Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamasıyla başlayan tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalar da ortaya çıkartmıştır ki Türkiye’de ahlak ve hukuk merkezli siyasi perspektif yokluğundan kaynaklanan büyük bir çözülme hali hakim.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki bir yanlışa karşı çıktığını iddia edenler o hatanın kendisinden çok daha büyük yanlışlara hatta yalan ve iftiralara imza atabiliyorlar. Rektör ataması sürecinde işleyişi es geçen uygulamalar hakkında Haksöz’ün tutumu bellidir. Ancak sol-Kemalist yapıların politik duruşları ahlaki olana karşıtlık üzerinden şekillendiği için yalan ve iftiraya başvurmaktan bir saniye bile geri durmuyorlar!
Gösterilerin sloganı haline getirilen ‘Aşağı bakma’ cümlesinin tamamen çarpıtma sonucu oluşturulduğunu yani bir yalandan ibaret olduğu yayınlanan videolar ile kanıtlandı. Polisin şiddet uygulamaktan geri durmayacağının farkında olarak şunu belirtmek isteriz ki, adaletten uzak sahtekar tutumlar insanların gözünde polis şiddetini dahi ‘anlaşılabilir’ bir konuma getirecektir!
Sol grupların ajite eden ve gerçeklikten uzak propagandif tarzları, Türkiye’de algı oluşturma güçleri de düşünüldüğünde halkı, yanlış uygulamaları görüp eleştirecek bir tavır alıştan uzaklaştırmaktadır. Sözde ‘hak’ arayışını yalan ve iftiralar üzerine inşa eden kesimler adalete de hak arayışına da en büyük darbeyi vuruyorlar!
Bu kesimlerin algı ve dezenformasyonla başka insanları yönlendirme kabiliyetleri, muhafazakar dindar kesimin siyasi bilinç noktasındaki zafiyetleriyle birleşince ortaya utanç verici tablolar çıkıyor. Olaylara sol zaviyeden yaklaşan kimi muhafazakar yazarlar İslami değerlere düşmanlığı saklamayan çevrelerin meşum söylemleri hakkında hiçbir şey demiyorlar. Bunun yanında gözaltına alındığı esnada başörtüsüne müdahale edildiğini öne süren kişinin iddiaları da reddedildi. Olayın mahiyetini şuan için tam olarak anlamak mümkün değil ama yayınlanan videoda olay pek anlatıldığı gibi gözükmüyor. İlerleyen günlerde gelebilecek bilgiler ışığında kesinliğe kavuşacak olan bu olaya Cumhuriyet ve Birgün 'balıklama atlayarak' son derece mahir oldukları manipülasyon işine girişmişler bile!
Netice olarak tecrübeyle sabittir ki yalan ve iftira üzerine kurulu olan söylemler, Boğaziçi tartışmalarından ayaklanma devşirmeye çalışan çevrelerin sık sık başvurduğu yöntemlerdir. Ancak bu rahatsız edici, gayri ahlaki tarzlarıyla en çok mantıklı, meşru muhalefet etme imkanını yok ettiklerinin farkında bile değiller! Zaten böyle bir dertleri olmadığı da yaptıkları işlerden belli…