HAKSÖZ-HABER
AK Parti iktidarının açık bir şekilde yanlış olduğunu bildiği bu uygulamalara 15 Temmuz hadisesi sonrası geri dönmesi ve vali Tuncay Sonel'in bunu marifetmiş gibi ilan etmesi olacak iş değil.
Tunceli-Pülümür????????Kahramanlarımız gönderdi az önce.Allah kahraman güvenlik güçlerimizin ayağına taş değdirmesin.???????? pic.twitter.com/wzDvjoRUfL
— Tuncay Sonel (@tuncaysonel) May 1, 2020
Ahmet Yıldız'ın “Ne Mutlu Türküm Diyebilene!” isimli kitabında belirttiği gibi, resmi ideolojinin kurguladığı ve dağlara taşlara kazıdığı “Türk” tanımı her şeyden önce bir kavmiyet olan Türklüğün saptırılması, tahrifi anlamına gelmektedir.:
“’Kâmil’, ‘hakiki’ veya ‘öz’ Türk; Türkçe konuşan, Batılılaştırılmış yekpare Türk kültürüne bağlı, Cumhuriyetçi ülküyü benimseyen ve Türk soylu olandır. Bu tanımın dışına çıkan kişi, ‘Türk vatandaşı’ olsa bile gerçek manada Türk olamayacağı dolayısıyla ‘yarım vatandaşlık’, ‘misafir’ ve hatta ‘vatan haini’ gibi yakıştırmaları hak etmiştir.”
Siyasi tarihinde sistemin klasik şablonlarından sıyrılarak Çözüm Süreci, Kürt Açılımı gibi önemli kazanımlara imza atmış bir kadronun bugün kendini inkar edercesine bu tür vesayetçi ve ırkçı olduğu apaçık belli olan cahili terkiplere yaslanma noktasına gelmesi son derece trajik bir durum olup bunu haklı çıkaracak hiçbir mantıklı izah bulunmamaktadır!
Öte yandan belirli kesimlerin konuyla alakalı olarak meseleye bölgeci bir perspektifle yaklaştığı, bu sloganı salt Doğu Anadolu’da uygulandığı için eleştirdiği görülüyor. Oysa bu slogan atıldığı ve devlet eliyle uygulandığı bölge her neresi olursa olsun cahiliye mantığının ürünü bir hastalıktır. Bu slogan ve mündemiç olduğu zihniyet Türkiye’deki problemlerin bizatihi ana kaynağıdır! Bunu herkesin Türk olduğu bir şehirde de yazsanız yine de bunun cahiliye mantığı olduğu gerçeğini değiştiremezsiniz. Araplığıyla, Türklüğüyle, Kürtlüğüyle övünmek, mutluluğu etnik mensubiyette aramak cahiliye mantığına yelken açmaktan başka bir şey değildir!