Yahudi Profesör: 'Siyonizm, Museviliğe Karşıdır'

Yakov M. Rabkin, bir tarih profesörü. Özellikle Yahudi tarihi üzerinde yoğunlaşan Rabkin'in en önemli özelliklerinden biri koyu bir Siyonizm karşıtı olması.

Yakov M. Rabkin, Montreal Üniversitesi’nde tarih profesörü. Musevilik üzerine çalışmalarıyla tanınan araştırmacı yazar özellikle çağdaş Yahudi tarihi konularında uzman. Birçok uluslararası yayın organında makaleleri yayınlanan Rabkin, bu yıl içinde Türkiye’de de yayınlanan ‘Yahudilerin Siyonizm Karşıtlığı’ kitabıyla dünyada büyük yankı uyandırdı. Siyonizm’e yönelik Yahudi muhalefetini tüm yönleriyle irdeleyen Yahudi yazar, “Museviliğe yönelik bir tehdit” olarak görülen Siyonizm’e karşı Musevilerin geliştirdiği tepkiyi, tarihiyle birlikte ele alıyor.

Kitabında Siyonizm’in bir ‘milliyetçi proje’ olarak ortaya çıktığını vurgulayan Rabkin, Siyonizm’in ve daha sonra İsrail Devleti'nin ortaya çıkışının Yahudilerin yaşamlarını değiştirdiğini belirtiyor. İsrail’de hakim olan “Bütün dünya bize karşı” duygusunu, İsrail’in bir Yahudi’nin güvende olacağı tek yer kabul edilmesini, mağduriyet politikalarını da eleştiren yazar, tüm Yahudilerin Siyonistlerle işbirliği yapma şaibesi altında bırakıldığından şikayet ediyor.

Siyonist devlet günahkar

Profesör Yakov Rabkin, “Siyonizm, yüzlerce yıllık Kutsal Topraklar özleminin mantıksal bir sonucu değil; Yahudilik geleneğine ve dinine karşı bir başkaldırıdır” cümleleriyle dikkat çeken yazar birçok Yahudi düşünürün Siyonist devletin günahkâr doğduğuna, Filistinlilerin mülkiyet haklarını gasp ettiğine ve Yahudi değerleri anlamında hiçbir meşruiyeti olmadığına inanıyor, diyor.

Bir dizi programa katılmak üzere Türkiye’ye gelen Rabkin, yenisafak.com.tr'ye Siyonizm ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Siyonizmi nasıl tarif ediyorsunuz?

Siyonizm, bir toplumu dönüştürme hareketidir. Siyonistler, yüzyıl boyunca dünya Yahudilerinin yaklaşık yarısını Filistin’e yerleştirmek için büyük çaba sarf etti. Bu yerleştirme çabaları, sırf insan gücünden çok daha fazlası demekti. Çarlık döneminde dinleri sebebiyle şiddete ve kıyıma maruz kalan Yahudilerin niyeti, farklı din, dil ve etniğe sahip grupların uyum içinde bir arada yaşadığı Filistin’i ele geçirmeye yönelikti.

Siyonizm dini değil, laik bir hareket midir?

19. yüzyılda Avrupa’daki laiklik hareketinin tesiriyle Museviliği terk eden Yahudiler, kendilerini “Sapkın Yahudiler” ya da “Museviliğin ihlal edenler” olarak ifade etmek yerine olumlu bir şekilde tanımlamak zorunda kaldı. "Laik Yahudi" daha iyi anlatmak gerekirse "Ateist Yahudi" terimi de bu şekilde ortaya çıktı. Siyonizm’in kurucuları da böyle kişiler. Onlar dini bir ülke kurmayı amaçlamadı, seküler bir toplum amaçladı. Yahudiliğe de karşıydılar. Mesela Siyonizm’in kurucusu Ben-Gurion, Haredi Museviliğinin yok olmasını uman, din karşıtı biriydi. Siyonistlerin vatandaşlık konsepti de Yahudilik üzerine kuruludur. Eğer İsrail vatandaşı Yahudi iseniz dininiz Yahudi olarak yazar. Eğer Müslüman ya da Hristiyan’sanız sizin dininiz değil nereli olduğunuz yazar kimlik belgesinde. Mesela İsrail vatandaşı Hristiyan Rus iseniz, sadece Rus denilir, din ibaresi yoktur.

"Osmanlı Filistin’inde tüm dinler ve etnik kökenler uyum içindeydi."

Yahudilerin Siyonizm’e tepkileri ne oldu?

19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkışının ardından, pek çok Yahudi din ve toplum lideri Siyonizm’i reddetti. Siyonizm, geleneksel Yahudilik kavramına her şekilde meydan okudu, geleneksel anlayışa sahip toplumu yeni yaşam stillerine tabii kıldı. Siyonist tehdit her Yahudi topluluğa ulaştı. Durdurulamaz ve karmaşık olduğu için ödün vermeyen bir muhalefetle karşılaştı. Siyonist hareket ve İsrail Devleti’nin kurulması Yahudi tarihindeki en büyük kamplaşmalardan birini doğurdu.

Günümüzde durum nasıl?

Harediler de dahil olmak üzere Siyonizm karşıtı Yahudiler, Siyonist devletin var oluş sebebi olan savaşın gerçekte Yahudi geleneklerine aykırı olduğunu vurguluyor. Bu bir görüş değil, bu gerçektir. Bugünlerde bir milyonun üzerinde İsrailli kendini Haredi saymakta ve ülkenin Siyonist çoğunluğundan uzak durmaktadır.

"İsrail Devleti’nin kurulması Yahudi tarihindeki en büyük kamplaşmalardan birini doğurdu." 

İsrail’in yürüttüğü mağdur politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Avrupa’da Avrupalılarca diğer Avrupalılara karşı tezgahlanan ve uygulanan Nazi soykırımının sonuçları, Filistin'in geleceğini şimdi de etkilemeye devam ediyor. 100 yılı aşkın süredir bölgeyi saran şiddetin kökeninde, Avrupa’da var olan Yahudi mağduriyetinin dikkatle manipüle edilmesi yatıyor. İsrail’in tarihinden bu yana yürüttüğü mağdur politikasını anlayabilmek için bugün yaptıklarına da bakmak lazım. İsrail ve Filistin arasındaki şiddet Siyonizm düşüncesinden kaynaklanıyor. İsrail’in, ‘İsrail bütün Siyonistlerin yurdu olacak ama oradaki halkın olmayacak’ manasına gelen tavırları bu şiddeti doğuruyor. Eğer sen Filistinliysen ikinci sınıfsın diyorlar. Bölgeye barışın gelmesine yardımcı olmak için, artık İsrail’e Nazi Soykırımı’nın kolektif mağduru gibi davranılmamalıdır.

"Nazi soykırımı Avrupalılarca diğer Avrupalılara karşı tezgahlandı ve uygulandı." 

Türkiye’de her yıl yapılan anketlere göre İsrail en sevilmeyen ülkelerden biri olduğu halde, ülkemizde birçok Yahudi yaşıyor ve halklar arasında bir problem yaşanmıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Benim bütün çabam bu sorunun cevabını vermek içindir. Söylemeye çalıştığımız şey tam da bu, Siyonizm ve Siyonist İsrail, Yahudileri temsil etmiyor. Türkiye’deki Yahudiler İsrail’in devlet politikalarından hiç etkilenmemiş. Müslümanlar Yahudilere, Hıristiyanların onlara davrandığından, kıyaslanamaz bir biçimde daha iyi davranmıştır. Bunun da ötesinde Yahudiler, Osmanlı İmparatorluğu ve daha sonra Türkiye de dahil olmak üzere birçok Müslüman ülkenin hayatında önemli roller oynamıştır. Yahudi cemaatleri yüzyıllarca Babıâli himayesinde ticaret, tıp ve bilim alanlarında ilerleyerek geliştiler. Daha sonra Nazi Almanyası’ndan kaçan Yahudi göçmenleri ülkesine buyur eden Türkiye, günümüzde ağırlıkla Müslüman olan tüm ülkelerdeki en geniş Yahudi cemaatlerinden birine ev sahipliği yapmaktadır.

"Bölgede şiddetin kaynağı Siyonizm’dir."

Şu anki Türk yönetiminin İsrail’e olan tavrı ve tepki niteliğindeki açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türk hükümetinin İsrail'e karşı oldukça yardımsever bir tutumu vardı. Ancak, İsrail'in Mavi Marmara’ya saldırısı,  İsraillilerin kibirli ve pişmanlık belirtisi göstermeyen davranışları yüzünden Türkiye'nin bu tutumu değişti. Bu gayet normal. “Terörizm bir korkutma, bir tehditse evet İsrail’in Filistin’de yaptığı budur. İsrail “terör devletidir” açıklamasında bir sorun yok. İsrail bir askeri güç devletidir, devlet politikası olarak korkutma ve saldırma politikası güdüyor. Netenyahu’nun tüm açıklamalarından da bunu görebilirsiniz.

Son olarak Hristiyan Siyonizm’inden bahsediyorsunuz, bu ne demek?

Hristiyan Siyonizm’i, gerçekte Yahudi Siyonizm’inden asırlarca önce var olmuştur. İsa Mesih’in yeniden gelip dünyayı kurtarmasından önce Yahudilerin Filistin’de toplanması aslında bir Hristiyan inancıdır. Yani Yahudilerin Vaadedilmiş Topraklara geri getirilmesi, aslında Hristiyan dininin arzusudur ancak bu ruhani bir kavramla Yahudilerin hasretle beklediği bir olaya dönüştürülmüştür. Bu bir siyasi projedir. Hristiyan Siyonistler Yahudi Siyonistlerden çok daha kalabalık. Kendileri sayılarını 50 milyon olarak açıklıyor ve onların çok güçlü bir siyaseti var. Ve şimdilik ortak bir amaçları olduğu için İsrail’in politikalarını destekliyorlar.

Nuriye Çakmak

Röportaj Haberleri

“Suriye’ye geri dönüş tartışması, empati yoksunu ve yersiz”
Türkiyeli bir mücahid ile Suriye devrimi üzerine…
"Solun bir kısmı mezhepçilikten bir kısmı da İslam düşmanlığından Esed'i destekliyor"
Suriye'nin korku hapishaneleri: Sednaya, Tedmur ve Suriye’nin yeni hafızası
"Suriye devrimi Türkiye'nin de zaferidir!"