Aydın Doğan ile ilgili, uzun süredir bir şey yazmak istemiyordum. Yazmadım da..
Sahibi olduğu medya organlarında, dindar insanlara karşı önyargılı tutum, tümü ile ortadan kalkmadı..
Kalkmadı ama; eskiye nispetle, en azından şeytana pabucunu ters giydirecek türden haberlerin artık yapılmadığını söylememiz mümkün..
Ama, dünkü Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan 28 Şubat Alt Komisyonu’nda, Aydın Doğan’ın söylediği yalanları not etmemiz de (hafızalarda yanlış kalmaması için) zorunlu...
Önce şunu hatırlatayım..
Aydın Doğan, Gümüşhaneli bir iş adamı..
Gümüşhane’ye maddi katkıları da olabilir.
Vardır da..
Ama Gümüşhane AK Parti milletvekilleri Feramuz Üstün ile Kemalettin Aydın eşliğinde komisyona gelmesi, hiç de doğru olmamıştır.
Gümüşhane halkı, bu iki milletvekilini seçerken, “Aydın Doğan’a TBMM'de eşlik etmesi için” oy vermemiştir.
Tam aksine; bu iki isme verilen oylar, Aydın Doğan’ın AK Parti aleyhindeki medya gücünün silinmesi için verilmiştir.
Gümüşhaneliler, Aydın Doğan hemşehrileri olmasına rağmen, Doğan Medya Grubu’nun her on çalışanından dokuzunun açıkça “CHP’ye oy vereceğim” açıklamalarının inadına, AK Parti’ye destek vermişlerdir. Bundan sonrasında, AK Parti’den milletvekili seçilenlerin, siyasi arenada, Gümüşhane halkı ile ters düşen bu “hemşehri”ye mihmandarlık yapmaları, kabul edilemez bir davranıştır.
Gelelim Aydın Doğan’ın süslü yalanlarına..
“Kamu bankalarından tek kör kuruş kredi almadım.. Ben kamu bankalarının kapısından geçmem” diyor büyük patron..
Ustaca söylenmiş bir yalan.
Kamu bankalarından kredi almamış olabilirsin. Peki kamu bankalarından aldığın reklamlar için ne dersin?
Aynı tiraja sahip gazeteler arasında ayrımcılık yapılarak sana fazladan verilen gereksiz reklamlar?
28 Şubat sürecinde Devlet Bakanlığı bir çalışma yapmış ve kamu bankalarından medyaya verilen reklamların boyutunu açıklamıştı. Rakamlar, dudak uçuklatacak boyutta idi.
Dolayısı ile, “Kamu bankalarından kredi almamakla iş bitmiyor. Benzer durumdaki özel bankalarla kıyaslandığında, diğer gazetelere verilen kamu bankası reklamları ile kıyaslandığında, ayrıcalık tanınarak fazla reklam almadım” diyebilirseniz, işte o zaman sözünüz doğru olur, Sayın Doğan.
“POAŞ, televizyonda açık artırmaya çıkarıldı. Ben ihalesiz almadım” diyor, Aydın Doğan..
Doğru, ihale ile aldın. Ama “altın hisse” yükümlülüğü ile ve o sebeple yüksek gibi görünen fiyatla aldın. Sonra, o yükümlülüğü, medya gücün sayesinde kaldırttın. Sahibi olduğun şirket, “yüksek fiyata almış” gibi göründüğü POAŞ’ı, bir çırpıda ucuza getirmiş oldu.
En az % 40 oranında, oturduğu yerden, fazla değer kazandın. POAŞ ihalesini bir başkası kazansaydı, o yükümlülüğü kaldıramazdı. Sen, o yükümlülüğü kaldırabileceğini bildiğin için o fiyatı verdin ve rakiplerini alt ettin!
“Yalan”, “doğru”nun içine nasıl ustaca gizlenmiş, görüyorsunuz değil mi?
“28 Şubat sürecinde hiç ihale almadım” bilgisi de tam bir ustaca söylenmiş yalan.
THY dergilerini bastırmaktan tutun..
Daha onlarca ihale var, Doğan’ın aldığı..
Ama trilyonluk teşviklerden bahsedeyim ben..
İhaleden de öte, müthiş bir kaynak aktarımından..
Gerçi yanındaki hergele de iyi bilir o hikayeyi. Biz Akit’te haber yapar, o da akşamları Kanal 7 ekranından, bizden aldığı manşetleri, “Nanana na! Doğan’ın teşvik oyunu” efektleri ile izleyiciye sunardı.
Ne mi olmuştu?
Kısa ve öz anlatayım.
Doğan ve Sabah grubu dağıtım işi için teşvik talebinde bulunuyor. Refahyol döneminin Hazine Müsteşarı, şartları oluşmadığı için reddediyordu. Nisan ayında reddedilen talep, Refahyol Haziran’da yıkılıp, Anasol-M kurulur kurulmaz, Ağustos ayında kabul ediliyor ve teşvikler alınıyor.
Yalan mı Sayın Doğan?
Yalansa, “Yalan” de!
Yakın tarihte Doğan Grubu şirketlerine kesilen 1 katrilyonluk vergi ve 4 katrilyonluk ceza ile ilgili olarak da, şöyle diyor Doğan: “Ben bu davaların hiçbirini de kaybetmedim. Ben bu davalarda devletle uzlaştım. Bir af değildi.”
“Davaları kaybetmedim” demek, “Kazandım” demek değildir. Davayı açmışsın. Ertesi günü af çıkmış.. Uzlaşmaya gitmişsin. Oysa haklı isen, davanı yürütürsün, uzlaşmaya gitmezsin. Uzlaşmaya gitti isen, “Allah için hatalı değildim” diyemezsin, Sayın Doğan..
Gerçekler tarihe not düşülsün diye, hatırlatayım dedim..
Başka bir niyetim yoktur!
YENİ AKİT