Beklendiği gibi oldu: Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Başsavcısı'nın AK Parti'ye kapatma davası açılması talebini kabul etti…
Böylelikle aylarca sürecek “kapatma davası maratonu” resmen başladı…
Başsavcının “yargı darbesi girişimi” artık Anayasa Mahkemesi'nde…
Bu bir maraton-gündem: Sonuçta ne olacağını hep birlikte göreceğiz…
“Davanın açılması kabul edildi” diye kimse çıkıp da sonuç hakkında “garantili” söylevlere dayalı sevinç gösterileri yapmasın:
Ulusalcı-Laikçi cephenin zafer çığlıkları attığı 27 Nisan “sanal muhtırası” ve hemen ardından gelen 367 Maçı'nın finalinde ne olduğunu hatırlıyoruz değil mi?
* * *
Şimdi “askeri darbe girişimi” hakkındaki yayınımıza geri dönelim…
Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Özden Örnek'in bilgisayarından çıktığı bir hafta önce İstanbul Emniyet'ince kanıtlanan “Darbe Günlüğü” hakkında savcılardan hala ses seda yok…
Emekli oramiralimiz de suskun…
Örnek Paşa, Nokta dergisinin yayınını müteakip günlüklerin kendisine ait olmadığını iddia etmiş…
Derginin Genel Yayın Müdürü Alper Görmüş hakkında “iftira” davası açmıştı…
Sonunda ne oldu?
Ergenekon Soruşturması'nı yürüten savcı Zekeriya Öz Alper Görmüş'ten aldığı CD'yi inceletti:
Uzmanlar, Sarıkız ve Ayışığı kod adlı darbe girişimini anlatan günlüklerin bulunduğu CD'nin Oramiral Özden Örnek'e ait bilgisayarda yazıldığını ispatladılar!
“Darbe Günlüğü”ne bunca zamandır “yok” muamelesi yapan “Egemen Medya” bu kapı gibi gerçekle ilgilenmemeye devam ediyor…
Ergenekon çetesine “fasa fiso” diyen de aynı medya…
Mehmet Ali Erbil'in bir esprisi üzerinden akıllarınca Ergenekon soruşturmasını sulandırmaya yeltenenler, “Ulusalcı Bomba Kardeşliği”nin ortaya çıkmış olmasından çok büyük rahatsızlık duyuyor olmalılar…
Ergenekon çetesi aleyhinde tek laf etmeyen Hürriyet ve Cumhuriyet yöneticilerinden “Darbe Günlüğü”nü de inkar etmelerini bekliyorum!
* * *
“Darbe hazırlığı” yaptığı ortaya çıkarılan Ergenekon çetesinin yolu beş yıl önceki Sarıkız operasyonu ile kesişiyor…
28 Şubat çizgisini; BÇG fişlemelerini güncelleyerek ve EMASYA yapılanmasını kullanarak sürdürmek isteyen, buradan yola çıkarak darbe planlayan Statüko Kalıntıları'nın Ergenekon çetesini imal ettikleri aşikar…
Son iki yıldır yaşadığımız provokasyonların birbirleriyle bağlantıları Ulusalcı Ergenekon örgütü temelinde ortaya çıkarılıyor…
Mesela, iki astsubayın aylarca inkar ettikten sonra “Hrant Dink'in öldürüleceği ihbar edilmişti, üstlerimize bildirdik, ilgilenmediler” şeklindeki açıklaması, birçok çarpıcı bağlantıdan sadece birisi…
Dink Suikastı'nda “hem jandarma, hem de polisin içinden işbirlikçiler olduğu” anlaşılıyor…
Danıştay Saldırısından Dink Suikastı'na kadar uzanan provokasyonları; Ergenekon'un planladığı “darbe hazırlığı” kapsamında ana resmin içine koymak gerekiyor…
Ergenekon altyapısı da Sarıkız-Ayışığı operasyonlarından kalma:
Yani, “her başarısız girişimden sonra yeni bir darbe hazırlığının örgütlendiği” bir süreçten bahsetmek gerekiyor!
* * *
Darbe günlüklerinin Nokta'da yayınlanması nedeniyle yargılanan Alper Görmüş'ün avukatı Ümit Kardaş “Günlükteki darbe kanıtlandı, sorumluları da yargılanmalı” diyor…
Muhtıra girişiminde bulunan dört kuvvet komutanı hakkında neden yasal işlem başlatılmıyor?
Darbe günlüklerinin gerçek olduğu belgelendiğine göre “Sarıkız” da Ergenekon dosyasına girmelidir…
Yargı, demokratik düzeni kontrgerilla faaliyetleri yürüterek değiştirmeyi amaçlayan darbeci örgütlenmelerin üzerine gidecek mi, gitmeyecek mi?
Yaman soru budur!
Yeni Şafak gazetesi