Çözüm sürecinin koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan NTV'de gazetecilerin sorularını yanıtlarken, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın yol haritasıyla ilgili sözlerine cevap verdi. Akdoğan, "HDP heyeti 12 Eylül'de yol haritasının muhtevasını gördü" dedi.
Akdoğan, "Yol haritasında neler var?" sorusuna "Bunun ayrıntılarıyla ilgili bir şey söylemek istemiyorum" karşılığını verirken şunları söyledi:
"Çözüm sürecine ciddi bir toplumsal destek var. Ciddi bir sorun. Kangren olmuş bir sorun. Türkiye’nin birlik ve beraberliğini tehdit eden bir sorun. Hükümet toplumun kabul etmeyeceği, içine sinmeyeceği bir adım atmaz. Toplum istemezse çözüm olmaz. Gelinen noktada bir anlaşma var. Son olaylar bir kırılma meydana getirdi. En son yaptıkları temaslar daha umutlu konuşuyorlar. Bizim için hukuk düzeni, kamu güvenliğinin tesis edilmesidir. Bunun üzerine yol yürünecekse yürünür. Binlerce insan dağda tehdit olarak duruyor."
Başbakan Yardımcısı, "Taslak metinden bahsediliyor. HDP’liler gördüler görmediler.. Demirtaş biz yol haritasını görmedik diyor" şeklindeki bir hatırlatmaya da şu yanıtı verdi.
"Bunlar çok yakışıksız ifadeler. Yalan gibi ajitatif laflar. Kimse kimseyi kandırmaz. Ahmet Davutoğlu’nun kesinlikle yalan konuşmayacağını herkes bilir. Bu tür ifadeleri duymak istemez. Davutoğlu’nun ilk toplantısı budur. Çözüm kurulu oluşturmuştur. Bu konuya verdiği önemi gösterir. Görüşmelerdeki muhtevayı belirlemiştir. 12 Eylül’de HDP heyeti adaya gitmiştir. HDP ve tüm bileşenleri bu muhtevayı Eylül ayında görmüştür. İlla bir şey vermek anlamına gelmiyor. Bu konu görüşülmüştür, paylaşılmıştır. Kandil’e de diğer muhtevalarla da. Kırsaldaki şiddet son bulacak denmiştir. Siz biliyorsunuz bu muhtevayı diye Başbakanımız kendilerine iletmiştir. En son Kandil’e gittiklerinde bu mesele yeniden ele alınmıştır. Bu konular görüşülmüş konuşulmuş olmasına rağmen bu şiddet olayları niye oluyor."
Demirtaş'ın 'yol haritasını görmediğine dair net ifadeler kullandığı' anımsatılınca da Akdoğan şöyle konuştu:
"Çok net ifade ediyorum, İmralı da yol haritasının muhtevasını biliyordu. Onlar da 12 Eylül'de gittiler orada gördüler. Başbakanla görüşmede 'siz de biliyorsunuz işte muhtevayı' diye kendileriyle konuşuldu. Biraz önce Sırrı Süreyya Önder süreç böyle ilerleyecek diye konuşuyordu. Görmedilerse nereden biliyorlar."
Akdoğan, Demirtaş'ın "Beni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar" ifadeleri için de şunları söyledi:
"HDP'yi önemsiyoruz. Burada süreçte muhataptır. Meclis'te de çözüm sürecinde bir takım çalışmalar yapıyoruz. Siyasi aktörün eli güçlendirilmeli. Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı adaylığında da söyledim. Bir dönem siz devleti hasım olarak görüyorsunuz sonra da o devletin başına cumhurbaşkanı olmak için aday oluyorsunuz. Ben şunu söyledim. Çözüm süreci vurgusuyla aday olan Erdoğan'ın yüksek bir oy alması ile Demirtaş'ın aldığı oy totalde çözüm sürecine katkı olarak görülebilir. Sürece ivme kazandırmıştır. Burada neticede bir yanlış yapmıştır. Bir siyasi parti böyle bir çağrı yapabilir mi? Duvara toslamıştır. Eleştiri alması doğal."
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Kobani eylemlerinde Abdullah Öcalan'ın mesajının da etkili olduğunu savundu:
"Kobani olaylarında Öcalan'ın rolü olduğunu düşünüyorum. Bazen genel bir gidişat oluyor, Öcalan da boşa düşmemek için bir pozisyon alıyor. Bu zaman zaman bazı olaylarda yaşandı. Ama son olaylarda böyle olduğu kanaatinde değilim. Öcalan'ın verdiği mesajın, bu olayları tahrik ettiği kanaatindeyim. Yani kardeşi üzerinden verdiği 15 Ekim mesajı, nereden çıktı. 15 Ekim diye bir tarih yok.
Öcalan'ın bu yaklaşımını HDP farklı bir şekilde araziye aktarmış olabilir. Bağlamını koparmış olabilir. Öcalan kontrollü bir gerginlik bekliyordu belki ama bunu araziye yansıması her şeyi yakıp yıkan bütün süreci bitiren çok negatif noktaya getirdi. Çıkmaz sokağa girip duvara çarptı."
Yalçın Akdoğan, Kobani ve IŞİD ile mücadele konularında hükümetin başından beri tutarlı bir tavır içinde olduğunu, pozisyonunun değişmediğini belirtti. "Bu koridor meselesi de PKK konusunda yapılan açıklama, PKK ile ilgili yapılan açıklamalardır ve hükümet bu görüşünün arkasında durmaktadır" diye konuştu.
ABD'nin Kobani'de PYD'ye yaptığı havadan silah yardımını da eleştirdi:
"Biz bu şekilde PYD'ye silah aktarımını doğru bulmuyoruz. Bugün de bulmuyoruz, Obama aramadan önce de bulmuyorduk. Obama görüşmesinde de bunu ifade ettik. Şimdi de bulmuyoruz. Burada Amerika, Türkiye'yi üzmeyecek şekilde, hassasiyetlerini, kaygılarını giderecek şekilde bir dil kullanıyor aslında."
Kaynak: NTV