Yargıtay'dan "Mısır Çarşısı" Davasına Onama Talebi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Pınar Selek hakkında İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının onanmasını istedi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin davada, tutuksuz yargılanan sosyolog Pınar Selek hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Pınar Selek'in ''Devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak'' suçunu düzenleyen 765 sayılı eski TCK'nın 125. Maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar veren mahkemenin kararının temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay'a geldi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı tebliğnamede, Selek hakkındaki hapis cezasının onanmasını istedi. Tebliğnamede, temyiz itirazlarının reddine, usul ve yasaya uygun hükümlerin onanmasına karar verilmesi talep edildi. 

Tebliğnamede, diğer sanıklar Abdulmecit Öztürk ve Heval Öztürk hakkında verilen hapis cezalarının da onanması istendi. 

Başsavcılığın tebliğnamesinde, patlayıcı madde bulundurmak suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan sanık Maşallah Yağan'ın cezasının ise bozulması talep edildi. Sanığa yüklenen suçun gerektirdiği cezanın yasada belirtilen türü ve üst sınırına göre davanın, 10 yıllık asli, 15 yıl kesintili zamanaşımı süresine tabi olduğu vurgulanarak, suçun işlendiği 4 Temmuz 1998 tarihinden 15 Kasım 2013 günlü inceleme tarihine kadar bu sürenin geçtiğinin anlaşıldığı kaydedildi. Tebliğnamede, bu nedenle hükmün bozulmasına ve zamanışımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi talebinde bulunuldu.

Başsavcılığın tebliğnamesi Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderildi. Davayla ilgili son kararı 9. Ceza Dairesi verecek. 

Davanın geçmişi

Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nda 1998 yılında 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi daha önce "patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespitinin yapılamadığı" gerekçesiyle Pınar Selek hakkında beraat kararı vermişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise Selek'in ''sosyolojik araştırma yapma'' adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiğini, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiğinin anlaşıldığını belirterek, beraat kararını bozmuştu. Daire, eylemin, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125. Maddesinde tanımlanan devlet güvenliğine karşı suçu oluşturduğuna hükmederek, Selek'in 125. madde kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Daire'nin bu kararına itiraz etmesi üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gelmişti. Başsavcılık itiraz başvurusunda, patlamanın nedeninin tam olarak tespit edilemediği öne sürülerek, bu nedenle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat kararının yerinde olduğunu savunulmuştu. Başsavcılığın itirazını reddeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2010 yılında,  9. Daire'nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetmişti.

Bunun üzerine dosyayı tekrar görüşen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011 tarihli duruşmada, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, sosyolog Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında verilen beraat kararının bozulması yönündeki kararına karşı direnme kararı almış, diğer sanıklar Kadriye Fikret Sevgi, Heval Öztürk ve Maşallah Yağan açısından ise bozma ilamına uyulmasını kararlaştırmıştı. Mahkeme, 22 Kasım 2012'deki duruşmada ise Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkındaki beraat kararında direnmekten vazgeçmişti. 

 

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı