rağmen hayatını kaybettiği, maktulün beyin dokusu içinde elde edilen bir adet mermi çekirdeğinin sanığın silahından atıldığının tespit edildiği belirtildi.
Tebliğnamede, "Olayda, sanık polis memuru Ahmet Şahbaz'ın karşısındaki grubu görüp, hedef gözeterek ateş ettiğinin anlaşılması karşısında, hakkında kasten adam öldürme suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 81. maddesi gereğince hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin yerinde görülmeyen yazılı gerekçeyle olası kastla adam öldürme suçundan hüküm kurulması yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması talep olunur" denildi.
TCK'nın kasten öldürmeyi düzenleyen 81. maddesi, bir insanı kasten öldüren kişiye, müebbet hapis cezası verilmesini öngörüyor.
Haksız tahrik indiriminde hak ve nesafet kuralları
Uygulamaya göre haksız tahrik oluşturan hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, temel cezadan 1/4'den 3/4'e kadar ceza indirim öngören TCK'nın 29. maddesinin uygulanması sırasında "hak ve nesafet kurallarına" uygun şekilde makul bir ceza tayini gerekirken, 2/3 oranında indirim yapılarak eksik ceza tayini nedeniyle de hükmün bozulması talep edildi.
Tebliğnamede, suçun TCK'nın belli haklardan yoksun kılmayı düzenleyen 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen, sanık hakkında aynı yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması da hukuka aykırı bulundu.
TCK'nın, 53. maddesinin birinci fıkrası, "kişinin, kasten işlediği suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden yoksun bırakılmasını" öngörüyor. Kanun'un 53/5. maddesinde ise "birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkumiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir" hükmü yer alıyor.
Ayrıca, sanığın olayda kullandığı tabancanın, zati silahı olup devlet malı olmadığı anlaşıldığından TCK'nın 54. maddesi uyarınca zor alımı yerine idareye teslimine karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğu belirtilen tebliğnamede, tüm bu nedenlerle hükmün bozulması talep edildi.
Başsavcılık tebliğnameyi, davayla ilgili son kararı verecek Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderdi.
Tebliğnamenin bağlayıcı niteliği bulunmuyor.
AA