Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabi olarak süreli sözleşmeyle çalışan öğretmenlerle birden fazla süreli sözleşme yapılması halinde, bu sözleşmelerin süresiz sözleşmeye dönüp dönmediği konusunda daireler arasında görüş ayrılığı bulunması nedeniyle bu aykırılığın giderilmesi için konunun İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca görüşülmesini kararlaştırdı.
Büyük Genel Kurul, oy çokluğuyla 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 9. maddesinde belirtilen sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğuna hükmetti.
Kararda, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun yürürlükte olduğu yaklaşık 40 yıl içerisinde iş sözleşmesinin "en az bir yıl süreli olmak kaydı" ile yapılacağının açıkça belirtilmesi ve süresi, yenilenmesi ve uzatılmasına ilişkin hükümlere yer verilmesi nedeniyle bu sözleşmenin belirli süreli olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı ancak 5580 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra kanun koyucu tarafından farklı düzenleme öngörülmediği halde, sözleşmenin belirli süreli mi yoksa belirsiz süreli mi olduğu noktasında Yargıtay daireleri arasında içtihat farklılığı oluştuğu anlatıldı.
5580 sayılı Kanun'un öncelikle uygulanması gereken mevzuatı içerdiği belirtilen kararda, bu itibarla sözleşmenin mahiyetinin tespitinde bu kanuna dayanılarak çıkarılan Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği hükümlerinin irdelenmesi gerektiği bildirildi.
Kanun'da "yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesinin, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı yapılacağı"nın belirtildiğine yer verilen kararda, maddenin devam cümlesinde "mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen ve öğreticileri ile bir yıldan daha az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabileceği"nin öngörüldüğü aktarıldı.
Kararda, "en az bir takvim yılı süreli" ibaresinin hangi sözleşme türünü ifade ettiği konusunda ortaya çıkan tereddüdü ortadan kaldırmak bakımından aynı maddenin ikinci cümlesinin göz önünde bulundurulması gerektiği, bu kapsamda "bir yıldan daha az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabilir" ibaresinden hükmün belirli süreli sözleşmeyi düzenlediğinin açıkça anlaşıldığı kaydedildi. Kararda, "Buna göre birinci cümledeki ibarenin belirli süreli sözleşmeyi amaçladığı tartışmasızdır." denildi.
İlgili yönetmeliğe göre de açıkça sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihlerinin belirtilmesi gerektiği vurgulanan kararda, başlangıcı ve bitişi sözleşmenin yapıldığı tarihte belirlenen bir sözleşmenin ise asgari süreli sözleşme olarak kabul edilemeyeceği, bu tür sözleşmelerin niteliği itibarıyla belirli süreli iş sözleşmesi olduğu ifade edildi.
Kararda, kanun hükmü ile sözleşmenin belirli süreli yapılması gereken hallerde belirli süreli sözleşmenin zincirleme yapılmasının da sözleşmenin belirli süreli olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ifade edildi.
AA