İHH’nın konvoyuyla alakalı olarak İsrail’in ilk tepkileri ablukayı deldirtmeyeceği ve insani yardımın yerine ulaşmasına izin vermeyeceği yönünde olmuştu.
Buna muvaffak olursa bu İsrail açısından ne ilk ne de son engelleme olacaktır. Zira, İsrail mesele bekası veya haklı veya haksız bu yöndeki endişeleri olunca kimseyi kale almamakta ve kendi dindaşlarına bile en sert muameleleri reva görebilmektedir. Bunun sayısız örnekleri vardır. Hatta bundan dolayı II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerle gizli işbirliği yaptığına dair iddialar bile ortaya atılmıştır. Önemli olan İsrail açısından siyasi kazançtır. Bunun için ahlakı ayaklar altına almaya ve dindaşlarını bile harcamaya çoktan razı ve hazırdır. Edward Said’in de işaret ettiği gibi son sıralarda Yahudi muhalifler ile İsrail arasında gerilim hattı oluştuğunu gözlemliyoruz. İHH Konvoyunun sokulmak istenmemesi gibi BM Raportörü ve önemli bir düşünür olan Richard Falk da Ben Gurion Havaalanında(2009) tutuklanmış ve ardından da geldiği yere gönderilmişti. Richard Falk BM yetkilisi, görevlisi olarak özel raportör sıfatıyla, 14 Aralık’ta (2009) İsrail’e gidiyor, Ben Gurion Havaalanından Gazze’ye gitmek üzere iken orada gözaltına alınıyor ve sonra da sınır dışı ediliyor. Dolayısıyla Filistinlileri tecrit ve hukuklarını ayaklar altına almak için İsrail her yola başvurduğu gibi hiçbir mercii ve hiçbir aracıyı da tanımıyor. Bu onun kuralı. Richard Falk’a yapılan bir biçimde Yahudi asıllı Amerikalı muhalif Noam Chomsky’ye de yapıldı. Bunun üzerine Naom Chomsky çoklarının katıldığı bir tespiti yaptı veya tekrarladı: İsrail aklını yitirmiş olmalı. Baştan olup olmadığı tartışılsa bile aklını yitirdiği müsellem ve muhkem bir kaziyye.
*
Amerikalı düşünür ve dilbilimci Noam Chomsky, İHH veya Hayat damarı konvoyundan bir iki hafta önce bir üniversitede konferanslar vermek üzere Gazze’ye doğru yola çıkmıştı. Ancak saatler süren sorgunun ardından İsrail’in sürpriz kararıyla karşı karşıya kaldı. Bundan önce defalarca işgal altındaki topraklara girdiğini ifade eden düşünür, İsrail’in bu tavrının aklını ve dengesini kaybettiğine delil olduğunu söyledi. Chomskyi İsrail’in yasaklaması bahanesiyle Ürdün’de birçok kişiyle görüşme imkanı bulduğunu belirterek alaycı bir şekilde İsrail’e teşekkür etti. Düşünür, Amerikan kamuoyunun Filistin davası ve İsrail’e karşı değişen bakış açısını da değerlendirdi. Ürdün’ün başkenti Amman’da bir grup siyasi ve gazeteci ile Kudüs Araştırmalar Merkezi’nde yaptığı görüşmede Chomsky, İsrail’in aklını kaybettiğinin ve bozulmuş sinirlerinin delillerinden bahsetti. Chomsky gözlemlerini ve düşüncelerini şöyle aktardı: “Ülkesi, Tel Aviv’in en eski ve güvenilir müttefiki olmasına karşın Türkiye büyükelçisine alçakça tavrı ve Goldstone raporuna karşı akıl dışı muamelesi İsrail’in dengesini kaybettiğini gösteriyor. “İsrail’in asabiliğine bir başka delil olarak da bundan önce işgal altındaki topraklara girmesine defalarca izin vermiş olmasına karşın bu sefer Gazze’ye girmesine izin vermemesini gösterdi.
*
Buna pekala çılgınlık da denilebilir. Gerçekten de son sıralarda İsrail kendi dindaş veya ırktaş muhalifleriyle de boğuşmaya başlamıştır. Bunlardan birisi de Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone’dur ve onun Gazze savaşıyla ilgili raporu İsrail’i can evinden vurmuş ve adeta çılgına çevirmiştir. Bu bağlamda, imajını kurtarmak için ‘en iyi savunma saldırıdır’ pozisyonunda Goldstone’un imajına saldırmıştır.
İsrail’de yayınlanan Yedioth Ahranot gazetesi, İsrail’in Gazze saldırılarıyla ilgili BM raporunu hazırlayan eski Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone hakkında, ülkesindeki ırkçı rejim döneminde 28 siyahı ölüme gönderdiği suçlamasında bulundu. Goldstone ise o dönemde yargıç olarak görev yaptığı Güney Afrika’da yasaları uyguladığını savundu. Malum, ‘tencere dibin kara seninki benden kara’ edebiyatı. Artık İsrail kendi dostlarını da veya dindaşlarını da kaybediyorsa iyice yalnızlaşıyor demektir. Bu hırçınlığı da onun işareti veya delili olsa gerek…
VAKİT