HAKSÖZ HABER
Deprem felaketinin başından beri depremin kendisi kadar yalan haber, asılsız ihbar ve komplo teorilerinin sebep olduğu kargaşa ile uğraşıyoruz.
“Yarseli Barajı yıkıldı” şeklindeki içi boş iddialar sebebiyle yüzlerce insan Hatay’ı terk etmeye çalıştı. Ne olduğunu kimsenin bilmediği hiçbir şekilde kanıtlanmış verilere dayanmayan HAARP, ABD savaş gemisi vb. komplolar ile insanların akıl ve mantık melekeleri iğdiş edildi.
Hatay'daki son depremlerin ardından hemen harekete geçen sağlık personeli ise gelen asılsız ihbarlara isyan etti. “Sahte ihbarlardan dolayı iş yükümüz artıyor ve gerçek vakalara ulaşmakta zorluk çekiyoruz. Tomruksuyu Mahallesi'nde göçük altında 6 kişi var dediler, tüm sokakları gezdik yıkılan binalar boştu cevabını aldık.”
Sağlık görevlileri sahte ihbarlar aldıkları için gerçek vakalara ulaşmakta zorluk çekerken birileri çok uzaklarda sıcacık evlerinde oturup sosyal medyada dezenformasyon üretiyor. Her fırsatta aslı astarı olmayan iddialarla başta mülteciler olmak üzere birileri hedef haline getiriliyor.
Şunu görmemiz gerekiyor ki “necip millet” şeklindeki yaygın kullanım ne yazık ki gerçekliğin tamamına tekabül etmiyor. Çok güzel örneklikler olduğunu da unutmadan toplumumuzda yalan haber, asılsız ihbar ve komplo teorilerini üreten veya destekleyen oldukça sıkıntılı bir zihniyete sahip kimseler olduğunu aklımızdan çıkartmamalıyız.
Bu durum ise en temel ahlaki çürümenin eseri olarak önümüzde duruyor. Bu tarz düşünce sorunları ile uğraşmak en az depremin enkazını kaldırıp afetlere dayanıklı şehirler inşa etmek kadar mühim!