Gökhan Özcan / Yeni Şafak
Yılmadan yorulmadan...
Bugün yazacaklarımı benzer şekilde daha önce de yazdım; muhtemelen Gazze sükun buluncaya kadar müteaddit defalar yazmaya da devam edeceğim. Çünkü bugün en çok yapılması gereken şey, en hayati iş bu. Her birimizin elindeki imkanlarla kendine ve ulaşabildiği herkese bu hatırlatmaları yapması gerekiyor.
Neden söz ediyorum, neyi hatırlatacağız insanlara?
Gazze’de zulüm başladığından beri pek çoğumuzu ele geçiren bir kolaycılığı, “Üzülüyoruz ama çaresiziz, elimizden bir şey gelmiyor!” yakınmalarını ortadan kaldıracak hal çarelerini hatırlatacağız. Düşman durmuyor, zulmünden geri adım atmıyorsa, biz de durmayıp imkanlarımızı zorlayacağız, gerekenleri yapacağız.
Öncelikle Gazze›de (ve elbette başta Doğu Türkistan olmak üzere zulümlerin işlendiği her yerde) yaşananlara alışmayacağız, zulmü kanıksamayacağız, ilgimizi canlı tutacağız. Zulmü dillendirmeye, aşikar etmeye, mazlumun yanında durmaya ve sesini duyuramadığı yerlere duyurmaya ısrarla, inatla, sebatla devam edeceğiz. Siyonist israil'in kanlı yüzünü, karanlık zihniyetini, gözü dönmüş yönetimini, zalim ordusunu ifşa etmek üzere bütün imkanlarımızı seferber edeceğiz. Mazlum ama herkesten daha yiğit Filistin halkının acılarını, ihtiyaçlarını ve büyük mücadelesini istikrarla dünyaya duyurmayı günlük bir görev olarak aksatmadan sürdüreceğiz. Bunun için gerekli her türlü materyali üreteceğiz, sosyal medya imkanlarımızı seferber edeceğiz ve takipte kalacağız. Bunu yaparken özellikle sosyal medyada bize ulaşan haber ve görüntülerin doğruluğunu araştırmaktan, doğru kaynakları kullanmaktan ve algı oyunlarına, manipülasyonlara gelmeden, tuzaklara düşmeden uyanık kalarak faaliyet göstermeye, gerçekleri yaygınlaştırmaya dikkat göstereceğiz.
Bölgede faaliyet gösteren güvenilir yardım kuruluşlarına imkanlarımız ölçüsünde az çok demeden maddi yardımda bulunacağız, destek olacağız. Yardımların engellemeler sebebiyle yerine ulaştırılamadığı yönündeki haberlerin bizi gevşetmesine izin vermeyeceğiz. Yerine ulaşan yardımlar da var ve bize düşen bölgede ihtiyaç duyulan her türlü malzemenin hazır tutulmasını sağlamaktır.
Gerek spontan gelişen, gerekse çeşitli sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği Filistin’e destek ve israil’i protesto gösterilerine katılacağız ve zalime karşı sesimizi yükselteceğiz, kesintisiz bir şekilde kamuoyu oluşturulmasına katkıda bulunacağız.
En önemli işlerimizden biri israil’i doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen mal ve ürünleri, şirket ve markaları boykot etmek ve boykotu yaygınlaştırmak üzere teşhir etmektir. Boykotlar dünyayla entegre biçimde ilerliyor ve gerçekten işe yarıyor. Sadece bugünlerde değil, daimi şekilde bu mal ve ürünleri hayatımızdan çıkaracağız.
Efendimizin (sav) işaret buyurduğu gibi kötülüğe, kötülere kalbimizle buğz edeceğiz. Ve mazlumların ama belki daha da çok kendimizin felah ve selameti için, ümmet-i İslam’ın birliği için boyun büküp Rabbimize halisane dua edeceğiz, acziyetimizi itiraf edeceğiz ve yardımını dileyeceğiz. Bugün düştüğümüz kabul edilemez durumu aşabilmek için azmedeceğiz, niyet edeceğiz, bunun nasip olması için secdeye varacağız. Ve Allah’ın her işinde bir hikmet olduğunu hatırımızda tutacağız.
Yapılabilecek başka şeyler de var mutlaka, bunun için de kafa yoracağız, kendimizi atalete düşmeye bırakmayacağız.