Yardım paralarının, hâlâ üzerinde yatan parti!

Ali İhsan Karahasanoğlu

“Nice yıllara” mı diyelim?..

“Tez elden, kapınıza mühür vurulsun” mu diyelim?..

Yoksa, başka bir dilekle mi kutlamada bulunalım?

Kimi ve niçin kutlama?

CHP’yi ve 88. kuruluş yıldönümünü...

“Aaaa, 88 yıl mı olmuş, CHP kurulalı?” diyeceksiniz.

Maalesef..

88 yıl olmuş. Ama şöyle bir hafızanızı yokladığınızda, “Ne yapmış” diye sorguladığınızda, bir kalemde söyleyebileceğiniz bir şey yok.İstanbul’da oturanlar için, Boğaz Köprüsü mü onların eseri? Yooo.

Metro mu onların eseri? Yooo.

Ankara’da oturanlar için, üst köprüler mi CHP’nin eseri? Yooo.

Birbirinden güzel parkları mı, CHP imzalı? Yooo.

Türkiye genelinde bakalım..

CHP imzalı ne var bu ülkede?

Yasaklardan ve engellemelerden başka?

Kuruluşunda usulsüzlük.. 88. yılına gelmiş, yine usulsüzlük..

Nasıl yani?

Şöyle..

Bu parti kurulurken, yurtdışındaki Müslümanlardan, halifeliğin kurtarılması için gönderilen yardım paraları, devlet kasasına koyulması gerekirken, tuttular CHP’nin kasasına koydular..

O zaman için, makul gibi görünen bir gerekçeleri de vardı..

Neydi o? “CHP dışında bir siyasi parti yok ki. Tek partili bir sistemde, herkesin tek partisi var. Dolayısı ile, CHP’nin parası, milletin parası demek. Milletin parası, CHP’nin parası demek!”

Gel zaman, git zaman, çok partili siyasi hayata geçtik.

Hemen anında ne yapılması gerekirdi?

Devletin kasasına koyulması gerekirken, tek partili sistem sebebi ile CHP’nin kasasına konulan dış yardımların tamamı, ya bütün partilere dağıtılmalı ya da devlet hazinesine konulmalı idi..

Yapıldı mı? Hayır..

Dış yardımları CHP direkt kullanamıyormuş da.. Aslında o para ile Türkiye İş Bankası’nın kuruluşu finanse edilmiş de.. CHP’nin sadece bu bankada hissesi varmış, gelirler anayasal kuruluşlara gidiyormuş da..

Boşverin hikayeyi..

Halifeliğin kurtarılması için gelen para, bambaşka bir amaçla kullanıldı mı, kullanılmadı mı?

Bugün dahi, bu el koyma, sözde sosyal demokrat siyasetçilerin oluru ile sürdürülüyor mu, sürdürülmüyor mu?

Deniz Feneri davasında, yardım paralarının başka amaçlarla kullanıldığını iddia eden CHP’nin kendisi, dış ülkelerdeki Müslümanlardan gelen yardım paralarına el koyup, İş Bankası hisseleri olarak gaspını sürdürüyor mu, sürdürmüyor mu?

Bu sorulara cevap versin, CHP’nin sosyal demokratları.

Kuruluşunda usulsüzlük olan partinin, ahirinde düzgünlük olur mu? Mümkün değil.

Alın işte, 2009 belediye seçimlerinde, CHP’li Bakırköy Belediye Başkanı’nın yaptıkları..

Beyefendi, parti adayları lehine cep telefonu SMS’leri ile yaptığı propaganda için 1 milyon liraya yakın harcamayı, belediye bütçesinden yapmış.

Kimse farkına varmasa, böylece kapanıp gidecekmiş iş.. Ama olmamış.. Bir dilekçe.. Bir şikayet. Etik Kurulu’nun bir incelemesi..

Sonuçta belediye bütçesinden yapılan harcamanın yanlışlığı, Etik Kurulu tarafından karara bağlanmış.

Ondan sonra uyanmış CHP’li Belediye Başkanımız ve harcama miktarını, kendi cebinden belediye kasasına koymak zorunda kalmış.

Başı usulsüzlük olanın, ahiri de usulsuzlük oluyor işte..

Her neyse.. CHP’liler, bugün Anıtkabir’e gidip, 88. kuruluş yıldönümü vesilesi ile törenler düzenleyeceklermiş.

Haydi bakalım, 88. yılı bir dönüm noktası yapsınlar.. Şu usulsüzlüklere bir son versinler..

İş Bankası’ndaki hisseden işe başlasınlar..

Bu hisseyi, devlet hazinesine iade etsinler..

Arkasından, Bakırköy Belediye Başkanı’nın uyanıklığının hesabını sorsunlar.

“Var mı öyle, Etik Kurulu tespit edince parayı kasaya koymak.. Ya Etik Kurulu’na müracaat eden olmasaydı? Ya Etik Kurulu bu yanlışlığı tespit edemeseydi? Sen kendi reklamını, partinin reklamını, belediye bütçesinden mi yaptırmış olacaktın?” desinler..

Desinler ve Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’i, partinin kapısına koysunlar..

Koysunlar ki; partinin gerçekten yolsuzluklara karşı olduğuna inanalım..

Yoksa?!..

“Başlangıcı aşırma.. Sonu da böyle gidiyor” der, kutlamamızı öyle yaparız..

Artık böyle bir partiye, kutlamada ne demek gerekiyorsa!

YENİ AKİT